ingilizce-is-gorusmesi

İngilizce İş Görüşmesi Yaparken Sık Sorulan 8 Soruya Verilecek Harika Cevaplar

Demek iş arıyorsunuz. O zaman iş görüşmeleri ufukta demektir!

İş aramak zaten başlı başına stresli bir iş, hele ki kariyerinize yeni adım atıyorsanız.

Sizi nihayet iş görüşmesine çağırdıklarında iş daha da stresli bir hal alıyor.

Mülakatı kaptınız, tebrikler!…

…derken, kaygılanacağınız bir şey daha ortaya çıkıyor.

Gireceğiniz iş görüşmesi, İngilizce yapılacakmış!

İngilizce iş görüşmesi mi?! Panikleme zamanı!

Şu soruya nasıl cevap veririm?

Acaba ne soracaklar?

Onları gerçekten etkileyip beni seçmelerini sağlamak için neler söylemeliyim?

Tamam, anlıyoruz, ama paniğe gerek yok. Şimdi sakinleşin, gevşeyin ve bizi dinleyin.

Endişelenmeyin.

İş mülakatına girecek olan herkes biraz korkar… Nihayetinde, böyle fırsatlar hayatınızı değiştirebilir, hatta bazen sonsuza kadar!

Sizin için İngilizce bir iş görüşmesinde sorulması kuvvetle muhtemel 8 soruyu ve bu görüşmede başarılı olmanızı sağlayacak olası cevapları hazırladık.

Bu sayede hayallerinizdeki işe “goodbye,” demek yerine, “hello” diyebilirsiniz!

İngilizce İş Görüşmelerinde Yaygın Olarak Sorulan 8 Soru ve Bunları İyi Cevaplamanın Yolları

İngilizce iş mülakatları konusunda size harika bir haberimiz var. Hepsi düşündüğünüz kadar korkunç ve kasvetli geçmiyor. Bugünlerde işe alım uzmanlarının ya da iş mülakatı yapan kişilerin çoğu mülakata girenlere aynı temel soruları soruyorlar. Bu yüzden, biraz hazırlık yaparak mülakatınız İngilizce bile olsa gayet iyi konuşabilir ve belki de bu sayede kariyeriniz için olumlu bir adım atabilirsiniz.

FluentU, sizi İngilizce karşılıklı konuşmalara hazırlayacak en hızlı (ve en eğlenceli) öğrenme araçlarından biri. FluentU size haberler, ilham verici konuşmalar ve film fragmanları gibi daha pek çok otantik İngilizce videoyu kişiselleştirilmiş bir dil öğrenme deneyimine dönüştürerek sunar. Her bir videoda duyduğunuz kelime ve cümleleri öğrenmeniz için interaktif altyazılar, bilgi kartları ve alıştırmalar vardır. Anlamını bilmediğiniz bir kelimenin tanımını ve İngilizce telaffuzunu görmek ve duymak için altyazıda o kelimenin üzerine tıklamanız yeter. İşin en iyi yanı da, FluentU’nun iOS ve Android cihazlar için hazırlanan mobil uygulamaları sayesinde her an her yerde İngilizce çalışmaya zaman ayırabilirsin.

Business Insider‘ın, kariyer danışmanlarının, pek çok sektörün uzmanlarının özgün İngilizce videolarından ve çok daha fazlasından İngilizce öğrenmek için ücretsiz deneme üyeliğinizi başlatın.

1. Tell me about yourself / Bana kendinizden bahsedin

Selamlaştıktan, el sıkıştıktan ve kendinizi tanıttıktan sonra mülakatı yapan kişinin isteyeceği ilk şey muhtemelen kendiniz hakkında konuşmanız olacaktır.

Bu size kolay görünebilir– İngilizce derslerinizde bu konuşmanın pratiğini o kadar fazla yaparsınız ki, alışmışsınızdır. Ancak, iş görüşmelerinde sizinle ilgili her bir ayrıntıyı bilmek istemezler. İngilizce iş görüşmesi yaparken şu gibi şeyler söylemekten kaçının:

I was born in Istanbul. I love playing the computer and surfing the net. I have two sisters.
İstanbul’da doğdum. Bilgisayar oyunları oynamayı ve internette gezinmeyi severim. İki kız kardeşim var.

