
İngilizce Günlük Rutin: 65 İngilizce Sözcük ile Bugün Ne Yaptığını Anlat
Her sabah ilk iş olarak ne yapıyorsun?
Muhtemelen gözlerini açarsın ve sonra da derhal İngilizce çalışmaya başlarsın, öyle değil mi?
Eminim ki öyledir, çünkü harika bir öğrencisin!
Şaka bir yana, İngilizce öğrenmek için dilbilgisi son derece önemlidir—ama günlük rutinini tarif etmek için kullanacağın sözcükler daha da önemli.
Bu yazıda temel ilkeleri ve İngilizce günlük rutin hakkında konuşurken kullanacağın bol bol sözcüğü ele alacağız.
Bu sözcüklerin bazılarını daha önce öğrenmişsindir ve bunların pek çoğu son derece sık rastlanan sözcüklerdir. Ve hem rutin hem de sıkça konuşulan bir konu olduğu için günlük rutinini nasıl anlatacağını bilmelisin. Bunların her gün yaptığın şeyler olması nedeniyle aynı zamanda sıklıkla hakkında konuştuğun ve hakkında düşündüğün şeyler olmaları da doğaldır.
B u yazı beş bölüme ayrılmıştır: Sabah, Öğle, Öğleden sonra, Akşam ve Gece. Bu bölümlerin her birinde yerler, zaman ve eylemler hakkında konuşmak için kullanacağın sözcükler yer alır.
Rutine başlamadan önce birçok öğrencimin kafasını karıştırdığını gördüğüm bir şeye değinmek istiyorum. Kafa karışıklığına neden olan bu şey in, on, at ve diğer benzeri sözcüklerinin nerede kullanılacağı konusu.
Bu sözcüklerin aşağıdaki bölümlerin birçoğunda kullanıldığını göreceksin, dolayısıyla da önce bunları nasıl ve ne zaman kullanacağımızı anlamalıyız.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Günlük Rutin Nerede ve Ne Zaman Meydana Gelir?
Sözcüklerden oluşan listemize geçmeden önce, in, on, at ve diğer benzeri sözcükleri nasıl kullanacağımızı görelim.
Bu karmaşık bir konu ve hatırlaman gerekecek bazı şeyler var.
Öncelikle, bu videoda edat adı verilen sözcüklerin kullanımıyla ilgili harika genel açıklamalar bulacaksın:
Bu sözcüklerin ulaşım, konum ve zaman ile birlikte kullanımı hakkında videolu konuşmalar bulacaksın, ama bu yazıda büyük ölçüde konum ve zamana odaklanacağız.
Bazı istisnalar bulunuyor ama burada genel olarak nasıl kullanıldıklarını görebilirsin.
Konum Hakkında Konuşmak
Genel bir konum ya da bir fikir ile birlikte at kullan
Bunun yaygın kullanımları şu şekildedir:
- at work
- at the office
- at home
- at school
- at the beach
Örneğin “work” dediğimiz zaman “work” sözcüğünü bir fikir olarak kullanırız. Aynı zamanda “at the office” de diyebilirim ve bunu yaparsam genel ofis alanından bahsetmiş olurum. Diğer bir deyişle, dinlenme odasında, tuvalette ve hatta binanın dışında olabilirim ama muhtemelen kendi özel ofisimde değilimdir. Eğer kendi ofisimde oturuyor olsaydım muhtemelen at yerine in kullanırdım.
Aynı şey, yine bir fikir olan home sözcüğü için de geçerlidir, bu nedenle “I am at home” derim. Bununla birlikte, house sözcüğü fiziksel olarak içine girip çıkabildiğim bir binayı ifade ettiği için “I am in my house” derdim.
Senden büyük bir şeyin içindeysen ya da içindekiler arasındaysan in kullan
Günlük rutinden bahsederken in ile birlikte kullanılan yayın sözler şunlardır:
- in my house
- in the office
- in a restaurant
Bunların çoğunda, konuşan kişi bir binanın içindedir.
