
İleri Seviye İngilizce Öğrenme Teknikleriyle Akıcı Konuşmayı Öğren: En İyi 12 Metot
Hepimizin bildiği gibi, yeni bir dil öğrenmek kolay bir iş değil.
Öncelikle, İngilizce çalışmalarında ileri seviyeye ulaştığın için tebrikler!
Ulaştığın seviyeyle gurur duymalısın, ama daima ilerleyebileceğin yeni basamaklar olduğunu unutma. Yeni ileri seviye İngilizce öğrenme teknikleri kullanarak daima daha da iyi olabilirsin!
Dil öğrenmenin daha ileri seviyelerinde duraklama noktasına, yani artık daha fazla ilerlemiyormuş gibi hissettiğin bir noktaya ulaşmak gayet yaygın görülen bir şey. Böyle bir duruma geldiğinde, dil öğrenme rutinlerini değerlendirmek ve ilerlemeye devam etmek için öğrenme yöntemlerinde birtakım değişiklikler yapmak önemlidir.
Zaten bilebileceğin üzere, İngilizce yeterlilik dediğimiz şey, dört farklı beceri alanındaki bilgi ve becerinin bir kombinasyonu. Bu alanlar okuma, dinleme, yazma ve konuşmadır.
Bunlar birbirinden çok farklı beceriler, ama biz sana her biri konusunda yardım edeceğiz!
Bu gönderide, ileri İngilizce yetkinlik seviyeni geliştirmeye devam etmekte kullanabileceğin İngilizce öğrenme tekniklerini ele alacağız. Yazımızı okurken, aşağıdaki metotlardan hangilerinin İngilizce öğrenme hedeflerini gerçekleştirmede sana yardımcı olabileceği üzerine düşün.
İngilizce çalışırken neler yapmaktan hoşlanırsın? Nasıl çalışmayı seversin? Sana en uygun olan yöntem hangisidir? Hangi metotla gerçekten öğrenirsin? Kendi güçlü yönlerini ve tercihlerini aklında tutarak senin için doğru olan İngilizce öğrenme tekniklerini ve metotları seç.
İleri Seviyede İngilizce Öğrenme Rutinleri: Bütün İngilizce Becerilerini Geliştirmek için Hazırlanmış 12 Metot
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, dört farklı becerini geliştirmeye odaklanman gerekecek: Okuma, dinleme, yazma ve konuşma. Bu temel becerilerin her birini ayrı ayrı ele alacağız.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Alımlayıcı Beceriler
Öncelikle, okuma ve dinlemeden başlayacağız. Bu iki beceri birbirlerinden çok farklıymış gibi görünse de, ortak bir noktaları var: Hem okuma hem de dinleme becerisi alımlayıcı becerilerdir. Yani İngilizce metinlere ve konuşmalara, yani dil girdilerine maruz kalıp, bunları algılayıp anlamanı gerektirirler.
Okuma
1. Alışıldık kaynaklarını değiştir
Öğrencilerin okuma becerilerinde bir duraklama noktasına gelmesinin sebeplerinden biri, genellikle tekrar tekrar aynı türden metinleri okumalarıdır.
Her gün aynı gazeteyi mi okuyorsun? Bir polisiye roman dizisinin on beşinci kitabında mısın?
Okuma becerilerini geliştirmeye devam etmek için, daha önce hiç okumadığın İngilizce bir gazete veya dergi seç. İngilizce kitap okurken, hiç alışık olmadığın bir roman türü seç. Eğer daha geniş bir yelpazede türler ve yazarlar okursan, daha çeşitli, bir dil kullanımıyla ve daha zengin bir kelime dağarcığıyla karşılaşırsın ve bu sayede yeni şeyler öğrenmeye devam edebilirsin.
Elbette, herhangi bir şey okumak, hiç okumamaktan daha iyidir. Ancak, eğer okuma becerilerini gerçek anlamda geliştirmek istiyorsan, alıştığın konfor alanından çıkman gerek!
