
Kelimeler Uğraştırıyor mu? İngilizce Zor Kelimeleri Öğrenmek için Unutulmaz 4 Teknik
Hep en kötü zamanda ortaya çıkarlar.
Tatile gittiğinde bir gümrük belgesinde olduğu gibi.
Markete alışverişe gittiğinde yiyeceklerdeki kafa karıştırıcı etiketlerde olduğu gibi.
Elbette İngilizce sınavlarında o zor pasajlarda.
Tabii ki İngilizce karmaşık, sinir bozucu, zor kelimelerden bahsediyorum.
Onlardan bir sürü var ve her yerdeler! İngilizce öğrenmek istiyorum diyen biri ne yapabilir?
Neyse ki İngilizce zor kelimeleri daha kolay hale getirmek için kullanabileceğin çeşitli benzersiz ezberleme teknikleri var.
Bu yazıda sana bizim en beğendiğimiz 4 tekniği ve ayrıca bir düzineden fazla pratik yapabileceğin İngilizce zor kelime göstereceğiz.
Fakat ilk olarak temel konuları ele almak önemli.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
İngilizce Zor Kelimeleri Öğrenmek için Her Gün Sözlük Kullan
Bir restoranda, menüdeki bir kelimeden dolayı kafan mı karıştı? Herhangi bir İngilizce dizideki karakterin söylediğini anlayamadın mı?
Karşılaştığın zor kelimeleri hızlıca öğrenmek için iyi bir İngilizce sözlüğe ihtiyacın var.
Biliyorum, sözlükte sürekli kelimelere bakmak hiç de iyi hissettirmiyor. Ancak New York Times‘a göre ABD’de sözlük kullanımı artış gösteriyor bu yüzden sözlük kullanırsan native speakers ile uyum sağlayabilirsin.
Her zaman, her yerde sözlük kullanmak konusunda kendini rahat hissedebilirsin bu sayede aşağıda bahsedeceğimiz yöntemleri kullanarak kelimeleri doğru bir şekilde öğrenip pratik yapmaya hazır hale gelebilirsin.
En beğendiğim online sözlük Vocabulary.com çünkü hem ses kaydını, tanımını hem de kelimenin ne anlama geldiğinin basitleştirilmiş ana hatlarıyla açıklamaları ile öğrenebileceğin harika bir araç.
Diğer online sözlükler veya sözlük uygulamaları ile karşılaştırıldığında bu site, ister yeni başlayan ister bir native speaker ol kelimelerin ne anlama geldiğini anlayabileceğin şekilde ayrıntılı olarak açıklıyor. Ayrıca kelimeyi diğer çevrimiçi kaynaklarda nerede bulabileceğini görmeni sağlayan bir seçenek de sunuyor.
Artık kelime bilgilerinle hava atmak için sözlük kullanabilir ve İngilizce zor kelimeleri her gördüğünde bilgini artırabilirsin.
14 İngilizce Zor Kelime ve İngilizce Kelime Ezberlemek için Benzersiz Teknikler!
1. İngilizce Zor Kelimeler Müzik ile Nasıl Öğrenilir?
Yaklaşan bir kelime sınavın olduğunda genelde panikler misin?
Bu 30 zor kelimenin hepsini nasıl ezberleyeceğim?
İddiaya girerim bir şarkıyı birkaç defa dinledikten sonra şarkının bütün sözlerini ezberlemede hiçbir sorun yaşamıyorsundur. Tuhaf değil mi?
Bunun nedeni earworms—elbette ki evcil köpeğinde bulunan tapeworms, tenyalar değil— dile dolanan bir şarkı olması yani doğal olarak şarkıyı hatırlamanın kolay olması çünkü genelde şarkılar hızlı tempolu ve söylemesi kolaydır.
İngilizce öğrenenler kelimeleri hatırlamak için dile dolanan şarkılardan faydalanabilirler. Tek ihtiyacın olan, aklında tutmaya çalıştığın kelimelerin olduğu şarkıları bulmak için Lyrics.com gibi bir şarkı sözü arama motoru. Eğer kelimelerin anlamlarını önceden bilmiyorsan bir sözlüğe bakabilir veya şarkının bağlamından anlamlarını çıkarabilirsin.