Örneğin, evim bir bina içinde olduğu ve ben de içinde olduğum için “right now I’m in my house” diyebilirim.
Ama genel kamusal bir alandaysam at diyebileceğimi unutma. Örneğin, bahçemde oturuyorsam ve telefonda bir arkadaşımla konuşuyorsam, arkadaşıma evde olduğumu (“at” my house) ama gerçek anlamda içinde olmadığım için evimin içinde olmadığımı (not “in” my house) söyleyebilirim.
In aynı zamanda şehirler, ülkeler, eyaletler ve diğer coğrafi alanlar için de kullanılabilir. Örneğin, “I work in Los Angeles, in California” diyebilirsin.
Bir şeye dokunuyorsan ya da bir şeyin yüzeyi üzerindeysen on kullan
Bunu açıklamak biraz daha zordur. on ile birlikte kullanılan bazı sözlere örnekler şu şekildedir:
- on the second floor
- on the beach (walking on the sand, but not in the water)
- on the floor
- on the roof
- on the moon
- on an island (örneğin, “I’m on Long Island” ya da “I’m on Hokkaido.”)
Bir kişi ya da bir obje bir şeyin üzerine ya da yüzeyi üzerindeyse on kullanabilirsin.
Örneğin, “My computer is on my desk, and there’s a picture of my family hanging on the wall” diyebilirim.
Her iki durumda da bir obje diğerine dokunu ama bir diğerinin içinde değildir.
Zaman Hakkında Konuşmak
Özel günlerle on kullan
Kesinleşmiş bir günden bahsediyorsan on kullan. Örneğin:
“We’ll meet on Monday, or maybe on July 15th.”
Ay, yıl ve günün belirli bölümleri gibi daha uzun süreler için in kullan
Örneğin, arkadaşınla buluşmak için belirleyeceğin tarih in July, in 2017 ya da in the 21st century olabilir.
Günün bölümleri ile ilgili olarak duyacağın başlıca sözler in the morning, in the afternoon ve in the evening olacaktır. At sözcüğünün genellikle night ile birlikte kullanıldığını unutma.
Belirlenmiş zamanlar ve night sözcüğü için at kullan
Eğer kesin bir saatten bahsediyorsan at kullan. Örneğin:
“We’ll meet at 7:30 p.m.”
“Let’s meet at noon” (öğle saatinin 12:00 olduğunu unutma).
Use at with night in most cases:
“I always work better at night than I do in the morning.”
Evet, artık bunu anladığımıza göre günün farklı saatleri hakkında konuşmaya başlayalım!
65’ten Fazla Sözcükle İngilizce Günlük Rutin Hakkında Konuş
Sabah
Çoğu kişi gününe sabah başlar (gece vardiyasında çalışmıyorsa ya da uyku problemi yoksa), bu nedenle de sabah günün en hareketli zamanıdır. Bu aynı zamanda sabahları yaptığın şeyler hakkında konuşmak için bilmen gereken bol miktarda sözcük olduğu anlamına gelir.
Çocuk şarkılarıyla bir sorunun yoksa YouTube üzerinde pek çok video çocuklara günlük rutini öğretir. Bu sözcükleri tekrar etmek için bu yazıyı tamamladıktan sonra bu videoları izlemek iyi bir fikir olabilir.
Sabah Kullanılan Sözcükler
Early Morning. Bazı dillerde gece yarısı 12 ile sabah 6 arasındaki zaman dilimini ifade eden özel sözcükler vardır ama İngilizcede bunun olmadığını görebilirsin. Bunun yerine “early morning” ya da “really early morning” denir.
Sunrise. Dünyanın birçok yerinde sabah saat 5 ile 7 arasında güneşin doğduğu saattir. Gün bununla birlikte başlar. Rise sözcüğü “yükselme” anlamına gelir ve bunu bir fiil olarak kullanırsak “the sun rises” diyebiliriz.
