
Sosyalleşin: Dostça Sohbetler Başlatmak için 7 İngilizce Ayaküstü Sohbet Konusu
Bir partide veya yemekli davettesiniz ve herkes birileriyle konuşuyor; İngilizce sohbet ediyorlar.
Hiç tanımadığınız birinin yanında duruyorsunuz.
İnsanlarla konuşmak istiyorsunuz fakat ne diyeceğiniz hakkında hiçbir fikriniz yok.
Bu durumu hepimiz yaşamışızdır. İster İngilizce konuşulan partilerde olsun, ister Türkçe.
İki insanın konuşacak bir şeyi olmadığında meydana çıkan sessizliğe tuhaf sessizlik (awkward silence) denir. Awkward kelimesi “huzursuz edici,” “mahcup edici” ve “tuhaf” anlamlarına gelir.
Bu tarz tuhaf sessizlikleri önlemek için İngilizcede havadan sudan konuşmayı, ayaküstü sohbet etmeyi bilmek gerekir.
Ayaküstü sohbet dediğimiz şey, birisiyle konuşmaya başladığınızda iki tarafın da çok derin konulara girmekten çekindiği zaman gerçekleşen bir çeşit karşılıklı konuşmadır. Bu tür sohbetlerin İngilizcedeki adı “small talk”tur ve bu adı birebir Türkçeye çevirdiğimizde “küçük konuşma” olur. Bu tür sohbetler “küçük”tür, çünkü genellikle sessizliği kırmak için yapılan, önemsiz konulardan bahsedilen ve iki tarafın da kendisini rahat ve cana yakın hissetmesini sağlayan konuşmalardır.
Ne kadar sık ayaküstü sohbet pratiği yaparsanız, böyle durumlarda sohbet etmeniz o kadar kolaylaşır.
Kendi sohbetlerinizi üretmeye başlayana kadar, kendinizi rahat hissettirecek ve size özgüven sağlayacak birkaç mükemmel sohbet konusu öğrenerek işe başlayabilirsiniz.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Ayaküstü Sohbet Etmek Neden Önemlidir
Ayaküstü, havadan sudan sohbet etmenin “küçümsenecek” hiçbir yanı yok.
Hava gibi basit bir konu hakkında sohbeti sürdürebilmek çok da önemli bir şey değilmiş gibi görünebilir fakat yeni bir dil öğreniyorsanız, bu temel becerilerden biridir. Gün içerisinde ana dilinizde kaç kez havadan sudan konuşmalar yaptığınızı bir düşünsenize.
Ayaküstü sohbet etmek size şu konularda faydalı olabilir:
- Tuhaf sessizlikleri önler
- Yeni insanlarla çabucak tanışmanızı sağlar
- Daha samimi görünmenizi sağlar
- Tanıdıklarınızla ve iş arkadaşlarınızla daha yakın olmanızı sağlar
- Daha doğal bir İngilizceye sahip olursunuz
Meşgul olmayan veya bir başkasıyla farklı bir konu hakkında konuşuyor olmayan bir kişi (veya kişiler) ile bir araya geldiğiniz hemen hemen her zaman sohbet edebilirsiniz. Bir partide, toplantı öncesinde veya ofiste mikrodalga fırının önünde yemeğinizin ısınmasını beklerken sohbet edebilirsiniz.
Asansörde birine sabahının nasıl geçtiğini sorabilir veya otobüs beklerken hava hakkında yorum yapabilirsiniz.
Vücut Dili de Bir Lisandır
Burada sadece İngilizce konuşmayı öğrendiğinizi mi düşündünüz? İngilizce konuştuğunuzda vücudunuz da neredeyse ağzınız kadar çok şey söyler – elbette diğer insanların vücutları da.
Örneğin, eğer bir mağazada ödeme sırasında bekliyorsanız ve önünüzdeki kişi size arkasını dönüyor, sabırsızca ayağını yere vuruyor ve sürekli telefonuna bakıyorsa, o kişi sizinle konuşmak istemiyordur. Diğer taraftan, önünüzdeki kişi yüzünü size dönüyor ve gözünüzün içine bakıp gülümsüyorsa, o kişiyle sohbet etmeyi deneyebilirsiniz.
