quynhnguyen and
Last updated:
Aksanlı İngilizce: İstediğin Aksanla İngilizce Konuşmayı Öğren
Dünyanın en seksi İngilizce aksanı hangisi?
Guardian’da yer alan bir makaleye göre Time Out dergisinin anketi bu aksanın İngiliz aksanı olduğunu gösteriyor.
İngiliz İngilizcesinin çekici özelliği hakkında yaygın bir klişe olduğu için bunu muhtemelen daha önceden biliyordun.
Peki, Emma Watson ya da Catherine-Zeta Jones gibi konuşmak ister misin? Benedict Cumberbatch tarafından canlandırılan Sherlock Holmes karakteri sana Kit Harrington tarafından canlandırılan Jon Snow karakterine yakın mı geliyor? Ve Kit Harrington’ın gerçek hayatta kullandığı aksan, canlandırdığı karakterinkinden farklı.
Kafa karıştırıcı, öyle değil mi?
İşte dostlar, karşınızda İngiliz İngilizcesi. Sıklıkla yüceltilmiştir ve neredeyse efsanevidir.
Bununla birlikte, eğer bu aksan ilgini çekiyorsa bu kılavuz İngilizlerin konuşma şeklini yakından tanımana yardımcı olacak. İngiltere’de konuşulan İngilizcenin başlıca unsurlarını sana tanıtacağız: aksanlar ve argo sözcükler. Ayrıca öğrenmeye devam etmen için de bazı kaynaklar edineceksin.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
İngiliz Aksanı Nedir?
Basmakalıpların aksine tek bir İngiliz İngilizcesi diyebileceğimiz bir aksan bulunmamaktadır. İngiliz İngilizcesi, sıklıkla Amerikan İngilizcesi veya Avustralya İngilizcesi ile kıyaslanabilen bir İngiliz lehçesidir.
Büyük Britanya, İrlanda ve birçok diğer küçük adalar da dahil olmak üzere Britanya Adalarında çok çeşitli İngiliz aksanları konuşulur. İngiltere’nin bu birlikteki en büyük ve en baskın ülke olması nedeniyle Britanya dışında yaşayan kişiler, Notting Hill filmindeki performansıyla Hugh Grant gibi aktörlerin kullandığı aksanlı İngilizce Britanya’nın tamamında konuşulan İngilizcedir diye düşünebilir. Aslında, Hugh Grant “posh” (sosyetik) olduğu düşünülen bir Oxford İngilizcesi konuşmaktadır. Kraliyet ailesi de dahil olmak üzere sadece İngiltere’nin güneyindeki az sayıda kişi bu aksanı kullanır. Britanya Adalarında ve hatta İngiltere’nin içinde kullanılan aksanlar, bir Londralının bir Glasgowluyu anlamakta zorlanabileceği ölçüde farklılık göstermektedir.
Takip eden bölümde Britanya Adalarında kullanılan en anlaşılır aksanları bulacaksın. Kendini farklı seslere alıştırmak için verilen örneklere bir göz at.
İngilizce öğrenen bir kişi olarak, anadili İngilizce olan bir kişiyi anlayamazsan, dinleme becerilerinden şüphelenmeye başlayabilirsin, ama bunu anlayamamanın nedeni aslında kullanılan aksana alışkın olmamandan kaynaklanıyor olabilir. Takip eden bölüme eklenmiş olan klipleri dinleyerek gelecekte İngilizlerle karşılaştığında daha hazırlıklı olacaksın. Bununla birlikte, eğer bunlar arasında sevdiğin bir aksan varsa, bu örneği bir başlangıç noktası olarak kullan ve ya aynı konuşmacıların ya da aynı kaynağın başka videolarını bul ve daha fazla dinle, taklit et ve bu aksanı öğren. Bunu, bu makalenin sonunda daha fazla öğrenebilmen için verilen üç kaynak ile birleştir.
Oxford İngilizcesi ya da Kraliyet İngilizcesi
Received Pronunciation (RP-Oxford İngilizcesi), İngilizce Oxford Sözlükte “İngiltere’nin güneyinde kullanılan eğitimli konuşma tarzına dayalı İngiliz İngilizcesi telaffuzunun standart biçimi” olarak tanımlanmaktadır.
Kraliyet Ailesi RP konuştuğu için buna Kraliyet İngilizcesi ya da sosyete aksanı adı verilmektedir. Her ne kadar Britanyalıların çoğunun konuştuğu aksan bu olmasa da RP sıklıkla filmlerde betimlenmektedir. Harry Potter filmleri ve King Speech bunun iki güzel örneği. Emma Watson’nın BM’in HeforShe Kampanyası için 2014 senesinde yaptığı bu güzel konuşmada RP aksanını dinleyebilirsin.