Dawn. Dawn da güneşin doğduğu zaman aralığını anlatmak için kullanılan başka bir sözcüktür.
Mid-morning. Mid-morning resmi bir saat değildir ama uykudan uyanmakla öğle yemeğine çıkmak arasında orta noktayı ifade eder.
Late morning. Saat 12:00’ye (öğle) yakın ama bundan önceki herhangi saati ifade eder.
From ___ to ___. Günlük aktivitelerinin birçoğundan bahsederken muhtemelen bu kalıbı kullanacaksın. Bir zaman aralığı boyunca bir şey yaptığın zaman bu kalıbı kullanabilir ve bu aktivitenin başlangıç ve bitiş zamanını söyleyebilirsin.
Jennifer works from 7:00 a.m. to 11:30 a.m.
At + (belirli bir zaman). Yukarıdaki örnekte de gördüğümüz üzere, belirli bir zamandan bahsediyorsan (bir zaman aralığı değil) at kullan.
Jennifer usually gets to work at 8 a.m.
On + (tarih ya da haftanın bir günü). Belirli günler ya da tarihler için on kullan.
I normally work on Tuesdays, but on January 1st I won’t have to work.
Our boss said no one had to work on New Year’s Day because it’s a holiday.
In + (ay ya da yıl). Ay, yıl ve mevsimler gibi daha uzun süreler için in kullan
We often start work at 8 a.m, but in winter the office opens at 9.
That “winter time” schedule starts in November this year, but we won’t do that in 2017.
Sabah Kullanılan Konum Sözcükleri
In bed. Çoğumuzun güne başladığı yerdir. Ayrıca, yatağın üzerinde uzanmak yerine oturuyorsan “on the bed” de diyebilirsin.
In the bedroom. Bu söz daha mantıklıdır. Evindeki, ofisindeki ya da herhangi diğer binadaki belirli bir odadan bahsediyorsan, bu odaların içinde olduğun için in diyebilirsin.
In the bathroom. Çoğu kişi sabah rutininin bir parçası olarak banyoda (in the bathroom) zaman geçirir. Bir sonraki bölümde insanların bu mekanda yaptıkları bazı şeylerden bahsedeceğiz.
In the kitchen. Bu da evin odalarıyla in kullanımın başka bir örneği.
At work. Pek çok kişi sabahları çalışmaya başlar. İnsanlar çalışırken onların işte (at work) olduklarını söyleyebilirsin.
At school. Eğer herhangi bir derse giriyorsan muhtemelen sabah saatlerinin bir kısmını okulda ( at school) geçirirsin. İngilizcede üniversiteler de dahil pek çok eğitim kurumu için school sözcüğünü kullanabilirsin. Ama “at school” dediğin zaman muhtemelen genel bir alandan bahsediyorsundur. Ayrıca, in the lunchroom, in the gymnasium ya da in the principal’s office gibi özel bir alandan da bahsedebilirsin.
Ulaşım araçları kullanımı. Çoğu taşıt ile in ya da on sözcüğünü ve ulaşım şekli ile by sözcüğünü kullanacaksın.
- On + daha büyük taşıtlar ya da bir kişilik ulaşım yöntemi. Şöyle diyebilirsin:
- on the bus
- on the train
- on the airplane
- on the tram/streetcar
- on the ferry/boat
Bununla birlikte, gerçek anlamda üzerine bindiğin için on a bike, on a motorcycle ya da on a horse demelisin—ve işe atla gidiyorsan muhtemelen yaptığın iş benimkinden çok daha heyecanlıdır!
- In + küçük taşıtlar (ya da büyük taşıtlar). Bunun kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum. Bir önceki maddede geçen tüm taşıtlar için istersen in de kullanabilirsin ama buna sık rastlanmaz. Yani, hem “in the bus” hem de “on the bus” kullanabilirsin ama on kullanımı daha yaygındır. In ise daha az yolcu kapasitesi olan daha küçük otomobillerde yaygındır. “In a car,” “in a taxi” ya da “in an Uber” gibi daha modern bir şey söyleyebilirsin.