Büyük farklar oluşturacak küçücük şeyler yaparak, daha cana yakın biri haline gelebilirsiniz. Eğer sohbet etmeye çalışıyor veya konuşulan konuya ilgi duyduğunuzu göstermek istiyorsanız ellerinizi önünüzde kavuşturmayın veya bacak bacak üstüne atmayın. Bunun yerine, göz teması kurun ve gülümseyin. İster İngilizce sohbet ediyor olun, ister Türkçe, bedeninizin de bir dili olduğunu unutmayın!
Her Duruma Uygun Ayaküstü Sohbetler
Bazı konular evrenseldir, yani bu konular hakkında her yerde ve herkesle konuşabilirsiniz. Diğer konular ise spesifik durumlar için daha uygundur. Örneğin, işle alakalı konuları, ofiste iş arkadaşlarınızla, hobilerle ilgili konuları ise arkadaşlarınızla konuşmak daha iyi olabilir.
Ayaküstü sohbet konuları havadan sudan konulardır – çünkü önemli şeyler hakkında değildirler. Sohbeti olumlu bir havada sürdürün ve olumsuz veya tartışmalı, “ağır” konulardan kaçının.
Rastgele bir konu seçip karşınızdakini bu alakasız konuyla şaşırtmayın. Bir listeden sorular seçip soruyormuş gibi davranmak yerine sohbetin doğal bir şekilde akmasını sağlayın. En iyi sohbet konusu o anki durumla veya çevreniz ve işinizle ilgili gözlemleriniz hakkında olandır.
Örneğin, asansörde birine havanın berbat olduğunu söyleyebilir veya (günlerden Cuma ise) hafta sonunu dört gözle bekleyip beklemediğini sorabilirsiniz ama durup dururken ona hobilerini sormamalısınız – bu tuhaf olur!
Sohbet etme konusunda kendinizi daha rahat hissetmek için, FluentU sitesini ziyaret ederek gerçek hayatta nasıl ayaküstü sohbet edildiğini görebilirsiniz. FluentU haberler, müzik videoları, skeçler ve röportajlar gibi gerçek dünyaya ait pek çok videoyu alıp onları kişiselleştirilmiş dil derslerine çeviriyor. İşin en iyi yanı da, FluentU’nun iOS ve Android cihazlar için hazırlanan mobil uygulamaları sayesinde her an her yerde İngilizce çalışmaya zaman ayırabilirsin.
Dostça Sohbetler Başlatmak için 7 İngilizce Ayaküstü Sohbet Konusu
1. Giriş
Birini tanımaya başlamadan önce kendinizi tanıtmak akıllıca bir hareket olur.
Tanımadığınız herhangi birine veya daha önce tanıştığınız ama sizi hatırlamıyor olabilecek birine kendinizi tanıtabilirsiniz. Kendinizi tanıtırken daha önce nerede karşılaştığınız veya ne iş yaptığınız konusunda biraz bilgi verebilirsiniz. İngilizce öğreniminizi bile sohbete başlama konusu olarak kullanabilirsiniz.
Örnekler:
“Good morning! We always have coffee at the same time but we’ve never spoken before. My name is [Your Name].”
“Günaydın! Hep aynı saatte kahve içiyoruz ama daha önce hiç konuşmadık. Adım [adınız].”
“Hello, how are you today? My name is [Your Name]. I’m still learning English so please let me know if I make any mistakes.”
“Merhaba, bugün nasılsınız? Adım [adınız]. Hala İngilizce öğreniyorum bu yüzden hata yaparsam lütfen bana söyleyin.”
“Hi Angela. You might not remember me but we met at Tom’s Christmas party last year. I’m [Your Name].”
“Selam, Angela. Beni hatırlamıyor olabilirsin ama geçen sene Tom’un Noel partisinde tanışmıştık. Ben [adınız].”
2. Evrensel Konular
Evrensel konular hakkında hemen hemen herkesle konuşabilirsiniz.
Hava, gündemdeki haberler, spor, müzik ve eğlence gibi şeyler sohbete başlamak için genellikle güvenli konulardır, özellikle bir grup insanla konuşuyorsanız – grupta bir kişi spor müsabakaları izlemiyorsa bile bir başkası izliyor olabilir.