Cockney aksanı
Cockney aksanı, Doğu Londra’nın işçi sınıfı ile ilişkilendirilmiştir. Cockney aksanının en ayırt edilebilir özelliklerinden biri, “hospital” (hastane) gibi sözcüklerin başındaki “h” sesini telaffuz etmemeleri ve “th” sesi yerine “f” sesini kullanmalarıdır.
Sör Michael Caine, oynadığı sinema filmlerinde Cockney aksanını korumasıyla meşhur bir İngiliz aktördür. New York Times’a verdiği röportajı buradan dinleyebilirsin.
Galler aksanı
Galler kendi dillerini kullanıyor olsalar da aynı zamanda aksanlı İngilizce de konuşmaktadırlar ve tabi ki bunu Galler aksanı ile yaparlar.
İngiltere’nin güneyinden ve Galler’den İngiliz aksanları arasında bir karşılaştırma yapmak istersen “Gavin and Stacey” izleyebileceğin eğlenceli dizilerden biridir. Şu kahvaltı sohbetine bir göz at: konuşmaya başlayan kişi Galli bir aktör olan Rob Brydon ve 45 saniye boyunca kahvaltılık malzemeler hakkında konuştuğunu duyabilirsin. Ondan hemen sonra konuşmaya başlayan Smithy ise İngiliz kökenlidir ve onu ve aksanını meşhur “Carpool Karaoke” dizisinden hatırlayabilirsin.
Batı aksanı
İngiltere’nin Batısı, yani Galler’in yanında kalan kısmında konuşulan Batı aksanı, bölgenin izole edilmiş coğrafi yapısı nedeniyle hala Batı-Sakson lehçelerinin ayırt edilebilir özelliklerini taşımaktadır. Stephen Merchant’ın Batı aksanını bu eğlenceli podcast kliplerinde dinleyebilirsin.
Liverpool aksanı
Liverpool aksanı, Liverpoolluların kullandığı aksandır ve buna Liverpudlian aksanı da denilmektedir. Küçük bir alanla kısıtlı olsa da (Ülkenin Batısı veya Galler ile karşılaştırıldığında) Liverpool aksanı İngiltere’de en meşhur aksanlardan biridir. Bir Liverpoolluyu dinlerken dikkatini çekebilecek şeylerden biri de “t” sesinin “r” sesi gibi duyulmasına neden olan genizden gelen seslerdir. Liverpool aksanını, meşhur Liverpoollular yani The Beatles ile yapılan bu röportajda dinleyebilirsin.
Yorkshire aksanı
İngiltere’nin Kuzeyindeki Yorkshire bölgesinde kullanılan bir aksandır. Sahip olduğu en ayrıt edici özelliklerden biri, “class” (sınıf) gibi sözcüklerde, Güneylilerin kullandığı uzun “a” yerine kısa “a” kullanıyor olmalarıdır. Yorkshire aksanına bir göz atmak istersen, “Full Monty” izlemekten keyif alacağın bir dizidir. Bu dizi, 80’lerde Sheffield’de yaşamış olan sanayi işçilerinden oluşan toplumun bir portresidir. Dizinin fragmanını burada bulabilirsin.
Geordie aksanı
Geordie aksanı, İngiltere’nin kuzeyinden, Newcastle ve çevresinden başka bir meşhur aksandır. Danimarka Yarımadasına olan yakınlığı nedeniyle Geordie aksanı modern Dancaya benzeyen birçok sözcük içermektedir. Örneğin, bairn ve barn sırasıyla Geordie aksanı ve Dancada çocuk anlamına gelir. Eğer İngiltere’nin güneyindeysen tıpkı “I am Alan Partridge” adlı diziden bu klipte Alan Partridge ve kuzeyli arkadaşı Michael arasında olduğu gibi insanların Geordie aksanıyla konuşanları anlamakta nasıl zorluk çektiğini duyabilirsin.
İskoç İngilizcesi
İskoçya’ya seyahat edersen duymayı bekleyebileceğin bir aksandır. İskoç İngilizcesinin en ayırt edilebilir özelliklerinden biri, “o” sesini “ae” sesi ile değiştirmeleri ve “it” veya “cannot” gibi sözcüklerin sonundaki “t” sesini telaffuz etmemeleridir. Eğer bu aksanı dinlemek istiyorsan, Ewan McGregor’un “Salmon Fishing in the Yemen” filminde kullandığı aksanı ya da o ve Emily Blunt ile bu film hakkında yapılmış röportajı izleyebilirsin.