İş mülakatlarında sizinle ilgili her şeyi bilmek istemezler. Eğitiminizle ve kariyer gelişiminizle ilgili detayları bilmek isterler; başvurduğunuz iş bağlamında işe uygun olup olmadığınızı gösteren özelliklerinizi bilmek isterler.

Ayrıca, kesinlikle gayrı resmi konuşma tarzında konuşmayın, argo kullanımlardan kaçının ve sakın temel dil bilgisi hataları yapmayın.

Örneğin:

I’ve been working as a junior chef at a small Italian restaurant for 2 years and my duties included assisting the head chef and preparing salads. I have always been interested in food and cooking which was why I chose to follow this career path. I studied at ******* college, where I gained my first level cooking diploma.
2 yıldır küçük bir İtalyan lokantasında kıdemsiz aşçı olarak çalışıyorum ve görev ve sorumluluklarım arasında baş aşçıya yardımcı olmak ve salata hazırlamak var. Yemekler ve yemek pişirmek hep ilgimi çekmiştir, bu yüzden bu kariyer yolunu seçtim. ******* Üniversitesi’nde okudum ve ilk kademe aşçılık diplomamı buradan aldım.

2. What are your strengths? / Güçlü yönleriniz nelerdir?

Mülakatınızı yapan kişi size bu soruyu sorduğunda, tüm olumlu özelliklerinizi bilmek istiyordur. Bu olumlu özelliklerin onların istekleriyle ve alım yapılacak olan iş ve pozisyonla ilgili aradıkları özelliklerle örtüşmesi gerekir.

Bu yüzden, mülakata gitmeden önce başvurduğunuz işe nasıl birinin uygun olacağını mutlaka araştırın, özellikle de kariyerinize yeni başlıyorsanız ve bu ilk işiniz olacaksa. Bu soruya kendi reklamınızı yapma fırsatı olarak bakın– siz bir ürünsünüz, kendinizi pazarlayın. Burada hatırlamanız gereken şey yalnızca bir dizi sıfatı sıralamak değil (bunu herkes yapabilir). Bunu yapmak yerine, iş görüşmesinde söylediklerinizi desteklemek için aşağıdaki İngilizce örneklerden faydalanın.

Örneğin, bu soruyu aşağıdakilerden herhangi biriyle yanıtlayabilirsiniz:

To be punctual – dakik olmak.

I’m a punctual person. I always arrive early and complete my work on time. My previous job had a lot of deadlines and I made sure that I was organized and adhered to all my jobs.
Dakik bir insanım. Her zaman işe zamanında gelir, işimi zamanında bitiririm. Önceki işimde pek çok teslim tarihi (işi bitirmeniz gereken zaman) vardı ve ben planlı olmaya hep dikkat ettim ve bütün işlerime bağlı oldum.

To be a team-player – takım oyuncusu olmak; yani, başkalarıyla birlikte iyi çalışmak.

I consider myself to be a team-player. I like to work with other people and I find that it’s much easier to achieve something when everyone works together and communicates well.
Kendimi bir takım oyuncusu olarak görüyorum. Başkalarıyla çalışmaktan hoşlanırım; herkes birlikte çalışıp birbiriyle iyi iletişim kurduğunda bir şeyler başarmanın daha kolay olduğunu düşünüyorum.

To be ambitious – hırslı, azimli olmak; belirli hedeflere sahip olmak.

I’m ambitious. I have always set myself goals and it motivates me to work hard. I have achieved my goals so far with my training, education and work experience and now I am looking for ways to improve myself and grow.
Hırslı biriyimdir. Kendime her zaman hedefler belirlerim ve bu beni daha sıkı çalışmam için motive eder. Şimdiye kadar öğrenimim, eğitimim ve iş deneyimlerim konusundaki hedeflerimi gerçekleştirdim ve artık kendimi geliştirmenin ve büyümenin yollarını arıyorum.

To take initiative – inisiyatif almak, bir şeyi size söylenmesini beklemeden yapmak.

When I work, I always take initiative. If I see something that needs doing, I don’t wait for instruction, I do it. I believe that to be get anywhere in life, you need this quality.
Çalışırken daima inisiyatif alırım. Eğer yapılması gereken bir şey görürsem, talimat beklemem, o işi yaparım. Hayatta bir yerlere varmak için bu özelliğe sahip olmak gerektiğine inanıyorum.

