
Pazartesi Geçmek Bilmedi mi? İşte Anadilinmiş gibi İngilizce Kahve Siparişi Verme Yolu
“Can I have a large, triple-shot, sugar-free, non-fat latte, please?”
“Büyük boy, üç shot, şekersiz, yağsız latte alabilir miyim lütfen?”
Burada ne söylendiğini anlamak birkaç saniyeni aldıysa yalnız değilsin.
Bazen kahve siparişi vermek bambaşka bir dil öğrenmek gibidir, ama kahve bağımlılarından biriysen bu kesinlikle bir gerekliliktir.
Bu aynı zamanda dili kültürle iç içe öğrenmeye başlamanın da iyi bir yoludur. Daha önce anadilinmiş gibi İngilizce yemek siparişi nasıl veriliri görmüş ve temel fast food sözcüklerinin bir listesini sunmuştuk.
Ama kahve dükkanları tamamen farklı bir sahnedir.
Bir kahve dükkanında (ya da kafede) sıra beklerken menüyü okuman beklenir. Kasaya ulaştığın zaman kasiyere siparişini vermeye hazır olman gerekir.
Sana siparişin ile ilgili sorabilecekleri birçok soru olabilir.
Kapıdan adımını atmadan önce bu temel sözcük ve tümcelere aşina olmak özgüvenle sipariş vermene—ve gerçekten sevdiğin bir şey sipariş etmene—yardımcı olacak!
Anadilinmiş gibi İngilizce Kahve Siparişi Verme
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
1. Menüye Göz At
Bazı kahveseverler sade kahveyi tercih eder. Eğer sen de onlardan biriysen kahve siparişi verirken fazla zamanını harcamazsın!
Diğer temel seçenekleri keşfetmek istiyorsan, işte bir kahve dükkanında bulabileceğin yaygın kahve içeceklerinin bir listesi.
Temel seçenekler arasından seçimini yap
Black coffee: sıcak suyun çekilmiş kahve taneleri arasından geçmesiyle hazırlanan klasik sade kahve
Pour over: klasik sade kahveye benzer şekilde sıcak suyun çekilmiş kahve taneleri arasından geçmesi ve bir kupa içerisine damlamasıyla hazırlanan kahve
Cold brew: klasik sade kahveye benzer şekilde, çekilmiş kahve tanelerinin soğuk su içerisinde uzun süreyle bekletilmesi ile hazırlanan kahve
Decaf: kafeini giderilmiş ya da kafeinsiz kahve
Espresso: bir espresso makinesi kullanılarak hazırlanan küçük shot kahve
Americano: sıcak su eklenmiş espresso
Macchiato: bir miktar sıcak süt içeren espresso
Cappucino: daha az sıcak süt içeren espresso
Latte: daha fazla sıcak süt içeren espresso
Frappé: köpürtülmüş süt ile karıştırılmış buzlu espresso
Mocha: çikolata şurubu eklenmiş latte
Steamer: tatlı aroma eklenmiş sıcak, köpüklü süt
Hot tea (yeşil çay, siyah çay, bitki çayları, vb.)
Iced tea: buz ve limon ile servis edilen genellikle siyah ya da yeşil çay
Lemonade: soğuk limon suyu, şeker ve su ile hazırlanan limonata
Italian soda: böğürtlen, çilek ya da limon gibi aromalar eklenmiş soda
Küçük bir şeyler ekle
Macera mı arıyorsun? Çoğu kahve dükkanında içeceğine aromalar ekleyebilirsin.
Bunlar genellikle yaklaşık 0,50$ tutar ve şekerli içecekleri seviyorsan bunlar iyi birer ilavedir. İşte bazı popüler seçenekler:
Vanilla (Vanilya)
Hazelnut (Fındık)
Caramel (Karamel)
Toffee (Bonbon)
Özel bir içecek hayal et
Daha önce içecek karışımı (“blended drink”) sözünü duymuş muydun? “Rooibos espresso” kulağa nasıl geliyor? Bu isimler kulağa tuhaf gelebilir, ama bunları gördüğün zaman hazırlıklı olmanı istiyoruz!
Pek çok kahve dükkanının kendi spesyalitesi vardır, işte kafe menülerinde görebileceğin trend, yeni ve yaratıcı içecekler ve bunların kısa açıklamaları:
Blended drinks: Espresso, buz ve sütün bir blender içerisinde karıştırılmasıyla elde edilen soğuk, yoğun bir içecek. İçecek karışımları genellikle şekerli aromalar içerir (çikolata, karamel, nane ve hatta balkabağı gibi) ve birçok kahve dükkanında o mevsime özel bir içecek satışa sunulur.
