renklerle-ilgili-ingilizce-deyimler

Renklerle İlgili İngilizce Deyimler ile Akıcılığını Geliştir

Her dil öğrenen gibi ana dilini konuşanlara benzer şekilde konuşmayı muhtemelen sen de istiyorsun.

Ders kitapları, kelime dağarcığını siyah beyaz renklere boyar. Peki ya diğer İngilizce renkler!

Gökkuşağı kadar renkli, zengin İngilizce kelime dağarcığı ile kendini ifade etmeyi öğren.

Renkler ile ilgili İngilizce deyimleri kullanarak daha önce hiç olmadığın kadar doğal olacaksın.

Şu anda, İngilizcende bir şeyler eksikmiş gibi hissedebilirsin. Yurt dışına gidip her gün İngilizce konuşabileceğin bir işte çalışmak veya okulda okumak isteyebilirsin fakat seni durduran bir şeyler var. Arkadaş edinmek, yeni ülkeni tanımak ve uyum sağlamak için yeteri kadar doğal konuşamadığından korkuyorsun.

Aslında yalnız değilsin. Senle tam olarak aynı hisseden pek çok sayıda İngilizce öğrenmeye çalışan insan var ve ayrıca senin nasıl hissettiğini dahi anlayabilen, ikinci bir dil öğrenmeye çabalayan, İngilizceyi ana dili olarak konuşan, pek çok insan da var.

Renklerle İlgili İngilizce Deyimler Neden Öğrenilmeli?

Ana dilini konuşanlar gibi konuşmanın anahtarı her gün kullanılan İngilizce ifadeleri anlamak ve kullanmak. Daha önce karşılaşmış olabileceğin argo kelimeler ve deyimler günlük dilde yer alır. Her ikisi de  İngilizce kelime hazineni ve kültürel bilgini artırmak için eğlenceli yollardır. Deyimler, kelimelerin sözlük anlamlarından (tam olarak) çıkarılamayacak ifadelerdir. Deyimler mecazidir. Örneğin, eğer bir kişi “green with envy” ise elbette bedeni bir kertenkelenin rengi değildir ­- bu sadece bir tabirdir.” Bu kıskanç oldukları anlamına gelir. Bunun gibi renklerle ilgili İngilizce deyimler oldukça fazla.

İngilizce oldukça renkli bir dildir. İngilizcede aynı fikri ifade etmenin pek çok yolu var, bu yüzden farklı türleri barındıran kelime dağarcığı önemlidir.  Bu çeşitlilik deyimler için de geçerlidir. Deyimler için önemli temalardan biri de renkler. Renk, anlam ifade etmek (vermek) için dünyanın her yerinde kullanılır ve farklı ülkelerde farklı şeyleri sembolize eder. Örneğin, Amerika’da ölümün ve yasın rengi siyahtır oysaki Çin’de beyazdır. Sıklıkla bir renk bir hissi veya zihinsel bir durumu sembolize eder. Farklı zamanlarda, dilimizi süslemek ve daha ilginç hale getirmek için ifadelerde renkleri kullanırız.

Renklerle İlgili İngilizce Deyimler ile Dil Becerilerini Geliştir

İngilizce renkler, dilinin gelişmesine sandığından daha fazla katkı sağlayacak. Ana dilini konuşanlar gibi konuşabilmene yardımcı olacak Amerikan İngilizcesindeki renklerin kullanıldığı en popüler deyimlerden birkaçı burada. Bu deyimlere göz atarken kendine sor: İngilizcede nasıl söyleneceğini bildiğim kaç tane farklı renk var? Devam et ve bildiğin renklerle kaç tane deyimi bağlayabiliyorsun gör. Artık renklerle ilgili İngilizce deyimler neler, anlamları ve kullanımları ile birlikte açıklayalım.

Beyaz Geçen Deyimler

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“To wave a white flag”

Meaning: (oyunu, maçı, mücadeleyi veya savaşı) kaybettiğini göstermek ve pes ettiğini belirtmek. İlginç bir gerçek: beyaz bayrak sallamanın tarihi eski savaş dönemlerine kadar gider. Bir ordu kaybettiği ve daha fazla adam kaybetmekten korktuğu zaman, savaşı durdurmak istediklerini göstermek için havada beyaz bir kumaş parçası sallardı. Türkçede teslim bayrağını çekmek şeklinde ifade edilir.

Kullanımı: While I was arguing with my mom about the party I waved a white flag. There was no point in arguing. She wasn’t going to change her mind.
Annemle parti hakkında tartışırken teslim bayrağını çektim. Daha fazla tartışmanın gereği yok. Fikrini değiştirmeyecekti.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“As white as a ghost”

Anlamı: Yaşadığı korku veya şok nedeniyle birinin yüzünün renginin solduğunu (beyazladığını) tasvir etmek. Türkçede bembeyaz kesilmek şeklinde ifade edilir.