Daha yoğun bir deneyim adına görmek, duymak ve İngilizce zor kelimeler ile birlikte şarkı söylemek için FluentU‘yu kullanabilirsin. FluentU, sana özel dil derslerine dönüştürülen müzik videoları, film klipleri, ilham verici konuşmalar gibi ve daha fazlasının olduğu gerçek dünyadan İngilizce videolar sunuyor. Her bir video, tıklanabilir alt yazılar, flaş kartlar, alıştırmalar ve transkriptler ile geliyor bu sayede izlerken ve dinlerken aktif bir şekilde öğrenebilirsin.
Florence + The Machine’nin “Breath of Life” gibi ileri düzey İngilizce şarkılar ile başla. Ücretsiz bir FluentU denemesi ile bütün video kütüphanesini inceleyebilirsin. Dilersen iOS ve Android cihazlarında da FluentU mobil uygulamasını kullanabilirsin.
Aşağıdaki İngilizce zor kelimeler ile pratik yapalım:
Accommodate
Tanımı: Bir şey/biri için alan oluşturmak; birinin ihtiyaçlarına ve dileklerine uyum sağlamak
Nerede kullanılır: Kişiler arası ve iş ilişkileri için özellikle önemli olan günlük kelime.
Biraz karmaşık bir kelime çünkü hem fiziksel alanı hem de daha soyut fikirleri ifade edebilir. İngilizce öğrenenler bunu benzer bir kelime olan accommodation (yaşanacak yer, konaklama) ile karıştırabilirler ayrıca dört heceyi telaffuz etmek çok da kolay değil.
John Mellencamp’in şarkısı “John Cockers”ın başlangıcında bu kelimenin ne manaya geldiğini mükemmel bir şekilde anlayabilirsin.
“I don’t accommodate nobody, I just take care of myself”
Şarkıcı sadece kendi iyiliği ile ilgileniyor ve herhangi birinin ihtiyaçlarını karşılamak, iyilik yapmak/yardım etmek istemiyor.
Deduction
Tanımı: Büyük miktardan bir miktar çıkarmak; bir bilgiye dayalı olarak yapılan mantıklı bir sonuç, çıkarım
Nerede kullanılır: “My charitable donations allowed me to get a deduction on my tax payments.” (Yardım amaçlı bağışlarım vergi ödemelerimde bir indirim almamı sağladı.) cümlesinde olduğu gibi bu kelimenin vergilere atfen kullanıldığını neredeyse her zaman duyabilirsin. Bu kelimenin ikinci anlamı daha az kullanılır fakat ara sıra bunu da duyabilirsin.
Aretha Franklin’in şarkısı “Who Needs You?” deduction kelimesinin ikinci kullanımına bir örnek var.
“All this big production leads to one deduction: Who needs you?”
“Bütün bu büyük yapım oluyor bir çıkarım: Sana ne gerek var?
Millennial
Tanımı: Yaklaşık olarak 1980’lerin başı ile 1990’ların sonu arasında doğan.
Nerede kullanılır: Bu kelimeyi medyada tekrar tekrar göreceksin. Millennials (Y kuşağı) zevkleri ve trendleri üzerine değerlendirmelerde bulunan pek çok makale var, özellikle bunlar X Kuşağı veya Baby Boomers (iki nesil daha eski, doğum oranlarının yüksek olduğu dönemde doğanlar) ve Z Nesli (daha genç nesil) ile karşılaştırılır.
Bu İngilizce öğrenenler için bir başka zor kelime çünkü millennium (bin yıllık süre) gibi bir başka İngilizce kelimeye çok benziyor. Millennials (Y kuşağı) 1999’dan 2000’e yeni bir yüzyıla girerken büyüyor olduklarından bu kelimelerin ne kadar alakalı olduğunu görebilirsin. Ayrıca hecelemek de zor – çift “l” ve çift “n” unutma!
Bu kelimeyi The 1975’in şarkısı “Give Yourself a Try”da görebilirsin:
“I was 25… a Millennial that Baby Boomers like.”
“25’tim… Baby Boomers’ın sevdiği bir Y Kuşağı.”
Flabbergasted
Tanımı: Tamamen şaşırmış, şok olmuş veya kafası karışmış
Nerede kullanılır: En sık yazılı olarak veya biri komik ve canlandırarak konuşmaya çalıştığı zaman karşılaşabileceğin niteleyici bir kelime.
Telaffuz etmek ve hatta yazmak için tuhaf bir kelime bu yüzden bu kelimeyle karşılaştığında şaşırman gayet normal.
