mastarlar-ve-ulaclar

İngilizce Mastarlar ve Ulaçlar: Ne Zaman Ulaç ve Ne Zaman Mastar Kullanılır

Hobilerin var mı?

Ne yapmayı seversin?

Plaja gitmeyi mi? Bilgisayar oyunları oynamayı mı? Yürüyüş yapmayı mı? Şarkı söylemeyi mi? Dans etmeyi mi?

Çok güzel! Bunların tümü ulaçlar a örneklerdir.

Peki ya her gün ne yapmak istediğini soracak olsaydım?

Belki de çizim yapmak ilgini çekiyor. Belki de yapmak istediğin tek şey çizgi roman okumak. Belki de kendi işini açmak için çalışıyorsun. Belki de planların arasında dünyayı dolaşmak var!

Bunlar da birer hobi, değil mi? Ama bunları tanımlamak için mastarlar kullandık.

Mastarlar ve ulaçlar İngiliz dilinde sıkça rastlayacağın yapılardır. Bunlar birçok farklı durumda kullanılabilir. Bazen mastarlar ve ulaçlar birlikte kullanılır. Bazen bu ikisinden birini seçersin çünkü diğerini kullanmak tamamen hatalı olabilir.

Anlamak zor mu? Evet, öyle!

Peki ne zaman bir ulaç ve ne zaman bir mastar kullanacağını nasıl bileceksin? Vereceğimiz bu beş kural bunu anlamana yardımcı olacak! Şimdi mastarlar ve ulaçların ne olduğunu öğrenerek başlayalım.

Mastar nedir? Ulaç Nedir?

Mastar başında “to” bulunan fiil halidir. Örneğin, “to do,” “to sleep,” “to love” ve “to create.” Bu, cümlelere uyacak şekilde değiştirmen gereken fiilin en yalın halidir.

Örnepşn, “She sleeps” sözü artık “to sleep” mastarını içermemektedir. Bunun yerine “to sleep” fiili geniş zaman üçüncü tekil şahıs çekimini almıştır: sleeps.

Mastarlar kolaydır!

Peki ya ulaçlar?

Ulaçlar ya da zarf-fiiller, fiile “-ing” eklenerek oluşturulur: “sleeping,” “drawing,” “swimming.” Ama bu “-ing” şimdiki zaman ya da sürekli geçmiş zaman kipinde karşına çıkan fiil çekimi değildir. Bunlar birbirleriyle aynı görünür ama ulaçlar aslında isim olarak kullanılan fiillerdir.

Şimdi “to sleep” fiilinin mastarını ele alalım ve bunu iki farklı cümlede kullanalım:

I am sleeping.
Uyuyorum.

Bu şimdiki zaman cümlesidir. Buradaki “sleeping” fiilin bir parçasıdır. Bir ulaç değildir. İşte ikinci cümle:

I don’t like sleeping.
Uyumayı sevmem.

Bu geniş zaman cümlesidir ve bir ulaç içerir. “Sleeping” bu cümlenin dolaysız nesnesidir.

Artık mastarlar ile ulaçlar arasındaki farkı bildiğine göre şimdi bunların her ikisi doğru kullanmana yardımcı olacak kuralları ele alalım.

Aşağıdaki kurallar mastarlar ve ulaçların nasıl kullanılması gerektiğini anlamanda sana yardımcı olacak olsa da, bunları gerçek hayatta kullanabilmek için pratik yapmayı unutmamalısın. Pratik yapmanın harika bir yolu ise FluentU videolarıdır—bunlar içinde film fragmanları, müzik videoları, haberler ve gerçek hayattan diğer eğlenceli videolar yer alır. FluentU videolarında interaktif altyazılar bulunur ve bu altyazılar sana bir sözcüğün tanımını vermenin yanı sıra sana bu sözcüğün cümle içerisinde nasıl kullandığını da gösterir. En iyisi ise iOS ve Android uygulamaları ile istediğin her zaman çalışabilecek olman.