Bu konular hakkında birçok kişi konuşsa da bazıları spor meraklısı olmayabilir veya eğlenceli haberleri bile takip etmiyor olabilir, böyle bir durumda, insanların dikkatini seçtiğiniz konuya çekmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin, geçmişle ilgili önemli haberlerden bahsedildiğini duyarsanız, bugünün haberlerinden konuşmayı deneyebilirsiniz.
Örnekler:
“Did you watch the Oscars last week? I can’t believe Leonardo DiCaprio finally won one!”
“Geçen hafta Oscar ödüllerini izledin mi? Leonardo DiCaprio’nun nihayet ödül kazanabildiğine inanamıyorum!”
“This weather is crazy! It was cold yesterday and today I came in with an open jacket. I hope it stays warm, don’t you?”
“Çılgın bir hava var! Dün soğuktu, bugün önü açık bir ceketle geldim. Umarım hava böyle sıcak gider, ya sizce?”
“That basketball game yesterday had me glued to my seat. Wasn’t that a great save at the very end?”
“Dünkü basketbol maçı beni koltuğuma yapıştırdı. En sondaki harika bir kurtarış değil miydi?”
3. Gününüz
Hangi konu hakkında konuşacağınızdan emin değilseniz veya söyleyecek ilginç bir şey aklınıza gelmiyorsa, karşınızdakine gününün nasıl geçtiğinin sorun veya kendi gününüz hakkında konuşun.
Örneğin, İngilizce bir sohbet başlatmak için şu soruları sorabilirsiniz:
- How was your day? / How has your day been so far? – Gününüz nasıldı? / Gününüz nasıl geçiyor?
- How have you been feeling today? – Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- What have you been doing today? – Bugün neler yaptınız?
- Has anything exciting happened today? – Bugün ilginç bir şey oldu mu?
- What are you planning for after work? – İşten sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Are you doing anything fun after work? – İşten sonra eğlenceli bir şeyler yapacak mısınız?
Ayrıca, kendi gününüz hakkında bilgiler de paylaşabilir ve nasıl olduğunuzdan bahsedebilirsiniz; fakat konuşma ve dinleme arasında iyi bir denge yakalamalısınız böylece ikiniz de aynı oranda konuşabilirsiniz (ve konuşmanın tamamında kendinizden bahsetmemiş olursunuz).
Karşınızdaki kişi kötü bir gün geçiriyor gibi görünse de onunla sohbet ederek daha güzel bir gün geçirmesini sağlayabilirsiniz. Çok kişisel sorular sormayın, onun yerine, cesaret verici güzel sözler söyleyin.
Örnekler:
“Hey there. You look like you’re having a rough day. I hope it gets better for you.”
“Selam. Zor bir gün geçiriyor gibi görünüyorsunuz. Umarım sizin için her şey daha iyi olur.”
“Good morning! I went camping on Saturday, and of course it rained all day. Was your weekend any better?”
“Günaydın! Cumartesi kamp yapmaya gittim ve tabii ki bütün gün yağmur yağdı. Senin hafta sonun daha iyi miydi?”
“The day is almost over! Do you have any interesting plans for the evening?”
“Gün neredeyse bitiyor! Akşam için ilginç planların(ız) var mı?”
4. İşyeri
Bazı sohbetler sadece iş çevresi için uygundur.
İş yerinde kişisel konular hakkında daha az konuşun ve dedikodudan kaçının! Onun yerine, gününüzden, yakınlarda yapılacak bir partiden bahsedin veya karşınızdakinin işiyle ilgili sorular sorun.
Örnekler:
“Hi Tom. How are things going over at the IT department today?”
“Merhaba Tom. Bilgi-işlem bölümünde bugün işler nasıl gidiyor?”
“Good morning. I’m really looking forward to the party after work today. I hear Pam brought her famous carrot cake!”
“Günaydın. Bugün işten sonraki partiyi dört gözle bekliyorum. Duyduğuma göre Pam meşhur havuçlu kekinden getirmiş!”