2. Okuduğun metin üzerine kendini test et
Kendi kendine mi İngilizce öğreniyorsun, yoksa bir sınıfta, bir öğretmenle birlikte mi? İngilizce öğrenme ve okuma-anlama teknikleri konusunda kafan mı karışık?
Bir İngilizce okuma sınavına gireli çok uzun zaman mı oldu?
Eğer kendi kendine çalışıyorsan ya da uzun süredir hiç sınava girmediysen, belirli becerilerin biraz paslanmış olabilir; örneğin bilmediğin bir kelimenin anlamını bağlamdan çıkartmak, genellikle sınavlara hazırlanan öğrencilere öğretilen bir beceridir ve sen bu konuda epeydir pratik yapmamış olabilirsin.
İngilizce bir metin okuduğunda, sırf zevkine okumuş olsan bile, metni birkaç dakika boyunca bir sınava hazırlanıyormuş gibi incele. Bu metinle ilgili en önemli bilgilerin hepsini hatırlamak senin için çok önemliymiş gibi oku. Sınavda bu metinle ilgili ne tür soruların çıkabileceğini düşün, sonra da onları cevaplamaya çalış!
3. Hızlı Okumayı Dene
İyi bir okuyucu olmaktan daha iyisi var mı? İyi ve hızlı bir okuyucu olmak kesinlikle daha iyidir.
Bir hızlı okuma kursuna kaydolup rekabete girmene gerek yok, ama dakika başına okuyup anladığın İngilizce kelime sayısını arttırmaya çalışabilirsin.
Bir kitabın ya da başka bir metnin bir paragrafını okurken zaman tut. 30 saniye boyunca hızlı bir şekilde oku. Sonra, paragrafı tekrar okuyup okuma hızından dolayı anlamadığın, kaçırdığın önemli bilgiler olup olmadığını kontrol et. Eğer bir şeyler kaçırdıysan, aynı hızda daha uzun süre okuma pratiği yap. Her şeyi tamamıyla anlayana kadar aynı hızda okumaya devam et (hatta belki biraz daha yavaş).
Eğer metni hiçbir önemli bilgiyi kaçırmadan okuyabiliyorsan, bir sonraki paragrafı biraz daha hızlı okumayı denemeye hazırsın demektir.
Yavaş yavaş hızın artacak. Hızlı okumak pratik isteyen bir şey, ama unutma, eğer okuduğunu anlayamazsan, bunu yapmanın bir anlamı yok.
Dinleme
4. Farklı aksanlara aşina ol
Dil öğrenmenin zorluklarından biri, her dilin farkı bölgelerde konuşulan farklı aksan ve şiveleri olmasıdır.
Amerikalı bir konuşmacıyı gayet rahat anlıyor olabilirsin; peki, Avustralya aksanını öğrendin mi? Ya Kuzey İrlanda aksanını?
Eğer bazı aksanları anlamayı zor buluyorsan, neden bu konu üzerine çalışıp anlama becerilerini arttırmaya odaklanmıyorsun? Bu günlerde dünyanın her yerinden insanların anlatıcı olarak yer aldığı YouTube videoları bulmak çok kolay, hatta üzerine çalışmak istediğin aksanla konuşan oyuncuların uzun metrajlı filmlerini bile izleyebilirsin.
Şu anda geliştirmekte olduğun bütün diğer dil becerileri gibi, farklı aksanları dinleyip anlama becerilerin de pratik yaparak gelişecek. Yeni bir aksanı daha rahat anlayabildiğini hissettiğinde dünyanın o bölgesinde yaşayan bir konuşma partneri bulmayı bile deneyebilirsin!
5. Yeni konular üzerine podcast’ler dinle
Amerika tarihiyle ilgileniyor ama bu konu hakkında pek bir şey bilmiyor musun? Bugünlerde internette neredeyse her konuda podcast (radyo programı ses kaydı) var.