- By + ulaşım şekli. Birisi sana “How do you get to work?” (İşe nasıl gidiyorsun?) sorusunu yöneltirse by ve ulaşım şeklini söyleyerek bu soruyu yanıtla. Eğer yürüyorsan “by foot” diyebilirsin ama pek çok diğer seçenek de bulunuyor:
- by public transportation
- by bike
- by car
- by bus
Sabah Aktiviteleri
Sabahlar genellikle hareketli zamanlardır, dolayısıyla da sabahları hakkında konuşulacak çok şey vardır. Bu eylemlerin çoğunu günün ilerleyen saatlerinde de yapabilirsin, bu nedenle günün diğer saatlerinden bahsederken de bunları hatırla.
Wake up. Uyanmak anlamına gelir. Uyku halini tanımlamak için asleep sözcüğü kullanılır ve uyandıktan sonra awake yani uyanık olduğun söylenir.
Get up. Bu sözcük öbeği wake up ile benzer bir anlama sahiptir ama get up fiziksel olarak bedenini hareket ettirmeye başlaman anlamına gelir. Çoğu kişi yataktan çıkmak için yataktan kalkar ve günlük rutinlerine başlar.
Get ready. Hazırlanırken (get ready) güne başlamak için ihtiyaç duyduğun şeyleri yaparsın. Bu hazırlanma süreci farklı insanlar için farklı şeyler ifade edebilir ama şimdi bazı sık rastlanan sabah aktivitelerine göz gezdireceğiz.
Take a shower/bath. Duş alarak ya da banyo yaparak vücudunu temizlemek anlamına gelir. Eğer banyo yapacaksan bunu bir küvet (bathtub) içinde yaparsın. Günümüzde çoğu kişi banyo yapmak (take baths) yerine duş alır (take showers). Ayrıca, özellikle İngiliz İngilizcesinde “have a shower/bath” kalıbı yaygın kullanımdır. Bu eylemler için kullanılan fiil ise to bathe olacaktır.
Brush your teeth. Bir diş fırçası (toothbrush) ve diş macunu (toothpaste) kullanarak dişlerini fırçalarsın. Diş hekimleri bunlara ek olarak diş ipi (dental floss) kullanmanı önerirler.
Comb/brush your hair. Saçlarını fırça ya da tarakla tarama eylemidir (tabi saçın varsa). Bu sözcükler fiil veya isim olarak kullanılabilir. Bir tarak (comb) genellikle plastik malzemeden üretilir ve incedir; fırça (brush) ise daha geniştir ve genellikle daireseldir.
Put on makeup. Bazı insanlar sabahları makyaj yapar. Makyaj (makeup) insanların yüzlerini güzelleştirmek ya da bazı bölgelerindeki kusurları kapatmak için kullandıkları renkli malzemelerdir.
Get dressed. Sabah rutinini tamamladıktan sonra muhtemelen üstüne bir şeyler alırsın (put on clothes). Bu eyleme aynı zamanda giyinmek (getting dressed) de denilmektedir.
Make and eat breakfast. Bazılarımız sabahları acele ederiz, ama sağlıklı bir kahvaltı yapmayı denemeliyiz. Güne başlamanın en iyi yolu budur! Çoğu insan kahvaltısını yanına alır (take breakfast with them) ya da bir fast food restoranı veya kafeye uğrayabilir (stop by a fast food restaurant or cafe).
Go to work/school. Eğer işine ya da okuluna uzak bir yerde yaşıyorsan kendi arabanı kullanabilir ya da toplu taşımayı (commuting) tercih edebilirsin ve “I have to commute to work” (İşe toplu taşıma ile gidip geliyorum) diyebilirsin. Bazı insanlar evlerinden çalışır ve bu kişilere genellikle telecommuters adı verilir.