Van Morrison’un şarkısı “Rough God Goes Riding”da bu kelimenin çok net bir kullanımı var.
“I was flabbergasted by the headlines”
Gazetede ne okuduysa bu şarkıcıyı çok şaşırttığı, şok ettiği, şaşkına çevirdiği anlamına geliyor.
Oblivious
Tanımı: Bilinçli olmama veya birinin ya da bir şeyin farkında olmama
Nerede kullanılır: Bu çok kullanılan günlük bir kelime.
Bu kelime yazıldığında ve söylendiğinde bir parça çalışma gerektiriyor fakat kısa bir sürede kaparsın. Bunu daha yavaş söylemeyi dene ve sonra kelimeyi bir çırpıda söyle. “Çok açık ve anlaması çok kolay” anlamına gelen obvious kelimesi ile bu kelimeyi karıştırma.
“Oblivious” isimli bu şarkıda, sözlerin arasında kelime defalarca kullanılıyor. Şarkıcı, yaşadığı zor bir ilişkisinde, karşılaştığı sorunlara oblivious (kayıtsız, ilgisiz) olmak dilediğinden bahsediyor.
2. İngilizce Zor Kelimeleri Resim ile Görsel Hale Getir
İster müzede ister çevrimiçi ol, uzun bir süre boyunca bir resme bakakalırsan bu resim mutlaka aklında yer edinir adeta hafızana kazınır. Zor kelimeleri güzel resimler ile birleştirmek bu kelimeleri aklında tutmanı sağlayacak bir başka yöntem.
Aşağıdaki kelimelere yönelik, kelime bağlantılarını sağlamak için Leonardo da Vinci’nin ünlü “Mona Lisa” resmini kullanacağız. Elbette senin için daha anlamlı olan herhangi bir resmi de kullanabilirsin?
Sustainable
Tanımı: uzun süreli olabilme, sürdürülebilirlik; çevre dostu
Nerede kullanılır: Bu kelimeyi, özellikle medya ve reklamlarda yukarıdaki ikinci anlamında kullanılırken daha sık duyabilirsin. Örneğin, bir elektrikli araba üreticisi, havayı kirleten benzinle çalışan bir arabaya göre daha sustainable, çevre dostu, olduğuyla övünebilir.
Bunu “Mona Lisa”da bul: Bu resimdeki kadının gizemli gülüşünü yüzyıllardır nasıl sustained, sürdürdüğünü düşün. Bu kelimenin çevreye yönelik tanımını aklında tutmak için kadının arkasındaki yeşil arka plana zihnini sabitle.
Quaint
Tanımı: eski moda ama çekici.
Nerede kullanılır: Bu oldukça yaygın niteleyici bir kelime, bir evin veya dekorasyonunun görümünü tarif ederken kullanılır.
Bu kelime İngilizce öğrenenler için zor olabilir çünkü görsel bir yardım olmadan bunu anlamak zor.
Bunu “Mona Lisa”da bul: Quaint, Mona Lisa’yı tanımlamak için harika bir yol olurdu çünkü bu kelime eski, demode bir görünüme sahip olup da oldukça çekici veya güzel olan anlamına gelir.
Ecstasy
Tanımı: mutluluktan uçma durumu
Nerede kullanılır: Flabbergasted kelimesine benzer şekilde bu niteleyici kelime de İngilizce konuşanlar tarafından aşırı olan duygularını tasvir etmek için kullanılır. “In ecstasy” şeklinde bir kalıp olarak kullanılır, mesela “I was in ecstasy when I found out that I won the lottery!” (Lotoyu kazandığımı öğrendiğimde mutluluktan havalara uçtum.)
Bunu “Mona Lisa”da bul:… ya da bulma! Bu gerçekten, İngilizce zor kelimelerin zıttını göstermek için sanatsal resimlerin nasıl kullanılacağına dair iyi bir örnek. Bu resimdeki kadının meşhur belli belirsiz, düz bir gülümsemesi var. Düşünsene, eğer in ectasy olsaydı yani mutluluktan havalara uçsaydı ağzı açık ve kolları sallanacaktı ve resimdeki halinden ne kadar farklı olurdu?
3. Günlük işlerini Kullan
Sabahki rutinin ne? Neler yapıyorsun?