Ana dilinde iyi bildiğin bir konu üzerine İngilizce podcast dinlemek de İngilizce becerilerinin gelişmesine yardımcı olur. Konuştukları konuyla ilgili zaten büyük oranda bilgin olduğundan, kullanılan dile odaklanabilirsin.
Peki, öyleyse, ilgini çeken ama hakkında çok şey bilmediğin bir konu üzerine podcast dinlemek iyi bir fikir mi? Evet, öyle! Yeni bir şey öğreneceğin için konuyu daha büyük bir heyecanla dinleyeceksin, bir sürü yeni kelime öğreneceksin, genel kültürünü geliştireceksin ve dinleme becerilerini ilerleteceksin. Daha ne olsun!
6. Duyduklarını birebir yaz
Dinleyerek anlama becerini test etmenin en iyi yollarından biri, duyduklarını birebir, kelimesi kelimesine yazmaya çalışmaktır. İstersen bunu bilgisayarında da yapabilirsin, ancak el yazısı ile yazmak hafızan için çok daha iyidir.
Bu alıştırma sana duyduklarının ne kadarını tam olarak anladığın konusunda sana fikir verecektir. Ayrıca anlamanın bütün kelimeleri birer birer anlamaya mı, yoksa genel bağlamı anlamaya mı dayandığını da öğrenmiş olursun.
Mesele, söylenen kelimelerin %100’ünü anladın mı? Yoksa söylenen kelimelerin %50’sini anladığın halde, bağlam sayesinde genel olarak verilen mesajı mı anladın?
Duyduğun her şeyi birebir, kelimesi kelimesine yazmak dikkatini farklı kelime türlerine, başka kelimeleri birbirine bağlayan kelimelere, birbiriyle uyumlu kelimelere, vurgulu ve vurgusuz hecelere, yani doğal konuşma İngilizcesinin, İngilizceyi yeni öğrenenler için sorunlu alanlarına çekecek.
Üretken Beceriler
Şimdi, bir sonraki dil becerisi türünü ele alacağız! Yazma ve konuşma becerileri, üretken becerilerdir. Bazen hiçbir dil girdisi almadan, kendi kendine İngilizce cümleler kurmanı gerektirirler.
İngilizce öğrenen çoğu kişi bu becerileri daha zor bulur, çünkü bu beceriler İngilizce ile ilgili daha fazla bilgiye sahip olmayı, dilin nasıl işlediğini bilmeyi gerektirirler.
Yazma
7. Farklı insanlara yazma becerini test et
13 yaşındaki yeğenini ya da kuzenini akşam yemeğine davet ederken nasıl bir e-posta yazarsın? Herhalde gayet günlük ve basit, samimi bir dil kullanırsın.
Büyükannene nasıl bir mektup yazarsın? Herhalde yine gündelik dille yazılmış, samimi bir mektup olur, ama aynı zamanda saygılı ve nazik olursun.
Patronuna nasıl bir iş mektubu yazarsın? Peki, ya üniversitede dersine giren bir profesöre yazacağın e-posta nasıl olur? Bu tür mektuplar ve e-postalar büyük ihtimalle daha resmi, nazik ve profesyonel olacaktır.
Farklı dil dizgeleri, yani resmiyet seviyeleri kullanmak üzerine pratik yapmak, yazma becerilerini tazeleyecek ve çeşitlendirecek oldukça faydalı bir alıştırmadır.
Bunlar normalde kullanmayacağın yazım tarzları olmasa bile, pratik yapmak önemlidir çünkü bu becerileri ne zaman kullanman gerekeceği belli olmaz!
8. İleri seviyedeki dil bilgisi yapılarını kullanmayı dene
Günlük yazışmalarımız genellikle telefon mesajlarıyla ve belki de birkaç e-posta ile sınırlıdır.
