yeni-baslayanlar-icin-ingilizce-konusma

Yeni Başlayanlar için İngilizce Konuşma: Bir Ömür Sürecek Maceraya Başlamak için 45+ Kalıp

Eğlenceli bir maceranın sürüp gitmesini ister misin?

Başkaları ile İngilizce konuşma (sohbet etme) yeni fırsatların kapısını sana aralayabilir.

İngilizce sayesinde senle aynı ana dili konuşamayan insanlarla sohbet edebilirsin.

Bu, farklı kültürlerde yetişmiş insanlardan farklı fikir ve görüşler duyabilmeni sağlayacak.  Hatta ömür boyu sürecek yeni arkadaşlıklar kurabilirsin.

Yeni başlayanlar için İngilizce konuşma ilk başta sıkıntılı bir süreç olabilir. Kendini biraz gergin ve heyecanlı hissedeceğinden İngilizce konuşmak maceralı da olacak.

Biraz rahatlığından vazgeçip yalnızca ağzını açarak kendini çok başarılı (gururlu= ve öğrenmeye daha istekli hissedeceksin.

Bunun yanı sıra eğer daha fazla sohbet edebilirsen İngilizceni daha fazla geliştireceksin.

Öyleyse haydi başlayalım! Bu seyahatte sana yardımcı olacak – selamlaşmalar, kısa sohbetlerden ve hoşça kal demeye kadar – temel ifadeler ile birlikte ilk konuşmalarından itibaren sana eşlik edecek dostane bir rehber derledik. En sık kullanılan İngilizce kalıpları bulacaksın.

Yeni Başlayanlar için İngilizce Konuşma: Sohbetlerinde Kullanabileceğin 45+ Kalıp

İngilizce Konuşmaya Başlama

İnsanlarla İngilizce konuşmaya başlamak için gaza ihtiyacın varsa motivasyon için bunu izle.  Aslında, her nazik konuşma, bir selamlama (merhaba deme) ile başlar. Birini selamlamanın bir çok yolu vardır ve seçimin kiminle konuştuğuna bağlıdır.

Bir arkadaşın veya bir tanıdığın (bildiğin fakat çok iyi tanımadığın) ile gayri resmi, samimi, bir konuşma olabilir. Yahut da bir meslektaşın, öğretmenin, yabancı biri veya devlet memuru ile resmi, daha mesafeli, bir diyalog kurabilirsin.

Resmi Olmayan Selamlamalar

İngilizce günlük selamlaşmalar ile başlayalım. İşte nasıl merhaba diyebilirsin:

  • Hello!
    (Evrensel bir selamlama ki her konuşmada işe yarar.)
  • Hi! Merhaba!
    (Nötr ve arkadaşça selamlama)
  • Hey! Selam
    (Resmi olmayan ve rahat bir selamlaşma)
  • Greetings! Selamlar!
    (Son zamanlarda nadir kullanılan ve oldukça resmi bir selamlamadır fakat arkadaşlar arasında espri olsun diye de kullanılabilir.)

Resmi Selamlamalar

Biriyle selamlaşmanın daha resmi yolu ise  “good + [günün saati]” yöntemini kullan:

  • Good morning!
    Günaydın!

    (Öğleden önce herhangi bir saatte kullanılabilir)
  • Good afternoon!
    Tünaydın!
     
    (Genelde öğlen ile öğleden sonra 5-6 saatleri arasında kullanılır)
  • Good evening!
    İyi akşamlar!

    (Öğleden sonra saat 6’dan itibaren)

“Good night”ın normalde vedalaşmak anlamına geldiğini unutma! Ayrıca yatmadan tam önce yaygın olarak kullanılır.

Tanışmalar

Ya konuştuğun kişiyle daha önce hiç tanışmamış olsaydın? Böyle bir durumda, onları selamladıktan sonra kendini tanıtman ve onlara isimlerini sorman kibar bir davranış olur. Peki bunu nasıl yapacaksın, işte cevabı:

  • My name is ~. What’s your name?
    Adınız ne?
     

