
Eğlenirken İngilizce Öğrenmek için En İyi Kutu Oyunları
Kutu oyunları yalnızca eğlenmeye yaramaz, onları İngilizce öğrenmek için de kullanabilirsin.
İngilizce çalışmak deyince, aklına ne geliyor?
Muhtemelen kendini masa başında, burnun bir kitaba gömülü halde hayal ediyorsun.
İngilizce kitap okumak da eğlenceli olabilir.
Ancak hep aynı şekilde İngilizce çalışmak zorunda değilsin. İngilizce çalışmak sosyal ve eğlenceli bir aktivite olabilir.
Arkadaşlarını topla, birkaç İngilizce kutu oyunu al, bir bakmışsın, öğrenmeye başlamışsın!
Bazı kutu oyunları eğitici oyunlar olarak, oynayanlara bir şeyler öğretmek için tasarlanmıştır.
Bazıları ise yalnızca eğlence olsun diye hazırlanmıştır, ama bir şeyler öğrenmek için de kullanılabilir.
Başkalarıyla birlikte oyun oynarken öğrenmek, öğrendiklerini hatırlamak için harika bir yoldur.
Öğrenirken eğlenirsin ve öğrendiğin yeni şeyleri anında, arkadaşlarınla birlikte kullanıp pratik yapabilirsin.
Peki, ama hangi kutu oyunuyla başlamalısın? İngilizce öğrenmekte kullanılabilecek pek çok kutu oyunu var. Hepsinin sana farklı becerileri öğreteceğini aklında tut —kimi oyunlar yeni kelimeler öğrenmek için harikadır, kimileriyse zaten bildiğin kelimeleri kullanma pratiği yapmak için.
Kulağa en eğlenceli gelen ve İngilizce seviyene en uygun oyunları seç.
Aşağıda başlamana yardımcı olacak 7 harika kutu oyunu var. Senin için ayrıca akıllı telefonunda veya bilgisayarında oynayabileceğin bazı benzer oyunlar da sıraladık.
İngilizce Öğrenmek için Kullanabileceğin ve Seni İngilizce Akıcılığa Oynaya Oynaya Götürecek 7 Kutu Oyunu
1. Scrabble
Hiçbir İngilizce öğrenmek için ideal olan oyunlar listesi, klasik Scrabble oyunu olmadan tamamlanmış sayılmaz!
Scrabble bir kelime oyunu. Bu oyunu oynamak için, elindeki harfleri oyun tahtası üzerinde birleştirip anlamlı kelimeler haline getirmen lazım. Harfler sana puan kazandırıyor, tahtanın üzerindeki özel kareler ise bu puanları katlıyor. Oyunun amacı, en iyi kelimeleri oluşturup bunları oyun tahtasındaki en iyi yerlere yerleştirerek rakibini ya da rakiplerini yenmek.
Bu oyunu oynamadan önce çok fazla kelime bilmen gerektiğini düşünüyor olabilirsin, ama işin en iyi kısmı şu ki, eğer isterseniz Scrabble’ı sözlükten faydalanarak da oynayabilirsiniz.
Bu oyunu birkaç kez oynadıktan sonra, İngilizce kelimelerin nasıl göründüğüne ve nasıl bir his verdiğine dair bir fikrin oluşmaya başlayacak ve harflere farklı bir gözle bakmaya başlayacaksın. Mesela L, E, E ve R harflerini görünce İngilizcede Leer diye bir kelime olup olmadığını merak edeceksin. Sözlüğe bakınca da bunun gerçekten de bir kelime olduğunu ve “birine dik dik bakıp onu gözlerinle taciz etmek, çirkin bir şekilde bakmak” anlamına geldiğini öğreneceksin.
Scrabble aynı zamanda oynamak için büyük gruplar gerektirmemesi açısında da harika bir oyun. Bu oyun 2 kişinin karşılıklı oynaması için mükemmel bir oyundur.
Şunu da deneyebilirsin: Words With Friends. Bu oyun, Scrabble’ın online (çevrimiçi) versiyonu. Nerede olurlarsa olsunlar, istediğin her an arkadaşlarına karşı bu oyunu oynayabilirsin.