Matcha latte: Matcha, yani yeşil çay yapraklarından elde edilen bir toz ile hazırlanan kremalı bir içecek. Daha önceleri menülerde bulmak zor olsa da günümüzde çoğu kahve dükkanında matcha temalı içecekler satışa sunuluyor.
Rooibos espresso: Adında “espresso” geçiyor ama bu içeceğin içinde kahve yok. Rooibos espresso içecekleri Rooibos çayından hazırlanır, ama normal bir espressoya benzer bir dokuya ve görünüme sahip oldukları için “espresso” adını almıştır.
Rooibos çayının sağlık için faydaları nedeniyle popülerlik kazanmış yeni bir çeşit içecektir.
Golden latte: Bu içecek içerisinde ne kafein, ne kahve ne de çay bulunur. Yine sağlık için faydaları nedeniyle popülerlik kazanmış olan başka bir içecek ise zerdeçal, zencefil, tarçın ve diğer baharatlar ile sıcak süt içeren bu lattedir.
Elbette bu liste, bir kahve dükkanında bulabileceğin ürünlerin sadece küçük bir bölümüdür. Eğer bir kahve uzmanıysan ya da bu konuda uzmanlaşmak istiyorsan bu kahve terimler sözlüğü ile İngilizce kahve terimleri bilgini geliştirebilirsin.
2. Bu Tümcelerin Birini Kullanarak Söze Başla
Artık menüye göz atma fırsatını bulduğuna ve ne istediğin hakkında bir fikir edindiğine göre şimdi sipariş verme zamanı!
Kasaya geldiğin zaman “Coffee, please” (Kahve lütfen) demekten fazlasını yapmak isteyeceksin. İşte anadilinmiş gibi İngilizce kahve siparişi vermene yardımcı olacak bazı temel sözler.
Sade ve nazik
“Hello. I’d like a small latte, please.”
“Merhaba, küçük bir latte alabilir miyim lütfen.”
Hızlı ve günlük
“Could I have a medium coffee to go?”
“Orta boy kahve alabilir miyim?”
“Can I get a large mocha for here?”
“Burada içmek için büyük bir mocha alabilir miyim?”
“I’ll take a small coffee and a donut, please.”
“Küçük bir kahve bir de donut alabilir miyim lütfen?”
Menü hakkında sorular sor
“Hello. Do you have any low-calorie drinks?”
“Merhaba. Düşük kalorili içecekleriniz var mı?”
(Kasiyer cevap verir)
“Okay, I’d like a large green tea, please.”
“Peki, büyük boy yeşil çay alabilir miyim lütfen?”
Kasiyere sorular sor—samimi sohbet pratiği yapmanın iyi bir yoludur
“Hi. How are you doing?”
“Selam. Nasılsın?”
(Kasiyer cevap verir)
“Great. Okay, I’d like a large black coffee to go, please.”
“Harika, Bir bakalım, büyük boy sade kahve alabilir miyim lütfen?”
3. Bu Sık Kullanılan Soruları Yanıtlamaya Hazır Ol
Tıpkı İngilizce bira ya da şarap siparişi vermek gibi kahve siparişin hakkında bazı detaylar belirtmen gerekecektir.
Kasiyer (kahve dükkanında çalışan kişi) sana şu soruları sorabilir. Aşağıdaki yanıtlarla pratik yapabilirsin.
What size would you like?
Hangi boy olsun?
“A (small/medium/large), please.”
“(Küçük/orta/büyük boy) lütfen.”
Would you like the 8-, 12- or 16-ounce size?
8, 12, ya da 16 ons hangisini istersiniz?
“The 8-ounce size, please.”
“8 onsluk lütfen.”
Ya da istediğin boydan emin değilsen şöyle diyebilirsin:
“The smallest/largest size, please.”
“En küçük/en büyük boy lütfen.”
Anything else besides the drink?
İçeceğin yanında başka bir şey ister misiniz?
“No, thanks. That’s all.”
“Hayır teşekkürler. Hepsi bu.”
“Yes, I’d also like a bagel/sandwich/muffin.”
“Evet, bir de simit/sandviç/kek istiyorum.”
Is that for here or to go?
“Oturacak mısınız yoksa elde mi?”
“To go, please.”
“Elde lütfen.”
“To go, thanks.”
“Elde, teşekkürler.”
“For here, please.”