    (Bu basit, nötr ve daima işe yarar!)

Biriyle daha önce tanıştıysan fakat ismini hatırlamıyorsan şunu söyleyebilirsin:

  • I’m sorry, I don’t remember your name. You are… ?
    Affedersiniz, adınızı hatırlamıyorum. Siz …… misiniz ?

    (Bu biraz daha resmi söyleyiş.)

Birini birisine tanıştırmak istiyorsan basitçe şunu diyebilirsin:

  • Please meet +[isim]
    Lütfen, [isim] ile tanışın.

    Please meet my friend Tom!
    Lütfen, arkadaşım Tom ile tanışın!
    (Resmi Tanıştırma)
  • This is + [isim]
    Bu [isim]

    This is Tom! Bu Tom!
    (Yaygın Tanışma)

Artık kendini tanıttın, birisiyle tanıştığında nasıl cevap vereceksin:

  • Nice to meet you!
    Tanıştığımıza memnun oldum!

    (En yaygını)
  • Pleasure to meet you!
    Tanıştığımıza memnun oldum!

    (Basit ve nazik)
  • It’s a pleasure!
    Benim için bir zevkti

    (Gayri resmi fakat harika bir kullanım)

İyi iş! Zaten sohbet ediyorsun!

Kısa Sohbetler Yapma

Birbirinizi selamladıktan ve isimlerinizi öğrendikten sonra “havadan sudan konuşabileceğin, kısa sohbetler” yapmaya devam edebilirsin.

Bu tür kısa sohbetler, İngilizce konuşulan pek çok ülkede , özellikle ABD, Kanada ve İngiltere’de yaygındır. İster kişisel ister iş ile ilgili olsun görüşmenin asıl konusuna geçmeden önce biraz havadan sudan muhabbet etmek kibar bir davranış olarak kabul edilir.

Kullanılan en yaygın (genel) soru “How are you? – Nasılsınız?”dır. Aslında o kadar yaygındır ki insanlar birbirlerini çok az tanısalar bile bunu söylemek neredeyse otomatik hale gelir. “How are you” sıklıkla selamlaşmanın bir parçası olarak sayılır (ör:”Hi, how are you?” “Selam, Nasılsınız?)  Bu ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor!

Birine nasıl olduğunu sormanın pek çok yolu var:

  • How are you? / How are you doing?
    Nasılsınız?  / Nasılsınız?

    (Nötr)
  • How’s it going?
    Nasıl gidiyor?

    (Daha günlük, resmi olmayan bir söyleyiş)
  • How are things?
    Ne haber?

    (Günlük, resmi olmayan bir söyleyiş)
  • What’s up?
    Naber?

    (Çok günlük, gayri resmi bir kullanım)

Bu soruları sormak ile ilgili ilginç olan şey ise aslında herhangi bir cevap gerekmemesidir. Biriyle çok yakın, samimi, olmadıkça kimse senden gününün nasıl geçtiğini kendilerine tam olarak anlatmanı beklemez.

Bunun yerine, basit bir cevap ve bir “how are you” karşılık olarak yeterli:

  • I’m well. How are you?
    İyiyim. Nasılsınız?
  • It’s going well, thank you. How are you doing?
    İyi gidiyor, teşekkür ederim. Nasılsınız?
  • Fine, thanks. And yourself?
    İyiyim, teşekkürler. Ya siz?

Dikkat edersen insanların iyi olduklarını, iyi gittiğini söylemek için sıklıkla “I’m good – İyiyim” dediklerini duyabilirsin. “I’m good” bu bağlamda dil bilgisi kuralları açısından yanlıştır fakat İngilizce konuşanların sıklıkla yaptığı bazı hatalar gibi çok yaygın bir kullanıma sahip, bu yüzden dikkatli ol!

Özellikle tanımadığın insanlarla konuştuğunda ve bir daha karşılaşma ihtimalinin olmadığı durumlarda, kısa sohbet, hoşbeş etmek, konuşmanın temel amacı olabilir. Kısa sohbetleri başarılı bir şekilde kullanmanın pek çok yolu var.