Kullanım: My friend turned as white as a ghost when she realized there was a stranger standing at her bedroom window.
Yatak odasının penceresinde bir yabancının dikildiğini fark ettiğinde arkadaşımın yüzü bembeyaz kesilmişti.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“To tell a white lie”

Anlamı: Bir başka kişiyi incitmeyecek küçük bir yalan söylemek. Türkçede beyaz yalan söylemek şeklinde ifade edilir.

Kullanım: We had to tell our mom a white lie about the money.We couldn’t let her know we’d spent it all on chocolate.
Annemize parayla ilgili beyaz bir yalan söylemek zorunda kaldık. Bütün parayı çikolata almak için harcadığımızı ona söyleyemezdik.

 

Renklerle İlgili İngilizce Deyimler: Siyah

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“As black as coal”

Anlamı:  Çok siyah olmak. Kömür, ateşte yakmak için kullanılan küçük karbon parçalarıdır. Türkçede kömür gibi kapkara, simsiyah şeklinde ifade edilir.

Kullanım: There were many clouds last night and the sky was as black as coal.
Dün gece çok bulut vardı ve gökyüzü kömür gibi kapkaraydı.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Black and blue”

Anlamı: Çok dövülmüş ve morarmış. Morarma, sert bir nesneye vurmaktan vücudunda mavi/siyah izler varsa veya bir başka kişi tarafından vurulmuş ise oluşur. Türkçede yara bere içinde, morarmış şeklinde ifade edilir.

Kullanım: After John lost the wrestling match he was black and blue. The other guy was very strong.
John güreş müsabakasını kaybettikten sonra her yeri yara bere içerisindeydi (morarmıştı). Diğer adam çok güçlüydü.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Black eye”

Anlamı: Vurulduğu için gözünün çevresi siyah görünür. Türkçede gözü morarmak, mor göz şeklinde ifade edilir.

Kullanım: When Mel fell down and hit her face on her brother’s toy truck she got a black eye.
Mel yere düşüp yüzünü kardeşinin oyuncak kamyonuna vurduğunda gözü morarmıştı.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Black market”

Anlamı: Uyuşturucu ve silah gibi illegal şeylerin alınıp satıldığı yer. Türkçede kara borsa şeklinde ifade edilir.

Kullanım: People who can’t buy a gun legally with a permit usually can buy one on the black market.
İzinle yasal yoldan silah alamayan insanlar genellikle kara borsadan bir tane alabilirler.

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Black sheep of the family”

Anlamı:  Diğer aile üyelerinden farklı (genellikle olumsuz şekilde) olan kişi. Türkçede ailenin yüz karası şeklinde ifade edilir.

Kullanım: Al is the only one in his family who hasn’t gone to college. He’s the only one who doesn’t have a proper job. He’s considered to be the black sheep of the family.
Al ailesindeki tek koleje gitmeyen kişi. Düzgün bir işi olmayan tek kişi de. Ailenin yüz karası sayılır.

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Black tie event”

Anlamı:  Siyah takım elbise ve kravat giymen beklenilen resmi bir etkinlik veya parti.  Kadınların da uzun resmi elbiseler giymesi beklenir. Türkçede resmi kıyafet giymek şeklinde ifade edilir.

Kullanım: The Oscars is one of the world’s most famous black tie events.
Oskar töreni dünyanın en meşhur resmi kıyafet giyilen etkinliğidir.

Mavi ile İlgili Deyimler

Renklerle ilgili İngilizce deyimler ilgili çektiyse şimdi bir başka renge, maviye geçelim.

“Feel blue”

Anlamı: Üzgün olmak veya bir şeyle ilgili keyifsiz hissetmek. Türkçede keyfi kaçmış olmak, kederlenmek şeklinde ifade edilir.

Kullanım: Can you call Sally and try and make her laugh? She’s feeling blue after Mike left.
Sally’i arayabilir misin ve onu güldürmek için uğraşır mısın? Mike onu terk ettikten sonra keyfi kaçmış durumda.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Blue blood”

Anlamı: Eğer bir kişinin kanı mavi ise zengin ve asil bir aileden geliyor demektir. Türkçede asilzade şeklinde ifade edilir.

Kullanım: It’s no surprise he likes to go to the opera. He’s got blue blood.
Operaya gitmeyi sevdiğine şaşırmamalı. Kendisi asilzadedir.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Out of the blue”

Anlamı: Beklenmedik bir şekilde (sürpriz olarak veya uyarı vermeden) gerçekleşir. Türkçede çat kapı, pat diye şeklinde söylenir.

Kullanım: Mary just showed up at the house out of the blue yesterday. We thought she was still in Europe.
Dün Marry pat diye çıkageldi. Hala onun Avrupa’da olduğunu sanıyorduk.

 

Kırmızı Geçen Deyimler

Renklerle ilgili İngilizce deyimler söz konusu olur da kırmızıdan bahsedilmez mi?

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Catch someone red-handed”

Anlamı: Birini yapmaması gereken bir şeyi yaparken yakalamak. Türkçede birini iş üstünde yakalamak şeklinde söylenir.