İşte bunlar sabah rutinin hakkında en sık kullanacağın sözler ve sözcükler. Bunların birçoğunu günün diğer saatlerinde de kullanabileceğini unutma.
Öğle
Öğle (noon) saat öğlen 12:00’yi ifade etmek için en sık kullanılan sözcüktür. İnsanların midday dediklerini de duyabilirsin ama bu genellikle daha genel bir zaman aralığıdır. Noon çok daha kesin ve oldukça yaygın bir sözcüktür.
Çünkü noon, iş ya da okul gününün ortasında, çoğu insanın öğle yemeklerini yedikleri bir zamandır.
Öğle Vakti Kullanılan Sözcükler
At noon. Öğle kesin bir zaman olduğu için (12 p.m.) at noon deriz.
Lunch break / Lunch hour. İnsanların çalışmaya ya da derslere ara verdikleri ve öğle yemeklerini yedikleri zaman dilimidir. Bu genellikle öğle saatlerinde olur ve yaklaşık bir saat sürer.
Öğle Vakti Kullanılan Konum Sözcükleri
In the lunchroom/cafeteria/restaurant. Bunlar öğle yemeği yemek için sıkça kullanılan farklı mekanlardır. Bir yemekhane (lunchroom) genellikle bir okul ya da bir şirket ofisine bağlıdır ve sıklıkla da sadece o okul ya da ofiste çalışan kişilere hizmet verir.
Yemekhane (lunchroom) yerine kullanılabilecek bir başka sözcük ise kafeteryadır (cafeteria). Bir kafeteryanın (cafeteria) kahve üzerine bir yer (yani coffee shop) ya da küçük bir restoran (yani cafe) olmadığını unutma.
Öğle Aktiviteleri
Eat lunch / Go out to eat. Eğer dışarıda yiyeceksen (go out ya da go out to eat) bu genellikle bir restoran gibi bir yerde yemek yemek için ofis ya da okuldan ayrılacağın anlamına gelir. Ayrıca eat out sözünü de aynı anlamda kullanabilirsin.
Öğleden Sonra
Öğleden sonra saat 12’de başlar ve hava kararmaya başladığı zaman sonlanır.
Öğleden sonra için kullanılan herhangi başka zaman sözcüğü aklıma gelmiyor, bu yüzden konum sözcüklerine geçebiliriz.
Öğleden Sonra Kullanılan Konum Sözcükleri
Happy hour. Bu zaman dilimi, bazı barlar ve restoranların yiyecek ve içecekler için özel fiyatlar sundukları saatlerdir ve bir saatle sınırlı olması gerekmemektedir. Barlar ve restoranlarda müşteri çekmek için happy hour uygulaması yapılır, bu nedenle happy hour sıklıkla çoğu kişinin iş çıkışına ve akşam yemeği öncesindeki saatlere denk gelir.
Öğlen Sonra Aktiviteleri
Get off work. Çalışmayı bırakmak ve işten çıkmak anlamına gelen bir sözdür. Aynı zamanda stop working de diyebilirsin ama şu şekilde duymak daha olasıdır:
I get off work at 5, so would you like to meet me at 5:20 at the bar for happy hour?
Leave school. Derslerin bitince okul ya da kampüsten ayrıldığın zaman kullandığın sözdür.
Go out for dinner / drinks. Bu söz tıpkı öğle yemeğine çıkmak gibidir ama genellikle insanlar işlerini bitirdikten sonra bunu yaparlar. Eğer bir şeyler ya da kokteyl içmek için dışarı çıokıyorsan ( go out for drinks or cocktails) muhtemelen bir bar ya da restorana gidersin.