2. Taboo
Taboo’daki her kartın üzerinde bir ana sözcük var. Altında ise, bu sözcüğe benzeyen ya da onunla ilişkili olan bir dizi sözcük var. Senin görevin, ana sözcüğü, altındaki diğer sözcüklerden hiç birini kullanmadan anlatmak.
Örneğin, kartındaki ana kelime “elbow” (dirsek) ise, altındaki kelimeler “joint” (eklem), “arm” (kol), “bend” (bükmek), “knee” (diz) ve “macaroni” (dirsek makarna) olabilir. Bu durumda, “It’s like a knee on your arm,” (“Kolundaki diz gibi bir şey.”) veya “It’s a kind of macaroni that bends,” (“Bükülen bir çeşit dirsek makarna gibi bir şey.”) diyemezsin.
Bu kelimelerin hiçbirini kullanmadan, elbow, yani dirsek kelimesini sen nasıl anlatırdın?
Görebildiğin gibi, bu oyun göründüğünden çok daha zor. Seni yaratıcı yollarla düşünmeye zorluyor. Taboo sayesinde, düşündüğünden çok daha fazla kelime bildiğini fark edeceksin.
Ayrıca, eğer sözlük kullanarak oynarsan, yalnızca bir kelime değil, ana kelimenin altında sıralanan bütün kelimeleri öğrenme şansın olabilir. Taboo istenilen sayıda kişiyle oynanabilir, teke tek veya takımlar halinde oynayabilirsiniz. Nasıl oynarsan oyna, eğlenceli bir oyundur ve mutlaka bir şeyler öğrenirsin!
Şunu da deneyebilirsin: Just Say It! Bu, Taboo oyununun iOS versiyonu (iPhone için) gibi bir oyun ve çevrimiçi bir topluluk tarafından oluşturulan kartları var ve bu kartlarda “Gangnam Style” gibi bazı popüler referanslar da var. Bu oyunu oynamak için de bir grup insana ihtiyacın var, bu yüzden bu oyunları parti verdiğin bir zamana saklasan iyi olur.
3. Apples to Apples
Apples to Apples oynamak için, bir “yargıç” hariç her oyuncunun masadaki özel bir kart tarafından tarif edilen karta en çok uyan kartını ters bir şekilde masaya koyması gerekiyor. Yargıç ters duran kartları çevirip en iyi kartı seçiyor. O kartı koyan kişi bir puan kazanıyor ve bir sonraki elde başka birisi yargıç oluyor.
Bu, hem gayet eğlenceli hem de gayet komik bir oyun çünkü bazen kart kombinasyonları epey saçma olabiliyor. “Loveable” (sevimli) gibi bir kart “Butterflies” (kelebekler) veya “My Bathroom” (benim banyom) gibi sonuçlar alabiliyor.
Bu aynı zamanda İngilizce öğrenmek için de harika bir oyun.
Kartlardaki kelimelerin hepsi ya isim ya da fiil. En iyisi de, bu oyunu bir sözlükle oynamana bile gerek yok – kelimelerin tanımları kartların üzerinde yazıyor. “Frightening” (korkutucu) gibi sıfat kartlarının üzerinde “scary” (korkunç) gibi eş anlamlıları da var. “Octogenarian” (seksenlik) gibi isim kartlarında bazen, “A person who is between 80 and 90 years old. They do not have eight legs.” (“80 ila 90 yaş arasındaki insan. Sekiz bacağı yoktur.) gibi komik tanımlar oluyor.
Bu oyunu oynamak için büyük gruplara ihtiyacın yok – 4 insan yeterli, ama 5’ten fazla kişi olmanız öneriliyor. Ayrıca, bazı isim kartlarında ünlü kişilerin veya popüler kültür öğelerinin olduğunu unutma, bazıları sana tanıdık gelmeyebilir.
Şunu da deneyebilirsin: Wordner. Bu oyun, Apples to Apples’a en yakın çevrimiçi oyun alternatifi. Wordner da sana yaratıcı cümleler yazdıran ve çevrimiçi olarak başka insanlarla oynamanı sağlayan bir sözcük çağrışımı oyunu.