Soru Sorma ve Cevaplama

Bir sohbet, fikirlerin, soruların ve düşüncelerin karşılıklı değişimidir. Bir sohbeti sürdürebilmenin en iyi yolu, sorular sormaktır.

Sorabileceğin iki tür soru vardır: kapalı uçlu ve açık uçlu sorular

Kapalı uçlu sorulara ayrıca “evet/hayır” soruları da denilmekte çünkü kullanım amaçları, belirli bilgileri onaylamak ya da reddetmek. Örneğin:

  • Are you having a good day?
    Güzel bir gün geçiriyor musun?
  • Did you just get to the office?
    Ofise yeni mi vardın?
  • Have you seen my email?
    E-postamı gördün mü?

Yukarıdaki örnekleri açık uçlu sorular ile karşılaştır. Bu tür sorular ile bir kişiye detaylı bilgi vermesi için soru sorulur – yani sadece basitçe “evet ya da hayır” demesi yerine daha fazla bilgi vermesini istediğin durumlarda kullanabilirsin.

  • How is your day going?
    Gününüz nasıl gidiyor?

    (Kısa sohbet için mükemmel bir örnek!)
  • When did you arrive at the office?
    Ofise ne zaman geldin?
  • What do you think about that email I sent?
    Gönderdiğim e-posta ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Açık uçlu sorular genelde “who – kim” “what – ne” “where – nerede” “when – ne zaman” ve “why – niçin” ile başlar. İngilizce sohbetini daha bilgi verici ve üretken hale getirmek için bunlar önemlidir. Daha fazla örneğe buradan bak.

Konuştuğun kişi sana bir soru sorduğu zaman anahtar kelimeler için dinle ve kullanılan fiile dikkat et. Bu, doğru bir dil bilgisi kullanarak cevaplarını oluşturmanda sana yardımcı olacak.

Basit tutmak iyi olsa da zor kelimeleri kullanmakta için rahat olsun. Belirli bir soruyu veya kelimeyi anlamadıysan sormaktan da çekinme.

Yeni başlayan biri olarak, İngilizce söylenen her şeyi anlama konusunda sorunlar yaşayabilirsin. Bu gayet normal. Unutma, hala öğreniyorsun.

Açıklama İsteme

İngilizce konuşmakta giderek iyileşiyorsun fakat birden anlamadığını fark ettin. Belki karşındaki kişi çok hızlı konuşuyordur. Belki de alışık olmadığın bir aksana sahiptir. Son söylediğini daha önce hiç duymamış olabilirsin.

Birinden açıklama yapmasını veya bir şeyi tekrar etmesini istemek çok normal. Yalnızca kibar olmayı unutma!

Eğer bir şeyi anlamadıysan, konuşmanla ilgili bir kelime veya hatta birkaç fikir söyleyelim, diyebilirsin ki:

  • I’m sorry, I don’t understand. Could you please repeat that?
    Ügzünüm, anlamıyorum. Lütfen tekrar edebilir misiniz?
  • I’m sorry, I don’t understand. Could you please explain that?
    Ügzünüm, anlamıyorum. Lütfen açıklar mısınız?

Ya da …

  • Care to elaborate?
    Açıklayacak/Üzerinde duracak mısınız?

    ( “Do you care to elaborate on this? – Bunun üzerinde durmayı düşünüyor musunuz?” sorusunun oldukça gayri resmi, gündelik soruş şeklidir.)

Herhangi bir şeyi duymadıysan, sadece şöyle söyleyebilirsin:

  • I’m sorry, I didn’t hear that. Could you please repeat?
    Affedersiniz, duymadım. Lütfen, tekrar eder misiniz?
  • I’m sorry, I didn’t catch that. Could you please repeat?
    Affedersiniz, doğru duyamadım. Lütfen, tekrar eder misiniz?

Veyahut da…

  • Say it again, please?
    Tekrar söyleyin, lütfen?

Yardım istemekten utanma. İnsanlar bir şeyi açıklamaktan veya tekrar etmekten genellikle memnuniyet duyarlar. Tekrar ettiklerinde onlara teşekkür etmeyi, lütfen unutma!