Kullanım: We caught Jake and Julia red-handed. They were hugging and kissing even though they deny it (say it’s not true).
Jake ve Julia’yı iş üstünde yakaladık. İnkar etmelerine (doğru olmadığını söylemelerine) rağmen kucak kucağa idiler ve öpüşüyorlardı.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“To paint the town red”

Anlamı: Dışarı çıkıp güzel eğlenceli partiler yapmak. Türkçede felekten bir gün çalmak şeklinde ifade edilir.

Kullanım: Our exams are finished. Now it’s time to go out, celebrate and paint the town red.
Sınavlarımız bitti. Şimdi dışarı çıkıp felekten bir gün çalma zamanı.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“A red flag”

Anlamı: Doğru olmayan bir şeyin işareti. Bir ikaz işareti. Türkçede sinyal vermek şeklinde söylenir.

Kullanım: Even though there were red flags in the relationship, Alice ignored them. Now she’s getting a divorce.
İlişkileri sinyal vermesine rağmen, Alice bunu önemsemedi. Şimdi boşanıyor.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Red hot”

Anlamı: Çok talep edilmek, herkesin istediği bir şey. Türkçede kapış kapış şeklinde ifade edilir.

Kullanım: When the iPhone first entered the market it was red hot. Shops sold them all quickly and people had to wait to buy their new phones.
iPhone piyasaya ilk girdiğinde kapış kapıştı. Mağazalar hızlı bir şekilde hepsini sattı ve insanlar yeni telefonlarını almak için beklemek zorunda kaldılar.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Roll out the red carpet”

Anlamı: Birini çok fazla saygı ve kutlama ile karşılama ve selamlama. İlginç bir gerçek: “To roll out the red carpet” deyimi Hollywood’dan gelmek.  Aktör ve aktrisler özel bir etkinliğe katıldıklarında özel muamele görürler ve kırmızı halıda yürürler. Türkçede önüne kırmızı halı sermek şeklinde ifade edilir.

Kullanım: Simon is the favorite child. Every time he returns home to Australia his parents roll out the red carpet for him.
Simon en sevilen evlat. Avustralya’dan ne zaman eve dönse ailesi önüne kırmızı halı serer.

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Roll out the red carpet”

Meaning: To greet and welcome a person with a lot of respect and celebration. Interesting fact: the idiom “to roll out the red carpet” comes from Hollywood. When actors and actresses turn up to a special event they’re given special treatment and walk down the red carpet.

Usage: Simon is the favorite child. Every time he returns home to Australia his parents roll out the red carpet for him.

 

Renklerle İlgili İngilizce Deyimler: Yeşil

Renklerle ilgili İngilizce deyimler bunlarla sınırlı değil. Şimdi yeşile geçelim.

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Get the green light”

Anlamı: Bir şeyi yapmanın uygun olduğuna dair işaret almak.  İzin verilmek. Türkçede yeşil ışık yakmak şeklinde ifade edilir.

Kullanım: After two years of waiting, the Smith family was given the green light to build a house on their land.
İki yıl bekledikten sonra Smith ailesine topraklarında yeni bir ev inşa etmelerine yeşil ışık yakıldı.
(Kültürel not! Batıda pek çok ülkede arazinde inşaat yapmak için özel inşaat izni almak zorundasın. Bu bazen çok uzun süre alabilir).

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“The grass is always greener on the other side of the fence”

Anlamı: Bir şeylerin hep başka yerde daha iyi olduğu fikri. Bir kişinin mevcut durumundan her şey daha iyidir. Türkçede davulun sesi uzaktan hoş gelir, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür şeklinde ifade edilir.

Kullanım: Many people still see America as the land of dreams. But what they don’t realize is that the grass isn’t always greener on the other side.
Pek çok insan Amerika’yı hala rüyalar ülkesi olarak görüyor. Fakat fark edemedikleri şu ki davulun sesi uzaktan hoş gelir.

 

renklerle ilgili ingilizce deyimler

“Green thumb”

Anlamı: Bahçıvanlık yeteneği ve bitkilerle uğraşmak. Türkçede bitkilerin dilinden anlamak şeklinde söylenir.

Kullanım: My grandmother has a real green thumb. Every sunny day she’s outside planting more flowers in her garden.
Büyükannem bitkilerin dilinden anlar. Her güneşli günde dışarıda bahçesine daha fazla çiçek diker.

Artık sana daha fazla deyim öğrenmen için the green light verildi. Konuştuğunda daha doğal görüneceksin ve elbette daha da fazla anlayacaksın. Daha kolay arkadaş edinebileceksin ve insanlar rolling out the red carpet için seni bekleyecek.

Renklerle ilgili İngilizce deyimler, günlük hayatta nasıl kullanıyor görmek istiyorsan FluentU’ya göz at. FluentU, hem bilgisayarında hem iOS ve Android mobil cihazlarında sana İngilizce öğretecek.

Renklerle ilgili İngilizce deyimler bulabilir misin? Yorumlar kısmına yaz. Senden bir şeyler duymak bizi mutlu edecek.

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close