Büyük ihtimalle şöyle: uyanmak, sosyal medyayı kontrol etmek, yataktan kalkmak, kahvaltı hazırlamak, çay yapmak, çay içmek, giyinmek, makyaj yapmak, traş olmak, saçlarını taramak, işe veya okula doğru evden çıkmak.
Bu kendine göre yaptığın düzenli bir program olduğundan içini dışını sen biliyorsun. Bu rutin işlerin sırasında mirror (ayna) veya coffee pot (cezve) gibi her gün gördüğün pek çok nesne var. Tüm bunlar, İngilizce zor kelimeler ile unutulmaz bağlantılar oluşturman için harika bir fırsat.
Eğer bir anne, baba, hala, amca, büyükanne, büyükbaba, abi veya abla isen bu alıştırmaları daha küçük çocuklar ile kullanabilirsin. Bu, İngilizce zor kelimeleri öğrenmek isteyen çocuklar ile harika bir etkileşim.
Supersede
Tanımı: Artık faydası olmayan bir şeyin veya birinin yerine geçmek.
Nerede kullanılır: En sık gazete makalelerinde görebileceğin İngilizce en çok kullanılan kelimelerden biri.
Tamam. Bu kelime bir parça çok güçlü gibi gelebilir ama söz veriyorum hiç de öyle değil. Bu kelimeyi bir nebze ürkütücü bulmanın sebebi yalnızca kelimenin yarısını (super) bilmen ve sede kısmını (“seed” gibi söylenen) nasıl telaffuz edeceğini bilmeyişin olabilir.
Günlük rutininde bul: Yepyeni elektrikli diş fırçanı eskisiyle değiştirebilirsin.
For a very long time, I’ve been using a scratchy, cheap old toothbrush. Today, my new electric toothbrush arrived and superseded the old one.
Uzun bir süredir, çizilmiş, eski ucuz diş fırçasını kullanıyorum. Bugün yeni elektrikli diş fırçam geldi ve eskisiyle değiştireceğim.
Superfluous
Tanımı: Gerekli olmayan
Nerede kullanılır: Bu kelime her alanda bulunabilir.
Yine içinde super var! Bu biraz karmaşık çünkü içinde super geçtiğinden olumlu bir sıfat olacakmış gibi bir havası var. Ancak olumsuz bir çağrışım yapan bir sıfat.
Günlük rutininde bul: Şu hiç giymediğin 10 çift ayakkabı.
Whenever my mother comes by the apartment, she shakes her head and comments on all my superfluous shoes.
Annem ne zaman daireme gelse kafasını sallar ve benim lüzumsuz ayakkabılarım ile ilgili yorumlar yapar.
Maintenance
Tanımı: Mal veya ekipmanın bakımı
Nerede kullanılır: Genellikle evin ya da eşyalarınla ilgili atıflarda kullanılır fakat her zaman duyabileceğin İngilizce en çok kullanılan kelimelerden biri.
Kelime uzunmuş gibi görünüyor hatta bir parça abartılı gibi fakat yakından bakarsan kelimenin kökü olan “maintain”i görebilirsin. Bu kelimenin ne anlama geldiğini önceden biliyorsan zaten kelimenin yarısını biliyorsun demek. Ancak bilmiyorsan yine de sorun değil. Maintain, tamir yaparak, sorunları düzelterek vs. bir şeyin iyi durumunu korumasını sağlamak anlamına gelir. Bu yüzden anladığın üzere maintenance kelimesi buna yakın bir anlama gelmek zorunda.
Günlük rutininde bul: Bakımını yapması için ev sahibini aramak zorunda kaldığın fırın.
Today I called my apartment complex’s maintenance service to fix my oven, which I’ve been wanting to cook in for a very long time.
Bugün çok uzun süredir yemek pişirmek istediğim fırınımı tamir etmesi için dairemin bakım servisini aradım.
Liaison
Tanımı:Kuruluşların veya grupların birlikte çalışmasına yardım eden ve her birine gerekli bilgileri sağlayan kişi.
Bu komik görünümlü kelimeyi anlamak zor olabilir. Yani, sadece bak! Üst üste üç sesli? Neyse ki tanımı çok karışık değil.
Günlük rutininde bul: Annenin resmi
Every time my family and I go on vacation, my mom turns into a liaison between us and the travel agent.
Ailem ve ben her tatile gittiğimde annem bizimle seyahat acentesi arasında aracı oluyor.