“Oturacağım.”
4. Kahve Dükkanı Kuralları Bilgilerini Tazele
Eğer Kuzey Amerika’da bir kahve dükkanına ilk defa gidiyorsan, işte kahve dükkanı kültürünü öğrenmene yardımcı olacak bazı notlar.
Smithsonian da ABD’de kahve kültürünün tarihçesi hakkında kısa ve bilgilendirici bir video hazırlamıştır.
- Genellikle, kasiyer içeceğini sana uzattıktan sonra şeker ya da tatlandırıcıyı kendinin koyması beklenir. Eğer nerede olduğunu göremediysen “Where can I find the sugar/sweetener?” (Şeker/tatlandırıcıyı nerede bulabilirim?) diye sorabilirsin.
- Sıklıkla, kasiyer adını soracaktır. Bunun nedeni baristanın (kahveyi hazırlayan kişi) kahven hazır olduğu zaman adını söyleyecek olmasıdır, bu nedenle adının söylenmesini bekle.
Bazen de bunun yerine siparişi söylerler. Örneğin, barista “Ahmet?” demek yerine “Elde büyük latte?” diyebilir.
- Eğer “coffee” (kahve) istersen bu demlenmiş sade kahve olacaktır. Eğer espresso istiyorsan cappuccino, latte, americano, vb. bir kahve içeceği ya da espresso shot için “espresso” sipariş etmelisin. (Bir “double espresso” (duble espresso) ya da iki shot espresso siparişi vermek de oldukça yaygın bir seçimdir.)
- İnsanlar genellikle kahvelerini almak için acele eder. Eğer menüyü okumak için biraz daha zamanın varsa sıranın yanına geç ve arkandaki kişiye “You can go ahead. I’m still deciding.”(“Siparişinizi verebilirsiniz. Hala karar veremedim.”) diyebilirsin.
- Eğer dizüstü bilgisayarını ya da telefonunu bir prize takmak istiyorsan prizin yakınında oturan kişilerle konuşmak görgü kuralları arasındadır. Masalarının ya da sandalyelerinin üzerinden prize uzanmadan önce “Hi, I need to plug in my laptop. Thanks.” (Merhaba, dizüstü bilgisayarımı şarja takmam gerekiyor. Teşekkürler.) demen yeterli.
5. İngilizce Kahve Siparişi Vermeden Önce Bu Partnerli Diyaloğu Çalış
Kahve dükkanına varmadan önce pratik yaparsan siparişini verirken kendine daha fazla güvenirsin. Bir arkadaş bul ve bu basit partnerli diyalogdan faydalan.
Kasiyer: Hi there! What can I get for you?
Merhaba! Ne alırdınız?
Müşteri: Hello. I’d like an americano, please.
Americano alabilir miyim lütfen.
Kasiyer: Okay. What size would you like?
Tabi. Hangi boy olsun?
Müşteri: Sorry?
Anlayamadım?
Kasiyer: What size?
Hangi boy?
Müşteri: Oh. A small, please.
Ah. Küçük boy lütfen.
Kasiyer: Okay. Anything else besides the drink?
Peki. İçeceğinizin yanında başka bir şey ister miydiniz?
Müşteri: No, thanks. That’s all.
Hayır, teşekkürler. Hepsi bu.
Kasiyer: And is that for here or to go?
Oturacak mısınız yoksa elde mi olsun?
Müşteri: For here, please.
Oturacağım.
Kasiyer: Your name, please?
Adınız lütfen?
Müşteri: (adın)
Kasiyer: Okay. Your total comes to $3.49. Are you paying with cash or credit?
Tamamdır. Hepsi 3,49$ yaptı. Nakit mi yoksa kredi kartıyla mı ödemek istersiniz?
Müşteri: Credit. (Kasiyere kredi kartını uzat.)
Kredi kartı.
Kasiyer: Great. We’ll call your name when your order is ready. You can pick it up at the counter over there, okay?
Harika. Siparişiniz hazır olduğu zaman adınız söylenecek. Şuradaki tezgahın üzerinden alabilirsiniz, tamam mı?
Müşteri: Okay, thanks!
Tamam, teşekkürler!
Kasiyer: Thank you!
Teşekkürler!
Bu tümceler ile artık özgüvenle İngilizce kahve siparişi vermeye başlayacaksın.
Ve zaten kahve içmek için dışarı çıktığına göre neden bu fırsatı değerlendirmiyor ve kahve molanda İngilizce pratik yapmıyorsun?
Keyfini çıkar!