
İngilizcenin En Garip Kelimeleri: Var Olduğuna İnanamayacağınız 15 Tuhaf İngilizce Kelime
İngilizce binlerce kelimesi olan tuhaf bir dil. İngilizcede akıcılık kazanmak zorlu olabilir!
Bunun için İngilizcenin çılgın kelime hazinesini suçlayabiliriz.
İngilizcede yazılışları ve okunuşları acayip tuhaf olan pek çok kelime var.
Neyse ki, hepsi sözlüklerde yer alıyor–yoksa bazı İngilizce sözlerin bir peri masalarının sayfaları için uydurulduğunu düşünebilirdik!
Bütün önemli gramer kurallarını, argo kelimeleri ve deyimleri öğrendiğiniz için muhtemelen İngilizceyi sıfır problemle okuyabileceğinizi düşünüyorsunuzdur. Üstüne üstlük bir de geniş bir kelime dağarcığınız vardır. Hal böyleyken bile, tuhaf İngilizce kelimeler gelip kafanızı karıştırabilir!
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
İngilizce Kelime Dağarcığınızı Geliştirmeniz için Sebepler
Kelime dağarcığınızı geliştirmek daima faydalıdır.
Ana dili İngilizce olanlar bile sürekli varlıklarından bile haberdar olmadıkları yeni kelimeler öğreniyorlar! Kelime dağarcığınız zenginleştikçe bir şeyleri tanımlamak ve fikirlerinizi ifade etmek için birbirinden şahane yeni yollar öğreneceksiniz. Bilginizle arkadaşlarınızı etkileyebilir ve büyük bir mülakatta becerilerinizi sergileyerek yeni ve harika bir iş bulabilirsiniz.
Bir kelimeyi daha anlamak bile İngilizce denen bu mayın tarlasında yolunuzu bulmanız için size yardımcı olacaktır. Yeni öğrendiğiniz kelimelerden bazılarını hiç kullanmasanız bile, başka insanlar onları kullandıklarında “Ne?” diye kalmazsınız.
İngilizce sözcükleri duyarak pratik yapma şansı yakalamanın en kolay yollarından biri de, FluentU ile öğrenmektir. FluentU film fragmanları, müzik videoları ve haberler gibi gerçek dünyaya ait daha pek çok videoyu alır ve onları kişiselleştirilmiş dil derslerine dönüştürür.
Fakat neden bu harikulade kelimeleri yalnızca anlamak isteyesiniz ki? Onları aktif kelime dağarcığınızın (yani düzenli olarak kullandığınız sözcüklerin) bir parçası haline getirin ve İngilizce ile eğlenin!
Ne kadar çok kelimeyi rahat ve doğru bir şekilde kullanırsanız, kastettiğiniz şeyi tamı tamına doğru olarak söylemek için o kadar fazla yolunuz olur. Geniş bir kelime dağarcığı çok daha açık, doğru ve net konuşmanızı ve yazmanızı sağlar.
Üstelik çok daha fazlasını da anlarsınız! Bu da kendinize daha çok güvenmenizi sağlar ve o zaman daha da çok konuşur ve daha da çok pratik yaparsınız!
Ve son olarak, çünkü kelimeler tuhaf da olsalar EĞLENCELİ olabilir!
Onları yüksek sesle söyleyin. Çıkarttıkları olağanüstü sesleri duyduktan sonra eminiz siz de bu tuhaf kelimelerin cümlelerinizi canlandıracağı ve insanların susup sizi dinleyeceği konusunda hemfikir olacaksınız!
Var Olduğuna İnanamayacağınız 15 Tuhaf İngilizce Kelime!
Bu tuhaf İngilizce kelimelere bir göz atın ve insanlarla konuşurken onları kullanmayı deneyin:
1. Kerfuffle (kəˈfʌf(ə)l)
Kerfuffle (isim) kelimesi 1800’lerin başından beri kullanımda. Bu kelimenin İngilizceye nasıl girdiğine dair iki fikir var. Muhtemelen eskiden İskoçya ve İrlanda’da kullanılan iki dilden birinden, yani ya İskoç Galcesinden ya da Kelt İrlandacasından geliyor.
Eğer birisi size aşağıdaki soruyu sorsaydı, ne kastettiğini anlar mıydınız?
“What’s all the shouting for? Why are you making such a kerfuffle?”
“Bütün bu bağırışlar ne için? Neden bu kadar şamata yapıyorsunuz?”
Evet, kerfuffle kelimesi şamata, telaş, gürültü, velvele anlamlarında kullanılıyor, özellikle de farklı fikirden insanların tartışması durumunda çıkan gürültü için. İki arkadaşınızın bir şey üzerine küçük bir anlaşmazlık yaşayıp gürültü yaptıklarını düşünün – kerfuffle kelimesi bu durumu tanımlamak için harika bir kelime değil mi? Tabii, hullaballoo yapıyor da olabilirler…
2. Hullabaloo (ˌhʌl.ə.bəˈluː)
“Did you hear all that hullabaloo in the office today?”