4. Bağlamdaki İpuçlarını Kullan
Bir İngilizce sınavı yaptığını farz edelim. Wi-Fi yok, sözlük yok. Kahrolası bir kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorsun.
Bu kelimeyi anlamanın başka bir yolu var. Ne olduğunu tahmin edebiliyor musun?
Eğer cevabın bağlam (içerik) ipuçları olduğunu düşündüysen çoktan oyunu kazandın bile. Bulamadıysan sorun yok!
Bağlam (içerik) ipuçları, kelimenin tam anlamını vermeyebilir fakat sana çok büyük bir ima veya bir fikir (bir başka deyişle bir ipucu) verir. Bazı bilinmesi gereken İngilizce zor kelimeler ile bu süreci nasıl kullanabileceğini burada göreceksin.
Commodity
Tanımı: Satılıp alınabilen bir ürün.
Nerede kullanılır: En çok iş İngilizcesinden bu kelimeyi duyacaksın.
İngilizce öğrenenler için bu kelime zor olabilir çünkü alabileceğin veya satabileceğin belirli bir şeyi ifade etmek yerine daha genel bir anlama sahipmiş gibi görünüyor. Ancak genellikle emtialar (ticari mallar), genel anlamda eşyaların bir gurubundan bahsederken kullanılır.
Commodity kelimesinin ne anlama geldiğini, içinde derinlerde bir yerde gizlenmiş anlamıyla birlikte bir örnek yazdım.
This week’s history assignment was to get to know more about our relatives that had flown from another country to live in the U.S. I spoke to my grandpa about his experience. I asked about his life back in South Korea. He answered that in his job, he was in charge of the commodities between his farm and one of the factories that still runs even to this day. He sold his vegetables, fruits and other crops and the factory bought them from him so they could produce food.
Bu pasajdan commodities kelimesinin, sebzeler, meyveler ve diğer mahsuller gibi aynı olması gerektiğini görebilirsin. Anlatıcının dedesinin sattığı ürünler olması gerektiğini de anlayabilirsin. Yine de emin olmak için aşağıdaki İngilizce Türkçe çevirisini de okuyabilirsin.
Bu haftanın tarih ödevi, ABD’de yaşamak için bir başka ülkeden gelen akrabalarımız hakkında daha fazla bilgi edinmemizle ilgiliydi. Dedemle tecrübeleri hakkında konuştuk. Güney Kore’deki eski yaşantısını sordum. İşinde, çiftliği ile bu gününe kadar hala çalışan fabrikalardan biri arasında mallardan sorumlu olduğu şeklinde cevapladı. Sebzelerini, meyvelerini ve diğer mahsullerini satardı ve yiyeceklerini üretebilmek için fabrika dedemden bunları satın alırdı.
Recommend
Tanımı: Bir şeye dair iyi bir görüş ifade etmek; birine bir şey tavsiye etmek.
Nerede kullanılır: İngilizce en çok kullanılan kelimeler arasında sayılabilir.
Öyleyse bu kelimeyi bir pasaja koyalım:
Today was my very first day on campus and I had no idea what I wanted to eat for lunch. I’d forgotten my packed lunch back home on the kitchen counter. Because I’d never visited outside of the campus, I decided to ask my classmates what they thought I should eat. They recommended the new pizzeria that had just opened across the street. I took their suggestion and enjoyed it very much.
Kullanılan kelimeler ve metinde gerçekleşenler recommend kelimesinin ne anlama geldiğini bir nebze olsun açıklıyor mu? Olumlu çağrışımlarla birlikte iki insanın veya bir grup insanın arasındaki bir öneriyi içerdiğini görebilirsin. Yine de emin olmak için aşağıdaki İngilizce Türkçe çevirisini de okuyabilirsin.
Bugün benim kampüste ilk günümdü ve öğlen ne yemek istediğimde hiçbir fikrim yoktu. Hazırladığım yemeği evde mutfak tezgahında unutmuştum. Daha önce kampüs dışına hiç çıkmadığımdan ne yiyebileceğime dair fikir almak için sınıf arkadaşlarıma sormaya karar verdim. Yolun karşısında yeni açılan pizzacıyı tavsiye ettiler. Tavsiyeleri dinledim ve çok keyif aldım.
İngilizce zor kelimeler ilelebet zor olmak zorunda değil. Bu teknikler, kelime dağarcığı çalışmalarını daha yönetilebilir ve akılda kalıcı hale getirebilir.