“What a busy day. This is the first time I’ve gotten up from my seat all day! Are you busy too?”
“Ne yoğun bir gün. Bugün koltuğumdan ilk kez kalkabildim! Sen de yoğun musun?”
5. Gözlemler
En iyi sohbet konularından biri sizin ve sohbet ettiğiniz kişinin bulunduğunuz yer hakkında konuşmaktır.
Bahsedeceğiniz şey ikinizin de bildiği bir şey olacağı için, karşınızdakinin neden bahsettiğinizi anlamayacağından endişe etmenize gerek yok. Etrafınıza bakın ve üzerine yorum yapacak bir şey bulun veya karşınızdaki kişiye bakın ve onun hakkında iltifatta bulunabileceğiniz bir şey bulun. İnsanları özgün bir iltifat kadar iyi hissettirecek başka bir şey yoktur!
Örnekler:
“I love your shoes today, they really pull your outfit together.”
“Bugün giydiğin ayakkabılara bayıldım, kıyafetine gerçekten uymuşlar.”
“Did you see? They finally fixed the light in the break room. It’s been broken for almost a month!”
“Gördün mü? Mola odasındaki ışığı nihayet tamir ettiler. Neredeyse bir aydır bozuktu!”
“Hey Pam, your cookies last night were delicious! Thank you for making them for the party.”
“Selam Pam, dün geceki kurabiyelerin lezizdi! Parti için onları yaptığın için teşekkürler.”
6. Ortak İlgi Alanları
Konuştuğunuz kişiyle benzer ilgi alanlarına sahip olmanız, konuşacak ortak bir şeyiniz olduğu anlamına gelir. Ortak bir arkadaş, ilgi alanı veya hobi bulun. Böylece üzerine konuşacak bir şeyiniz olur.
Aklınızda bulunsun, ana dili İngilizce olanlar, “hobby” (hobi) kelimesini nadiren kullanırlar; bu yüzden, “What are your hobbies?” (Hobileriniz neler?) diye sormak kulağa tuhaf veya yapmacık gelebilir. Bunun yerine, gözlemlerinize dayanarak bazı sorular sormaya çalışın.
Örnekler:
“My cousin mentioned you last night. I didn’t know you knew her! Where did you meet?”
“Kuzenim dün senden bahsetti. Onu tanıdığını bilmiyordum! Nerede tanıştınız?”
“I noticed your hat has a Yankees logo. Are you a fan of baseball too?”
“Şapkanızda Yankess logosu olduğunu fark ettim. Siz de mi beysbol hayranısınız?”
“I tried baking cookies like yours last night and they came out terrible. How do you make them so good?”
“Dün gece senin kurabiyelerinden yapmaya çalıştım ama berbat oldular. Sen nasıl bu kadar güzel yapıyorsun?”
7. Sorular
Şu ana kadar, verdiğimiz sohbet örneklerinin ortak bir yanı olduğunu fark etmişsinizdir: Hepsinde soru soruluyor. Sohbete başlamanın en güzel yollarından biri önce bir yorum yapıp, sonra soru sormaktır. Böylece yorumunuzdan sonra sohbetin sona ermemesini (ve işlerin tuhaf bir hal almamasını!) sağlarsınız.
Soru sorarken, konuştuğunuz kadar karşınızdakini de dinleyin ve sorularınız kişisel olmasın. Sohbette her şeyin olumlu olmasına dikkat edin!
Örnekler:
“Hey, I heard you were thinking of adopting a new dog. Did you find one?”
“Merhaba, yeni bir köpek sahiplenmeyi düşündüğünü duydum. Bulabildin mi?”
“I’ve been meaning to ask you this for a while: how long have you been working here?”
“Bir süredir sana şunu sormayı istiyordum: Ne kadar süredir burada çalışıyorsun?”
“Your hair always looks great. What hair products do you use?”
“Saçın he zaman harika görünüyor. Hangi ürünleri kullanıyorsun?”
Bir daha biriyle yan yana düştüğünüzde kimse konuşmuyorsa, ne yapacağınızı biliyorsunuz! Sohbeti başlatmak ve İngilizce sohbet etmek için ihtiyacınız olan her şey aklınızda!