Buy a round of drinks. Eğer happy hour için bir bara gidersen bir bara gidersen kesenin ağzını biraz açmak ve arkadaşlarını birer içki ısmarlamak isteyebilirsin. Eğer bunu yapıyorsan, onlara sonraki içkileri ısmarlayacağın (buy them a round of drinks) anlamına gelir. Eğer ısmarlamayı teklif ediyorsan onlara “I’ll get this round” ya da “This round is on me“gibi bir şey diyebilirsin.
Go home, Get home. Going home çoğu kişinin işten çıktıktan sonra yaptığı şeydir. Eve vardığın zaman da get home sözünü kullanabilirsin. Ulaşım şekli hakkında konuşmanın yolları için Sabah bölümüne tekrar göz at.
Study. Eğitiminle ilgili herhangi çalışmalar yapıyorsan çalıştığını (studying) söyleyebilirsin. Bir kompozisyon yazıyor, öğrendiklerini tekrarlıyor ya da bir sınava hazırlanıyor olabilirsin. Bunların hepsi için I’m studying diyebilirsin.
Hang out, Relax. Boş zamanını ilgini çeken şeyler yaparak geçirdiğin ya da arkadaşlarınla zaman geçirdiğin zaman bunu yaparsın. Bu resmiyetten uzan bir zaman dilimidir ve günlük bir sözdür.
Do homework. Ödev yapıyorsan (do homework) bir önceki derste verilen ödevlere çalışıyorsundur. Homework sözcüğünün sayılabilir olmadığını unutma; “I have a lot of homework” diyebilirsin.
Work out / Exercise. Bunlar aynı anlama gelen iki sözdür. Her ikisi de formda kalmak için fiziksel aktiviteler yapmak anlamına gelir. Bir spor salonunda, evinde ya da dışarıda spor yapabilirsin (work out). Ayrıca, bunu do exercise ya da sadece exercise sözcüğünü fiil olarak da kullanabilirsin:
I try to exercise every afternoon before dinner.
Make dinner. Eğer yemek yapmayı seviyorsan akşam yemeğini hazırlayabilirsin (make dinner). Bunun anlamı, akşam yemek için yiyecekler pişirmektir. Bazılarımız yemek pişirmekten hoşlanmaz (ya da bunu yapacak vakti yoktur) bu nedenle de akşam yemeğini dışarıda yer (eat out) ya da hatta yemek siparişi verir (order food for delivery).
Akşam
Her dilde akşam (evening) sözcüğünün olmadığını fark ettim. İngilizcede evening genellikle gün batımı (yani havanın kararması) ile yatmadan önceki zaman aralığını ifade eder. Telaffuzu da bazen zordur. Bunu duymak için buraya tıkla ve üç değil iki heceden oluştuğunu hatırla.
Akşam Kullanılan Sözcükler
Sunset. Gün batımı (sunset) güneşin (sun) battığı (set) zamandır. Çoğu ülkede gün batımı (sunset) mevsime göre akşam 4 ile 9 arasında gerçekleşir ama bu saat coğrafi konuma bağlı olarak da değişebilir.
Twilight, Dusk. Bunlar da havanın kararmaya başladığı zaman aralığı için kullanılan iki sözcüktür. Eğer “from dusk till dawn” denildiğini duyarsan bunun anlamı “gece boyunca”; “from dawn till dusk” denildiğini duyarsan bunun anlamı da “gün boyunca” olacaktır.
Aklıma akşam kullanılan konum sözcükleri gelmiyor, bu nedenle bazı yaygın akşam aktivitelerine geçebiliriz.
Akşam Aktiviteleri
Öğleden sonra, akşam ve gece arasında her zaman net bir ayrım yoktur ve çoğu kişi bu aktiviteleri farklı saatlerde yapar.
Eat dinner. Akşam yemeği (dinner) günün son öğünüdür (meal). Buna bazı yerlerde supper da denilmektedir ve dinner bazen günün farklı saatlerindeki resmi bir yemeği ifade edebilir.