Mastarlar ve Ulaçların Kullanımında Ustalaşmak için 5 Basit Kural

Kural 1: Ulaçlar bir cümlenin nesnesi olarak kullanılabilir.

Şu örneklere bir göz at.

Walking is good for your health.
Yürüyüş sağlık için iyidir.

Making friends has become more difficult since I moved to a new city.
Yeni bir şehre taşındığımdan beri arkadaş edinmek daha zor bir hal aldı.

Becoming a millionaire is a dream of many young people today.
Bir milyoner olmak günümüzde pek çok küçük çocuğun rüyasıdır.

Burada ulaçlar (koyu yazılmış) cümlenin nesnesinin parçalarıdır (“walking,” “making friends,” “becoming a millionaire”). Bu üç cümle de normal günlük İngilizce cümlelerdir.

Şimdi de bu iki cümleye bir bak:

To be or not to be—that is the question.”
Olmak ya da olmamak—işte bütün mesele bu.

To mourn a mischief that is past and gone is the next way to draw new mischief on.”
Geçmişte kalmış bir kötülüğe üzülmek yeni kötülükleri üzerine çekmenin yeni yoludur.

(Her iki cümle de William Shakespeare’in eserlerinden alıntıdır.)

Bunlar kulağa resmi geliyor, değil mi? Sence de şairane değiller mi? Shakespeare tüm zamanların en iyi yazarlarından biridir ve onun kullandığı İngilizce anlaşılması zor olmasıyla meşhurdur. Ve bunun nedeni de kullandığı edebi özelliklerdir. Resmidir ve bu bir sanattır.

Bu iki alıntıda “to be” ve “to mourn” cümlenin nesneleri olarak kullanılmıştır.

Dolayısıyla da hem ulaçlar hem de mastarları nesne olarak kullanmak mümkündür, ama ulaçlar nesne olarak çok daha sık kullanılır. Bu tercihin cümlenin genel tonuna be anlamına nasıl etki ettiğine dikkat etmen yeterli.

Kural 2: Hem ulaçlar hem de mastarlar bir cümlenin nesnesi olarak kullanılabilir.

Şöyle demek mümkündür:

“I enjoy drawing.”
Çizim yapmayı severim.

Şöyle de diyebilirsin:

“Yesterday, I decided to draw.”
Dün çizim yapmaya karar verdim.

Her iki cümle de doğrudur ama birinde mastar nesne olarak ve diğerinde de ulaç nesne olarak kullanılmıştır.

Peki fark ne?

Fark, nesnenin önünde gelen fiillerdir! Bazı fiiller bir ulaç ve bazıları da bir mastar kullanımını gerektirir. Yukarıdaki örneklerde kullanacağımız formülün “enjoy” + [ulaç] ve “decide” + [mastar] olduğunu görebiliyoruz.

Biraz alıştırma ile bunların hangisini kullanman gerektiğini hatırlayacaksın.

İşte ardından mastar gelmesi gereken fiillere bazı örnekler:

  • agree: I agreed to go to a party with my friend.
  • decide: The president decided not to participate in the discussions.
  • deserve: Everyone deserves to be respected.
  • expect: I expect to know my exam grade by tomorrow.
  • hope: We were hoping to avoid traffic by leaving early.
  • learn: He learned not to trust anyone.
  • need: She needs to learn how to cook.
  • offer: I offered to help my brother with homework.
  • plan: We are planning to watch a movie tonight.
  • promise: My friend promised to find the time to help me move.
  • seem: We seem to be lost.
  • wait: I cannot wait to see my family.
  • want: I don’t want to go to bed yet.

Ardından bir mastar gelmesi gereken daha birçok fiil sayabiliriz. İngilizce öğreniminde ilerledikçe bunları doğal olarak öğreneceksin.