İleri seviyede dil bilgisi öğrensek bile, İngilizce çalışmayı bıraktığımız anda, çabucak bütün o ileri seviyedeki dil bilgisi yapılarını unuturuz. Zira insan arkadaşına hızlı bir mesaj atarken öyle çok karmaşık dil bilgisi yapılarını kullanmaya ihtiyaç duymaz.
Fakat daha ileri seviyede dil bilgisi kullanma ihtiyacı hissetmemek, bunları öğrenmeye ya da kullanmaya gerek olmadığı anlamına gelmez! Eğer İngilizceyi akıcı bir şekilde kullanmak istiyorsan, bu tür yapıları sürekli kullanmaya çalışmak gerek! Bunun için de farklı İngilizce yazma teknikleri öğrenmek gerek.
Şu konuları bir düşün:
- Past tense (Geçmiş zaman)
- Future tense (Gelecek zaman)
- Progressive tense (Süreklilik belirten zamanlar)
- Conditional statements (Koşul cümleleri)
- Commands (Emirler)
Bir dahaki sefere bir şey yazarken, öğrendiğin ileri seviye dil bilgisi konularından birkaçını hatırlamaya çalış (yukarıdaki listede verilen örnekler olabilir) ve bunları yazdığın metinde kullan!
Eğer yazmak için farklı sebepler ve İngilizce yazma becerilerinle oynamak için benzersiz yollar arıyorsan, bu harika günlük yazma pratiği alıştırma fikirlerini kullanmayı deneyebilirsin.
9. Kendine yeni kelimelerle meydan oku
Aynı dil bilgisi konusunda olduğu gibi, dil öğrenenlerin çoğu aslında kullandıklarından çok daha fazla kelimeyi anlarlar.
Ancak, öğrenmek için onca zaman harcadığın kelimeleri kullanmaman için hiçbir sebep yok! Konfor alanından çıkıp sık kullanmadığın bazı kelimeleri kullanmayı denemen çok önemli. Öğrendiğin kelimeleri günlük hayatında kullanmazsan unutma ihtimalin çok yüksek. En iyi İngilizce öğrenme teknikleri denince genellikle akla ilk olarak öğrendiklerini uygulamak gelir.
Öğrendiğin yeni kelimelerin hepsini birden kullanmaya başlamana gerek yok. İşi ağırdan alabilirsin. Önce iyice öğrenmek istediğin yeni kelimelerden birini seç ve bu kelimeyi farklı cümleler içinde kullan. Yazdığın her cümle öncekinden biraz daha uzun olsun ve ilerledikçe yazdığın paragraftaki bazı kelimeleri daha ileri seviyedeki eş anlamlılarıyla değiştir.
Kullandığın her bir yeni kelimenin anlamını bildiğinden ve doğru kullandığından emin ol. Anlamını ve doğru kullanımını bilmediğin eş anlamlı kelimeleri seçme. Buna dikkat etmezsen, vermek istediğin anlamdan çok farklı, tuhaf şeyler yazabilirsin. WordReference yeni eş anlamlı kelimeler bulmak ve kelime hazineni genişletmek için harika bir internet sitesi.
Konuşma
10. Konuşmalarında deyimleri ve kalıplaşmış sözleri de kullan
Ana dilinde konuşan her insan, günlük konuşmalarında pek çok deyim, kalıplaşmış söz ve deyiş kullanır. İngilizceni bir sonraki seviyeye —ileri seviyenin de ötesine, akıcılık seviyesine— taşımanın bir yolu da, bu tür söz öbeklerini kullanmaktır!
Eminim şimdiye dek pek çok deyim, deyiş ve kalıplaşmış ifade öğrenmişsindir ve daha fazlasını da öğrenmen için pek çok kitap ve internet sitesi var. Ama asıl mesele onları kullanmaya başlamak!
Her gün, kullanmak istediğin beş deyimi listele. Bazı deyimleri günlerce, hatta haftalarca arka arkaya kullanmanda bir sakınca yok. Sonra, kendini gün içinde bu deyimleri kullanmak için uygun anlar seçmeye zorla. Bütün gün ana dilinde konuşuyor olsan bile bunu zihninde, sessizce de yapabilirsin.