Sohbeti Bitirme

İhtiyacın olan tüm bilgileri karşındaki kişiden aldığını varsayalım. Artık senin için gitme vakti. Belki geç kalıyorsun ve sohbeti kısa tutmak istiyorsun. Neden ne olursa olsun, daha uzun süre karşındaki kişi ile konuşmaya devam edemeyeceğini ona söylemen her zaman iyidir.

Duruma göre değişse de bunu yapmanın pek çok yolu vardır. Örneğin, geç kalıyorsan, diyebilirsin ki:

  • I have to get going. / It’s time for me to go.
    Gitmek zorundayım. / Artık benim için gitme vakti.

    (Bu nazik ve nötr bir söyleyiştir.)
  • I have to run; can we continue later?
    Gitmek zorundayım, daha sonra devam edebilir miyiz?

    (Bu oldukça gayri resmi olsa bile aynı zamanda naziktir de.)

İstediğin tüm bilgileri elde ettiysen:

  • Thank you so much for your help!
    Yardımınız için çok teşekkür ederim!

    (Oldukça yaygın ve yararlı bir ifadedir)
  • Got it, thanks!
    Anladım, teşekkürler!

    (Gayri resmi fakat samimice bir kullanım)
  • I think I have everything I need, thank you!
    Sanırım ihtiyacım olan her şey var, teşekkürler

    (Bu resmi bir söyleyiştir ve sonrasında konuştuğun kişiye teşekkür etmezsen kabalık olarak karşılanabilir, bu yüzden dikkatli kullan.)

Bir Sohbeti Bitirmek için Kısa Sohbetleri Kullanma

Hey, tahmin et bakalım? Kısa sohbetler, bir konuşmanın sonunda da kullanılabilir! Hoşça kal demeden önce, şunun gibi bir şey söylemek gayet kibarca…

  • Have a good day!
    İyi günler!

    (Bu her durumda işe yarar.)
  • Enjoy your day!
    İyi günler!

    (Bu biraz resmi bir söyleyiş.)
  • Good luck!
    Bol Şanslar!

    (Duruma bağlı olarak eğer karşındaki kişinin ihtiyacı varsa)
  • Talk to you soon!
    Daha sonra/Yakında görüşürüz!

    (Bu nötr bir kullanım ve gerçekten bu kişiyle daha sonra görüşeceğin anlamına gelmez.)
  • Great seeing you / Great talking to you!
    Seni görmek güzeldi / Seninle konuşmak güzeldi!

    (Bu günlük dilde, yaygın bir kullanımdır.)
  • Catch you later!
    Sonra görüşürüz!

    (Bu oldukça gayri resmi ve eğlenceli bir söyleyiş)

Bundan sonra yapacak tek bir şey kaldı…

Hoşça Kal Deme

Bu çok kolay. Sadece basit bir “goodbye – hoşça kal veya “bye – güle güle” ile yanlış yapmış sayılmazsın. Vedalaşmanı tamamlamak için bazı kısa sohbet ifadeleri kullanabilirsin.  Örneğin:

  • Bye! Have a good day!
    Hoşçakal! İyi günler!
  • Catch you later! Bye-Bye
    Sonra görüşürüz! Güle güle!

Bu rehberin en başında bahsettiğimiz gibi…

  • Good night! İyi geceler!

Yeni başlayanlar için İngilizce konuşma gayet basit, değil mi?

Artık bir İngilizce konuşma uzmanısın!

İngilizce sohbet etme, karmaşık olmak zorunda değil. İlk başta kendini biraz garip ve çekingen hissedebilirsin, fakat bu gayet normal.

Eğer hata yapmaktan korkuyorsan bu anlaşılabilir. Fakat hatalar olacak; bu kesinlikle normal. Hata yapmak, öğrenmenin büyük bir parçası. Bu sayede daha iyi olursun.

Yalnızca dene. Sadece konuşmaya başla çünkü artık ne söyleyeceğini biliyorsun.

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close