To be proactive – proaktif olmak, vaktinde, önceden davranıp harekete geçmek, yalnızca olan şeylere karşı tepkiler vermek yerine olabilecek şeylere karşı hazırlıklı olmak.

I’m proactive. When I think about things, I do them. I like to see results and it’s important in this industry to be proactive and responsible for your own actions.
Proaktifimdir. Bir şeyi düşündüğüm zaman yaparım. Sonuç görmekten hoşlanırım; hem, bu sektörde proaktif olmak ve kendi davranışlarınızın sorumluluğunu almak önemlidir.

To keep your cool – her tür durumda sakinliğinizi korumak.

I think it’s really important to be able to stay calm when you’re working as a reporter. It can get really stressful, but one of my greatest qualities is that I can keep my cool and I don’t allow the pressure to get to me, which helps me achieve all my goals and remain focused.
Bence, muhabir olarak çalışırken sakinliğinizi koruyabilmek çok önemlidir. İş gerçekten çok stresli bir hal alabilir, fakat benim en iyi özelliklerimden biri, sakinliğimi koruyabilmem ve üzerimdeki baskının beni etkilemesine izin vermememdir; bu özelliğim bütün hedeflerimi gerçekleştirmemde ve işime odaklanmaya devam etmemde bana yardımcı oluyor.

 Aşağıda bu soruyu cevaplamanıza yardımcı olabilecek bir dizi başka kelime görebilirsiniz:

Focused (Adj) Odaklı, iyi konsantre olabilen Confident (adj) Kendinden emin, çekingen olmayan
Problem-solver (N) Sorunlara kolayca çözüm bulabilen kişi Team building skills (N) Liderlik ve ekip kurma vasfı (Bir gruba kendiliğinizden liderlik edebilme becerisi)
Negotiate (V) Pazarlık, münazara etmek; kendiniz için daha karlı bir sonuç elde etmek To have a good work ethic (V) İyi bir iş etiğine sahip olmak; yani, sıkı çalışmak, iş yeri kurallarına uymak ve işinize ve görevlerinize saygı duymak.

UNUTMAYIN: İş görüşmesi yaparken iyi ve inandırıcı cevaplar verip onları kanıtlarla desteklemeniz gerçekten çok önemlidir; yoksa söylediklerinizi ezberleyip gelmiş gibi görünürsünüz. Bazı şirketler size güçlü yönlerinizin ne olduğunu doğrudan sormazlar, fakat aynı şeyi farklı kelimeler kullanarak sorabilirler; örneğin:

  • Why do you think we should hire you? / Sizce neden sizi işe almalıyız?
  • Why do you think you’re the best person for this job? / Sizce neden bu iş için en iyi kişi sizsiniz?
  • What can you offer us? / Bize ne sunabilirsiniz? / Bize ne gibi bir katkı sunabilirsiniz?
  • What makes you a good fit for our company? / Bizim şirketimize uygun olmanızı sağlayan şey ne?

3. What are your weaknesses? / Zayıf yönleriniz nelerdir?

Ne? Benim hiçbir zayıf yönüm yok! Elbette var – kimse mükemmel değildir. Herkesin zayıf yönleri vardır, fakat İngilizce iş görüşmesi yaparken işverenlerin öğrenmeye çalıştıkları şey, zayıf yönlerinizi nasıl düzeltmeye çalıştığınız; ayrıca, kendinizi tanıyıp tanımadığınızı (kendi özelliklerinizin farkında olup olmadığınızı) da bilmek istiyorlar.

Buradaki bir başka hile de, zayıf yönlerinizi olumlu özelliklere dönüştürmektir. Örneğin, zayıf yönünüz, projeler üzerinde çok fazla zaman harcamanız diyelim, ve bu sizi yavaşlatıyor. Bu zayıf yönünüzü, şöyle söyleyerek olumlu hale getirin:

I sometimes am slower in completing my tasks compared to others because I really want to get things right. I will double or sometimes triple-check documents and files to make sure everything is accurate (correct).
Bazen görevlerimi tamamlamakta başkalarına göre daha yavaş kalıyorum çünkü her şeyi tam anlamıyla doğru yapmak istiyorum. Her şeyin doğru olduğundan emin olmak için belgeleri iki, hatta bazen üç kez kontrol ediyorum.