Ve işte ardından bir ulaç gelmesi gereken fiillere bazı örnekler:

  • admit: They admitted changing the schedule.
  • advise: I advise proceeding (moving forward) with caution.
  • avoid: She avoided looking me in the eye.
  • consider (think about): I considered staying silent, but I had to tell her.
  • deny: I denied knowing about his secret.
  • involve: The course involved writing three tests.
  • mention (say something): She mentioned seeing my brother at a baseball game.
  • recommend: I recommend practicing gerunds and infinitives.
  • risk: Don’t risk losing your job!
  • suggest: I suggest reading more English short stories.

Kural 3: Birçok sıfattan sonra mastar kullanmak gerekir.

İşte bu kuralı gözünde canlandırmana yardımcı olacak üç örnek cümle:

It is not easy to graduate from university.
Üniversiteden mezun olmak kolay değildir.

It is necessary to speak English to work in a hotel.
Bir otelde çalışmak için İngilizce konuşmak gereklidir.

It is wonderful to have close friends.
Yakın arkadaşlara sahip olmak harikadır.

Bir şeyi bir sıfat (yukarı örneklerde altı çizili) ile tanımladığın zaman bunu bir mastar takip (koyu vurgulu) etmelidir. Burada ulaç kullanmak hatalı olur.

Ama unutma! O nesneyi bir özneye dönüştürmek istiyorsan (bkz. Kural 1), bir ulaç kullanılmalıdır:

Graduating from university is not easy.
Üniversiteden mezun olmak kolay değildir.

Speaking English is necessary to work in a hotel.
Bir otelde çalışmak için İngilizce konuşmak gereklidir.

Having close friends is wonderful.
Yakın arkadaşlara sahip olmak harikadır.

Bir sıfatı bir mastarın takip etmesi gerektiğini başka nasıl bilebilirsin? “too + [adjective]” kalıbı da bunu bilmenin başka bir yoludur!

Örneğin:

This dress is too big to wear.
Bu elbise giymek için çok büyük.

This car is too expensive to buy.
Bu araba satın almak için çok pahalı.

Ve aynı şey “[sıfat] + enough” kalıbı için de geçerli:

My child is not tall enough to ride this rollercoaster.
Çocuğum bu atlıkarıncaya binebilecek kadar uzun boylu değil.

The course was detailed enough to widen his knowledge base.
Kurs, onun bilgi hazinesini geliştirmesine yeterli olacak kadar detaylıydı.

This rule is useful enough to understand the usage of infinitives!
Bu kural, mastarların kullanımını anlamak için yeterince kullanışlıdır.

Kural 4: Cümlenin nesneleri bir kişiyi tanımlayan isimler veya zamirler ise sadece mastar kullanılır.

“We asked her not to go.”
“Ondan gitmemesini istedik.”

Bu cümlede, “we” nesne, “asked” fiil ve “her” de “she” zamirinin nesne halidir. Kişileri ifade eden dolaysız ve dolaylı nesnelerden sonra her zaman mastar (“to go”) kullanılır ve hiçbir zaman ulaç kullanılmaz.

Bu kuralı hatırlamak için, bir nesne ve mastar alan fiilleri öğrenmen gerekir.

Bu örneklerle başla. Bu cümlelerde nesnelerin (isimler ve zamirler) altı çizilmiştir. Altı çizili nesneleri mastarların izlediğini gözlemle.