Bu sayede, ileride bu İngilizce deyimleri kullanmak için uygun zamanlar yakaladığında hemen dilinin ucuna gelecekler ve İngilizcen kulağa çok daha doğal gelecek.
11. Telaffuzun üzerinde çalışmayı sürdür
Öncelikle söyleyelim, eğer dört yaşından önce resmi dil olarak İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamaya başlamadıysan, İngilizce konuştuğunda ana dili İngilizce olan biri gibi konuşmuyorsundur. Ama bunda bir sıkıntı yok!
Zaten herkes ana dilini kusursuz bir şekilde konuşmuyor. Bir dili ana dilin gibi konuşamadığın, kötü konuştuğun anlamına gelmez. İngilizce telaffuzla ilgili en önemli şey, konuştuğun kişilerce iyi ve doğru anlaşılmandır.
Zaten İngilizce yeterliğin ileri seviyede olduğundan, eminim insanlar İngilizce konuşmanı gayet kolay bir şekilde anlıyorlardır. Şimdi, İngilizce aksanını mükemmel bir hale getirme zamanı!
Ana dili İngilizce olanların telaffuzlarını dikkatle dinle. İngilizce seviyesi seninkinden yüksek olan arkadaşlarının telaffuzlarını dinle. İyi telaffuzu olan birini duyduğunda, onu taklit etmeye çalış.
Telaffuzunu ilerletmek için dikkatini konuşan kişilerin dudak, ağız ve dil hareketlerine ver.
12. Ana dili İngilizce olan insanlarla veya İngilizce yetkinlik seviyesi senden daha ileride olan bir arkadaşınla pratik yap
Sırada bu tavsiyenin olduğunu herhalde tahmin etmişsindir. İngilizce konuşma becerilerini geliştirmenin bir numaralı yolu nedir?
Elbette konuşmak!
En önemlisi, konuşma becerilerinin pratiğini yapmak için olabildiğince çok zaman ayırman. Eğer İngilizce seviyen zaten çok ileriyse, ana dili İngilizce olan kişilerle konuşarak daha da çok gelişeceksin —ve sonunda akıcı bir şekilde konuşacaksın!
Etrafında ana dili İngilizce olan kimse yok mu? Endişelenme! Bunun dışında pek çok çözüm yolu var ve buna İngilizce seviyesi seninle aynı ya da senden daha ileride olan bir arkadaşınla konuşma pratiği yapmak da dahil. Konuşmaya hazırsan ancak bir konuşma partneri bulamıyorsan, burada senin için bazı harika seçenekler var. İnternet üzerinden konuşma partneri bulma ve İngilizce konuşma pratiği yapma üzerine hazırladığımız bu yazıya da bir göz atabilirsin!
Unutma, hata yapmak gayet normal, en yüksek dil seviyesine geldiğinde bile. Ana dili İngilizce olanlar bile daima kusursuz İngilizce konuşmuyorlar!
Arkadaşlarının ya da dil partnerlerinin hatalarını düzeltmelerini istemekten çekinme, bu senin ilerlemene yardımcı olacak.
Son olarak, kendi dil ihtiyaçlarını belirle veya bu ihtiyaçların farkına var.
İngilizce öğrenmenin ardındaki motivasyona bağlı olarak, belirli becerilere diğerlerinden daha çok odaklanman gerekebilir. Hangi becerilerin senin için elzem olduklarını belirle ve önce onlar üzerinde çalış. Daima seviyene ve ihtiyaçlarına uygun farklı İngilizce öğrenme teknikleri bulabilirsin.
Bu öğrenme teknikleriyle ileri seviyedeki İngilizceni daha da ileri taşımak senin elinde! Kendi dil öğrenme sürecinin patronu sensin!