4. Once Upon a Time
“Once upon a time,” “bir zamanlar,” demek. Bir zamanlar… bir canavar mı, bir kral mı, yoksa bir prenses mi yaşarmış? Sen karar ver.
Once Upon a Time, senin ve arkadaşlarının bir hikaye anlatmanız gereken bir oyun. Herkes, hikaye unsurları barındıran birkaç kartla birlikte, üzerinde bir sonun yazdığı bir kart alıyor.
Bir anlatıcı elindeki kartları kullanmaya çalışarak hikayesini elindeki sona varacak şekilde anlatmaya başlıyor. Diğer oyuncular da kendi kartlarını araya sokup hikayenin akışını bozabiliyor ve hikayeyi farklı fikirlerle devam ettirebiliyorlar.
Bu, aslında kimsenin “kazanmadığı” gerçekten eğlenceli bir oyun —oyunun amacı ilginç bir hikaye anlatarak kendini ve arkadaşlarını eğlendirmek. Oyunu olduğu gibi kullanabilir veya öğrenmek istediğin kelimelerle kendi kartlarını hazırlayabilirsin. Hikayene öğrenmeye çalıştın kelimelerden olabildiğince fazla eklemeye çalışmak ne kadar eğlenceli olacak, göreceğiz!
Once Upon a Time’ın üreticisi olan Atlas Games internet sitesine oyunun bütün talimatlarını ve kart listesini koymuş! Bu sayede kendi başına pratik yapabilir veya arkadaşlarınla oynamak için kendi oyununu hazırlayabilirsin.
Şunu da deneyebilirsin: Writing Challenge uygulaması Android ve iOS ile kullanılabiliyor. Eğer hikaye anlatma ve yaratıcı yazın pratiği hoşuna gittiyse, bu uygulama başlangıç için harika bir yer.
5. Scattegories
Bu, seni alışılmışın dışında düşünmeye, yani yaratıcı bir şekilde düşünmeye sevk eden türden bir oyun.
Sana birtakım kategoriler veriliyor—“color” (renk) veya “things that are cold” (soğuk şeyler) gibi— ve bu kategorilere uyacak kelimeler düşünmen gerekiyor. Her bir elden önce, bir harf seçmek için zar atıyorsun. Sonra, süre başlıyor ve herkes o harfle başlayan ve kategorilere uyan kelimeler bulma konusunda birbirinden yaratıcı olmaya çalışıyor.
Başkalarının yazmadığı şeyleri yazarsan daha fazla puan alıyorsun. Yani harfin “I” ve kategorin “things that are cold” (soğuk şeyler) ise, “ice cream” (dondurma) yerine “igloo” (iglo, ekimo evi) yazabilirsin.
Bu, İngilizce öğrenmeye yeni başlayan ve kelime çalışması yapmak isteyen herkes için şahane oyunlardan biri. Seni daha az kullanılan kelimeleri ve tanımlarını düşünmeye itiyor. Bu oyunu ana dili İngilizce olan biriyle birlikte oynayabiliyorsan, bu daha da iyi, çünkü ondan yeni kelimeler öğrenebilirsin.
Scattegories, hiçbir şey satın almadan da oynaması gayet kolay bir oyun. Kendi kategorilerini seçip telefonunda zamanlayıcı ve kur, işte, oyunun hazır! Hatta kendine meydan okuyup tek başına da oynayabilirsin.
6. Dabble
İşte bir başka harika kelime oyunu daha!
Elindeki bütün harfleri kelimelere dönüştürebilir misin? Sana verilen taşlarla 2-6 harfli kelimeler üret. Dabble, Scrabble’a benziyor ama sana istediğin kelimeleri üretme konusunda daha fazla özgürlük tanıyor çünkü onları Scrabble’da olduğu gibi oyun tahtasındaki başka kelimelere bağlamak zorunda değilsin.
Dabble elindeki harflerle en fazla kelimeyi üretmek için epeyce kafa yormanı sağlıyor. Anagramları, yani harfleri farklı sıralarda olan (karışmış) kelimeleri kullanıyor.
İngilizce öğrenme anlamında Dabble’lan en iyi şekilde faydalanmak için, bunun gibi bir anagram çözücüden faydalan; elinde kalan harfleri gir ve onlarla hangi kelimeleri yazabileceğini gör. Bilmediğin kelimelerin anlamlarına sözlükten bak, bu sayede yeni kelimeler öğreneceksin.