Başka bir harika hile de, zayıf bir yönünüz (örneğin planlı olmayışınız) hakkında konuşurken bunun üstesinden gelmek için kullandığınız bazı metotlardan bahsetmektir. Örneğin:

I have created a time-management system, which allows me to list all my duties and organize my deadlines so I have a clearer idea of what I need to do.
Bütün görevlerimi listeleyerek ve teslim tarihlerimi düzenleyerek yapmam gerekenler hakkında daha net bir fikre sahip olmamı sağlayan bir zaman yönetimi sistemi oluşturdum.

4. Why did you leave your last job? / Son işinizden neden ayrıldınız?

Eğer kariyerinizin ilk iş başvurusunu yaptıysanız, bu soru size göre değil.

Ancak, daha önce çalıştıysanız, mülakatı yapan kişi eski işinizden neden ayrıldığınızı öğrenmek isteyecektir.

  • Did you leave because you were fired? / Kovulduğunuz için mi ayrıldınız? (Yanlış bir şey yaptığınız için eski patronunuz sizden ayrılmanızı mı istedi?)
  • Did you quit? / İşi mi bıraktınız? Did you resign? / İstifa mı ettiniz? (Yani, işinizi bırakmayı mı seçtiniz?)
  • Were you laid off? / Were you made redundant? (Artık çalışılacak bir pozisyon olmadığı / size o işte ihtiyaç kalmadığı için mi gönderildiniz?)

Eğer eski işinizden ayrılmayı kendiniz istediyseniz, eski işyerinizle ya da patronunuzla ilgili olumsuz şeyler söylemekten kaçının (gerçekten olumsuzluklar olsa bile). Bunu yaparsanız, iş görüşmesinde sizi değerlendirmeye alan kişi ya da kişiler size olumsuz gözle bakarlar. Çünkü sizi işe alırlarsa ve oradan da ayrılırsanız kendileri hakkında da olumsuz şeyler söyleyeceğinizi düşünebilirler. Bunun yerine, aşağıdaki şeylerden birini söyleyebilirsiniz:

  • I’m looking for new challenges. / Kendime yeni meydan okumalar arıyorum. / Yeteneklerimi ölçecek yeni durumlar arıyorum.
  • I feel I wasn’t able to show my talents. / Yeteneklerini gösterebildiğimi hissetmiyordum.
  • I’m looking for a job that suits my qualifications. / Niteliklerime uygun bir iş arıyorum.
  • I’m looking for a job where I can grow with the company. / Şirketle birlikte büyüyebileceğim bir iş arıyorum.

5. Tell us about your education / Bize eğitiminizden bahsedin

Bu noktada, işle ilgili eğitimini aldığınız her konuyu bilmek isterler. Örneğin, öğrenim durumunuz ve hangi dereceye kadar (lise/önlisans/lisans/yüksek lisans/doktora/mesleki eğitim vb.), nerelerde eğitim gördüğünüzü bilmek isteyeceklerdir. Onlara ilk okuldan bu yana yaptığınız her şeyi anlatmak zorunda değilsiniz, yalnızca önemli ve başvurduğunuz sektörle ve işle ilgili detayları anlatmanız yeterli olacaktır.

Your Degrees / Üniversite Diplomalarınız– 2-4 yıllık eğitim tamamladığınızı gösteren üniversite veya yüksekokul diploması.

Your Diploma / Yeterlik/Mezuniyet Belgeniz– Kısa dönemli (1 yıl gibi) bir yüksekokul/üniversite/teknik okul eğitimini tamamladığınızı gösteren yeterlik/mezuniyet belgesi.

Your Certificates /  Sertifikalarınız– Bir kursa, eğitime ya da atölye çalışmasına katılım gösterdiğinizi kanıtlayan bir kağıt parçası.

Bütün ilgili belgelerin yanınızda olduğundan emin olun, zira kanıt isteyebilirler!

Eğer size, “Tell us about your scholastic record”; yani, “Bize akademik sicilinizden bahsedin,” gibi bir soru sorarlarsa, eğitiminiz süresince aldığınız notları ve başarı durumunuzu öğrenmek istiyorlardır.

6. Where do you see yourself 5 years from now? / Kendinizi bundan 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz?