Watch TV or a movie. Bunun ne anlama geldiğini muhtemelen biliyorsundur ve film izlemek ( watch a movie) için dışarı çıkıyorsan “I’m going to the movies” ya da “I’m going to the movie theater” diyebilirsin. İngiliz İngilizcesinde, bir sinema salonuna ( movie theater) sıklıkla cinema denir ve bir film ( movie) de sıklıkla bir film olarak anılır.
Go out. Bu genel bir terimdir ve bir şey yapmak için evden çıkmak anlamına gelir. Akşam yemeği ya da bir şeyler yemek için dışarı çıkıyorsan (going out) ya da bir randevu için dışarı çıkıyorsan (going out on a date) bu sözcük öbeğini kullanabilirsin.
Gece
Bunun bir istisna olduğunu unutma, bu nedenle normalde at night olarak kullanılır. İçinde in the night geçen bazı sözler duyabilirsin ama at buna rağmen daha yaygın kullanılmaktadır.
Buna ek olarak, good night sözünün bir selamlama şekli (greeting) olmadığını da unutma. Birisine “good night” dediğin zaman bu “goodbye” demeye benzer. Bunu uyumadan hemen önce de söyleyebilirsin.
Gece Kullanılan Sözcükler
Midnight. Gece saat 12’yi vurduğu zaman gece yarısı olur. Noon sözcüğünün zıttıdır.
Gece Aktiviteleri
Get ready for bed. Sabah hazırlanmanın tam tersi, yani yatmaya hazırlanmaktır. Kıyafetlerini çıkarabilir ya da değiştirerek pijamalarını (ya da uyurken giydiğin kıyafetleri) giyebilirsin. Aynı zamanda yüzünü yıkamak (wash your face), dişlerini fırçalamak (brush your teeth) ve belki de duş almak (take a shower) sık gerçekleştirilen aktivitelerdir. Bazıları yatmadan önce okumayı (read) ya da diğer rahatlatıcı aktiviteleri tercih eder.
Get things ready for the next day. Eğer sen de benim gibi bir gece kuşuysan (night owl) erkencilerden (early bird) değilsen bir sonraki güne hazırlanmak için bazı şeyleri geceden hazırlamak isteyebilirsin.
Sabah seni uyandırması (wake you up) için alarmını kurabilir (set your alarm) yarın sabah için kahvaltılıkları hazırlayabilir (set out) ya da belki de yarın giyeceğin giysileri çıkarabilirsin (lay out). Böylelikle, sabah mahmurluğuyla kararlar vermen gerekmez.
Go to bed / Get in bed. Bunu yaptığın zaman fiziksel olarak yatağına girersin. Sabah yataktan kalkmanın (get up) zıddıdır.
Go to sleep. Uyumaya başladığın zaman bunu yaparsın.
Sleep tight! İnsanlar sıklıkla birbirlerine uyumaya hazırlanırken “İyi Uykular” (“Sleep tight”) der ama bu çok da anlamlı bir söz değildir. “Good night” ile kafiyelidir, dolayısıyla insanların birbirlerine “good night, sleep tight, don’t let the bedbugs bite!” dediklerini duyabilirsin. (Bedbug insanların yataklarında yaşayan ve uyurken onları ısıran tahtakurusudur.)
Bu sözleri hatırlar ve kullanırsan gün boyunca yaptığın şeyler hakkında konuşmakta problem yaşamazsın.
Gece ya da gündüz İngilizce günlük rutin hakkında konuşabilirsin.
Bol şans!
Ryan Sitzman Kosta Rika’da İngilizce ve bazen de Almanca öğretmenliği yapmaktadır. Öğrenmek, kahve içmek, seyahat etmek, diller, yazmak, fotoğrafçılık, kitaplar ve filmler onun ilgi alanları arasındadır, tabi bu sırayla olması şart değil. Sitzman ABC web sitesinden hakkında daha fazlasını öğrenebilir ve onunla iletişime geçebilirsin.