Şunu da deneyebilirsin: Mobil cihazlar için pek çok anagram oyunu var. Eğer Dabble hoşuna gittiyse, Android veya iOS için Anagram Twist‘i dene. Bu oyun senin için işleri biraz daha kolaylaştırmak için kategorileri kullanıyor.
7. Funglish
Bir avuç dolusu İngilizce kelime parmaklarının hemen ucunda! Funglish ile üzerinde tanımlayıcı kelimeler olan taşları kullanarak oyun arkadaşlarının kelimeleri tahmin etmelerini sağlamaya çalışacaksın.
Aldığın her bir kartın üzerinde altı kelime var. Herkesin bu kelimelerden olabildiğince fazlasını tahmin etmesini sağlamak için üç dakikan var. Bu kelimelerin kesinlikle ne olduklarını ( definitely are), ne olabileceklerini (might be) ve kesinlikle ne olmadıklarını (are definitely not) anlatıyorsun.
Örneğin, eğer “cat” (kedi) kelimesini anlatmak istiyorsan, “it is definitely furry,” (“bu şey kesinlikle tüylü”), “it might be fat” (“bu şey şişman olabilir“) ve “it is definitely not scaly” (“bu şey kesinlikle pullu değil“) diyebilirsin.
Oynamaya başlamadan önce bütün kelimeleri gözden geçirip anlamlarını bilmediklerini sözlükten kontrol etmende fayda var. Bu oyundan bir şeyler öğrenmenin bir yolu, zaman sınırını kaldırıp oynarken sözlükten kelimelerin anlamlarına bakmak. Aynı kelimeleri tekrar tekrar kullanmak onları hatırlamana yardımcı olacaktır, bu yüzden Funglish sana epeyce yeni kelime öğretir.
Şunu da deneyebilirsin: Oynarken Word Search gibi kelime arama uygulamaları kullanmak sana yeni kelimeler öğretebilir. İşin sırrı, bilmediğin bütün kelimelerin anlamlarına bakmakta!
İster arkadaşlarınla oyna, ister akıllı telefonunda tek başına.
Yeter ki eğlencenin dibine vur. Neden vurmayasın?
İngilizce öğrenmek için harika olan bu kutu oyunları sayesinde öyle eğleneceksin ki İngilizce öğrendiği fark etmeyeceksin bile!
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Unutmadan, Bir Şey Daha…
Eğer oyunlarla İngilizce öğrenmek hoşuna gittiyse, FluentU uygulamasına da bir göz atmalısın. İnternet sitesinde olduğu gibi, FluentU uygulaması da İngilizceyi popüler talk-showlar, akılda kalıcı müzik videoları ve komik reklamlar aracılığıyla öğrenmeni sağlar, aynı burada görebileceğin gibi:
FluentU, İngilizce videoları izlemeyi inanılmaz derecede kolaylaştırıyor. Nasıl mı? Videoların interaktif altyazıları var. Bu sayede, kelimelerin tanımlarını, kelimeyi anlatan bir görseli ve faydalı örnekleri görmek için kelimelerin üzerine tıklaman yetiyor.
Örneğin, “brought” kelimesinin üzerine tıkladığında, şunu görürsün:
Videolardaki bütün kelimeleri kısa sınavlar yoluyla da öğrenebilirsin. Öğrenmekte olduğun kelimelerle ilgili daha fazla örnek görmek için ekranı sola ya da sağa kaydırabilirsin.
Faydalı soruları ve birden fazla örneğiyle FluentU hızlı bir şekilde öğrenmene yardımcı olur. Daha fazlasını öğrenmek için tıkla.
İşin en iyi kısmı ne, biliyor musun? FluentU öğrenmekte olduğun kelimelerin hepsini hatırlar. Öğrendiğin kelimeleri baz alarak sana yeni örnekler ve videolar önerir. Bu sayede tamamen kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşarsın.
FluentU’yu internet sitesi üzerinden bilgisayarında ya da tabletinde kullanmaya başla veya, daha da iyisi, iTunes store’dan FluentU uygulamasını indir.