İngilizce iş görüşmesine girenlere bu soruyu, hedeflerini öğrenmek için sorarlar. Elbette bu hedefler de kariyerinizle ilgili, özel hayatınızla değil. Yani eğer bir aile kurmak hedefleriniz arasındaysa, iş görüşmenizde bundan söz etmeyin. Burada ne söylediğinize dikkat edin; hırslı olmalısınız, ancak mülakatı yapan kişilerin sizi bir tehdit (rakip) olarak görecekleri kadar hırslı değil. Bu soruya cevap vermek için şu kalıplarla cümleler kurabilirsiniz:

By then I will have…I would have liked to… / O zamana kadar…….. isterim.

  • Improved my skills / yeteneklerimi geliştirmiş olmak
  • Created more of a name for myself in the industry / sektörde bir isim edinmiş olmak (yani, yaptığınız işle tanınır olmak)
  • Become more independent in what I do and productive / yaptığım işte daha bağımsız ve üretken olmak
  • Enhanced (/improved) my knowledge / bilgilerimi zenginleştirmek
  • Achieved a higher position. / daha yüksek bir pozisyona geçmiş olmak
  • Become a team leader… / Ekip lideri olmak

7. What kind of salary do you expect? / Ne tür bir maaş bekliyorsunuz?

Burada, o işten ne kadar para kazanmayı umduğunuzu soruyorlar. Makul olun. Mülakata gitmeden önce internetten öyle bir iş için ortalama bir ücretin/maaşın ne kadar olduğunu araştırın. Bilmiyorum (I don’t know), demeyin; bu kulağa emin değilmişsiniz gibi gelir. Kendinizden emin bir şekilde, kendinizi fazla ucuza satmadan ya da aşırıya kaçmadan bir ücret belirleyin ve bunu belirtin. İşin aslı şu ki, zaten onların akıllarında belirli bir ücret var, bu soru, sizin sektörü tanıyıp tanımadığınızı ve kendi becerilerinizin ne kadar farkında olduğunuzu anlamak için sorulan bir soru.

8. Do you have any questions for me/us? / Sizin bana/bize soracağınız herhangi bir şey var mı?

Evet, var! Sizinle iş görüşmesi yapan yetkili, görüşmeyi genellikle bu şekilde bitirir. Bu soruyu yalnızca kibarlık olsun diye sormazlar, gerçekten konuşmanızı isterler.

Unutmayın, bu soruyu cevaplarken de sizi hala değerlendiriyor olacaklar. Bu yüzden, “What kind of work does your company do?” (Şirketiniz ne tür bir işle uğraşıyor?) ya da,  “How much vacation time do I get each year?” (Her yıl ne kadar tatil hakkım var?) gibi kulağa aptalca gelecek şeyler sormayın. Şirketle, işle, pozisyonla ya da şartlarla ilgili daha fazla şey öğrenmek istediğinizi gösterin; soru sormazsanız, işle pek ilgilenmediğinizi düşünebilirler. Şu gibi sorular sorabilirsiniz:

  • Do you have any examples of projects that I would be working on if I were to be offered the job?
    Eğer bu iş bana teklif edilirse ne gibi projeler üzerine çalışacağıma dair örnekler verebilir misiniz? Bu soru, yalnızca iş bulmakla değil, başvurduğunuz işin kendisiyle ilgilendiğinizi gösterir.
  • What is the typical day for this position?
    Bu pozisyon (iş) için tipik bir gün nasıl geçer? İşin ne gibi sorumluluklar ve görevler içerdiğini ve günlük olarak ne tür şeyler yapmanızın beklendiğini öğrenin.
  • Does the company offer in-house training to staff?
    Şirket, çalışanlarına hizmet içi eğitim sunuyor mu? Bu, yalnızca işi almakla değil, kendinizi geliştirmekle de ilgilendiğinizi gösterir.
  • What is the next step?
    Bir sonraki adım nedir? Bu soru, mülakat sürecinin bir sonraki adımının ne olduğuna dairdir. Bu soruya cevaben, kararlarını kaç günde vereceklerini söyler ve ikinci bir mülakata girmenize gerek olup olmadığını size söylerler.

İngilizce iş görüşmesi denince aklınıza gelen korkunç şeyleri unutun! Artık İngilizce iş görüşmeleri size bu kadar korkutucu gelmeyecek. İlk izlenimlerin önemli olduğunu unutmayın, konuşmadan önce düşünün, şahane İngilizce becerilerinizi gösterin ve işi kazanmak için harikulade cevaplar verin. Kariyerinizde BOL ŞANS dileriz!

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close