  • ask: Can I ask you to help me with something?
    Senden bana bir konuda yardımcı olmanı isteyebilir miyim?
  • expect: I never expected him to become famous.
    Onun ünlü olmasını hiç beklemezdim.
  • hire: Did the company hire you just to sit in your office?
    Şirket seni sırf ofisinde otur diye mi işe aldı?
  • invite: I invited a friend to attend the ceremony.
    Törene katılması için bir arkadaşı davet ettim.
  • order: She ordered the child to stay at home.
    Çocuğun evde kalmasını emretti.
  • remind: Please remind me to wash the dishes.
    Lütfen bulaşıkları yıkamayı bana hatırlat.
  • require: The test required him to concentrate fully.
    Test onun tamamen konsantre olmasını gerektirdi.
  • teach: That will teach you to follow the rules!
    Bu sana kurallara uymayı öğretir!
  • tell: Who told you to come here?
    Buraya gelmeni sana kim söyledi?
  • urge: They urged me to continue my research.
    Araştırmama devam etmem için bana ısrar ettiler.
  • warn: I am warning you not to do this!
    Bunu yapmaman için seni uyarıyorum!

Kural 5: Edatlardan sonra sadece edat kullanılır (bir istisna ile).

Şu cümleyi incele:

I talked him out of taking that job.
Onu o işi kabul etmekten vazgeçirdim.

Burada “taking” ulacı “of” edatından sonra gelir.

Edatlar, isim, zamir, fiil ya da sıfat olması fark etmeksizin her sözcüğü takip eder. Aşağıdaki örneklerde edatların altı çizilidir ve bunları koyu vurgulu ulaçlar izler.

Bir ismin ardından gelen bir edat:

Novels about growing up are popular among teenagers.
Büyümek hakkındaki romanlar gençler arasında popülerdir.

I have an interest in becoming a painter.
Bir ressam olmak ilgimi çekiyor.

Bir zamirin ardından gelen bir edat:

I forgive you for not telling the truth.
Doğruyu söylemediğin için seni bağışlıyorum.

Bir fiilin ardından gelen bir edat:

She is thinking about trying martial arts.
O, dövüş sanatları[na yazılmak] hakkında düşünüyor.

He looks forward to meeting his cousins.
O, kuzenleriyle buluşmak için sabırsızlanıyor.

Bir sıfatın ardından gelen bir edat:

I am wary of going alone.
Yalnız gitmekten çekinirim.

My mom is scared of flying.
Annem uçmaktan korkar.

Bir istisna söz konusu. Neyse ki bunu hatırlamak kolay olacak!

İstisna

“But” sözcüğü bir cümlenin iki tümcesini birbirine bağlayan bir sözcüktür. Buna bağlaç adı verilir. Bazen “but” da bir edat işlevi görebilir. “But” bir edat olarak kullanıldığı zaman verdiği anlam “except” ile aynıdır.

Eğer “but” ya da “except” bu şekilde kullanılıyorsa bunu bir mastar izlemelidir:

I had no choice but to follow her.
(I had to follow her.)
Onu takip etmekten başka şansım yoktu.

Mary made no stops on the way except to get gas.
(Mary only stopped to get gas.)
Mary benzin almak dışında yol boyunca hiç mola vermedi.

There is nothing left for me to do but to collect my money and go.
(I only have to collect my money and go.)
Paramı alıp gitmekten başka yapabileceğim hiçbir şey kalmadı.

Görmemiş olabilirsin ama “but” ve “except” sıklıkla bu şekilde kullanılır. Bir edatın ardından gelen ulaç kuralını izlemen yeterli ve çoğu zaman doğru sunucu elde edersin!

 

Mastarlar ve ulaçlar kafa karıştırıcı olabilir ama İngilizce konuşmalarını daha çeşitli ve renkli hale getirirler. Bunları öğrenmek ve doğru kullanımlarını çalışmak son derece önemlidir. İngilizce çalışmalarında mastarlar ve ulaçları ne kadar çok ayırt edersen onları kullanmak da o kadar kolaylaşır!

Bazen bir cümlede bir mastar mı yoksa bir ulaç mı kullanman gerektiğinden emin olamayacaksın. Bu durumda o cümleyi değiştirmeyi ve söylemek istediğin şeyi daha farklı ifade etmeyi dene.

Pratik yaparak akıcı konuşmaya başlayacaksın. Pratik yapmak önemlidir.

İyi çalışmalar!

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close