İrlanda aksanı
Son olarak, İrlanda aksanı Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyetinde konuşulmaktadır. Bununla birlikte, İrlanda adası boyunca farklılık gösterir. Eğer bunun bir örneğini istiyorsan “In Bruges” adlı fime bir göz at. Her iki başrol oyuncusu, yani Colin Farrell (Ray rolünde) ve Brendan Gleeson (Ken rolünde) İrlanda kökenlidir. İşte fragmanı.
Artık Büyük Britanya’da insanların konuşma şekillerinin ne kadar farklı olabileceği hakkında bir fikir edinmiş olduğuna göre şimdi de İngilizler dışında kimseye hiçbir anlam ifade etmeyebilecek İngiliz argosuna bir göz atalım.
İngiliz Argosunda Kullanılan Sözcükler Nelerdir?
Skint
Anlamı: ya çok az parası olmak ya da hiç parası olmamak
Örnek: “Fancy going to the pub tonight?”
Bu akşam bara gitmek ister misin?
“Nah, I shouldn’t. I’m skint.”
Hayır, gitmesem daha iyi. Çulsuzum.
Stuffed
Anlamı: çok yemek ve tıka basa doymak
Örnek: “I’m always stuffed after Christmas dinner.”
Noel yemeğinden sonra her zaman tıka basa doyarım.
Naff
Meaning: şapşal
Örnek: “What a naff comment!”
Ne şapşal bir yorum!
Yonks
Anlamı: uzun bir zaman
Örnek: “I haven’t seen him for yonks.”
Onu uzun zamandır görmedim.
Minging
Anlamı: çok çirkin, berbat koku
Örnek: “Man, his toilet is minging.”
Dostum, onun tuvaleti berbat kokuyor.
Chinwag
Anlamı: gayriresmi bir konuşma
Örnek: “Did you talk to Sarah?”
Sarah ile konuştun mu?
“Yeah, but just a chinwag about the girls at work.”
Evet, ama sadece iş yerindeki kızlardan lafladık.
Knackered
Anlamı: çok yorgun
Örnek: “I’m knackered.”
Çok yorgunum.
“Let’s go to bed.”
Hadi yatalım.
Bobbins
Anlamı: saçma sapan
Örnek: “Stop talking bobbins.”
Saçma sapan konuşmayı bırak.
Snog
Anlamı: öpmek
Örnek: “He often brags about snogging the hot girl from his class, but I doubt it true.
O her zaman sınıfın en güzel kızını öpmekle övünüyor, ama bunun doğru olduğundan şüphelerim var.”
Tıpkı İngilizler gibi Akasnlı İngilizce Konuşmayı Öğrenmek için En İyi 3 Kaynak
British Council
British Council, öğrenme merkezlerinde yüz yüze dil dersleri veriyor. Bu merkezlerde ayrıca İngiliz aksanlarını öğrenmek için çok sayıda kitap ve teyp de bulabilirsin. Ayrıca, sitelerinde çevrimiçi kurslar ve İngilizce öğrenmek için araçlar da bulunuyor.
BBC Learning English
BBC Learning English, aksanlı İngilizce öğrenmek isteyenler için çok sayıda çevrimiçi kurs sunuyor. Konuşma becerilerini geliştirmek ve İngiliz aksanıyla konuşmak istiyorsan “The Sounds of English” adlı kurs ile başlayabilir ve saha sonra “Tim’s Pronunciation Workshop” çalışmasına katılabilirsin. BBC İngilizcesinin standart İngilizce ya da RP olduğunu unutma.
FluentU
FluentU, gerçek yaşam olaylarına ilişkin özgün videolar sunmaktadır. FluentU dil dinleme içeriklerini İngiliz İngilizcesi aksanları da dahil çok çeşitli aksan ve lehçelerde bulabilirsin.
İşte buradan öğrenmen gereken iki önemli şey: İngilizler farklı aksanlar konuşur ve İngilizce konuşulan diğer ülkelerde hiçbir anlam ifade etmeyebilecek argo sözcükler kullanırlar. Bunlar buzdağının sadece görünün kısmı, İngiliz İngilizcesi hakkında daha fazlasını öğrenmek istiyorsan yukarıdaki kaynaklardan birine göz atmayı unutma. En iyisi ise iOS ve Android uygulamaları ile istediğin her zaman çalışabilecek olman.