“Bugün ofisteki onca yaygarayı duydun mu?”
Bu kelime gerçekten de taşıdığı anlamı yansıtıyor. Hullabaloo (isim) insanların kızgınken çıkarttıkları yüksek seslere ve bağırışlara verilen isim. Türkçede yaygara, gürültü, patırtı karşılıkları kullanılabilir.
Bu kelime 18. yüzyılın ortalarından beri İngilizcenin bir parçası.
3. Cacophony (kəˈkɒf(ə)ni)
Gürültüyle ilgili bir kelime daha! Fakat herhalde bu kelimeye aşinasınızdır, çünkü yazımı farklı olsa da, bu kelime Türkçede de aynı anlamda kullanılıyor. Cacophony (isim), ya da Türkçedeki adıyla kakofoni, uyumsuz, korkunç seslerin bir araya gelmiş halidir. Kuşların ciyakladığını, alarmların çaldığını, bebeklerin ağladığını düşünün… İşte kakofoni böyle bir şey!
Phone veya phony ile biten kelimelerin bir şekilde bağlantılı olduğunu zaten biliyor olabilirsiniz. Cacophony kelimesi, kacos (kötü) ve phone (ses) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşturulan Yunanca bir sözcükten geliyor. Bu kelime İngilizceye 1600’lü yılların ortalarında girmiş.
4. Ragamuffin (ˈraɡəmʌfɪn)
Ragamuffin (isim), Orta Çağ’da kullanılan İngilizceden geliyor.
Muhtemelen rag kelimesini duymuşsunuzdur, değil mi? Bu kelime paçavra, yani eski, pis ve yırtık kumaş parçası anlamına geliyor. Bu yüzden ragamuffin kelimesinin kirli ve pejmürde, yani eski ve yırtık pırtık, giysiler giyen insan anlamına gelmesi sizi şaşırtmamalı! Bu kelime genellikle çocuklar için kullanılıyor, hatta bazen hırpani görünümlü hayvanlar için kullanıldığını bile duyabilirsiniz. Türkçedeki “baldırı çıplak” deyimi ragamuffin kelimesini biraz olsun karşılıyor gibi, ne dersiniz?
Bir daha birisi aşağıdaki cümleyi tuhaf kurarsa, ne demek istediğini bileceksiniz!
“I send my children to school dressed smartly, and they come home like little ragamuffins!”
“Çocuklarımı okula tertemiz giydirip gönderiyorum, eve küçük baldırı çıplaklar gibi geliyorlar!”
5. Whippersnapper (ˈwɪpəsnapə)
“Whip” (kamçı) ve “snap” (tersleme/şıklatma) kelimeleriyle hiçbir ilgisi olmayan whippersnapper (isim) kelimesini hızlıca söylerseniz, komik ve sert bir ses çıkartmış olursunuz!
Bu terim artık biraz eski moda olsa da, kullanırsanız insanları gülümseteceğiniz kesin. Bu kelime 17. yüzyıldan bu yana İngilizcenin bir parçası ve iki terimin bir karışımı. Terimlerden biri hiçbir amacı ve hırsı olmayan tembel insanlar için kullanılıyormuş. Diğeri ise sokaklarda yaşayıp çalıp çırpmak ve insanları dolandırmak gibi kötü şeyler yapana gençler için kullanılırmış.
Bu kelimenin anlamı geçen yıllarla birlikte değişmiş ve günümüzde kendine fazlasıyla güvenen ve biraz da şımarık ve saygısız olan gençler için kullanılıyor! Bu kelime, sürekli sorular sorup ebeveynlerini düzeltmeden duramayan meraklı çocuklar için ideal! Bu kelimenin Türkçe karşılığı için “çokbilmiş” ya da “ukala” veya “ukala dümbeleği” diyebiliriz.
Aşağıdaki konuşmayı duysaydınız kıkırdar mıydınız?
Mother: “Come here, please”
Child: “No, I’m busy”
Mother: “I asked you to please come here”
Child: “No. Dad said when people are busy you shouldn’t disturb them. So please leave me alone!”
Mother: “Well, you little whippersnapper!”
Anne: “Buraya gel, lütfen.”
Çocuk: “Olmaz, meşgulüm.”
Anne: “Senden buraya gelmeni rica ettim.”
Çocuk: “Olmaz. Babam insanlar meşgulken onları rahatsız etmemek gerektiğini söyledi. Bu yüzden lütfen beni rahat bırak!”
Anne: “Seni küçük ukala dümbeleği seni!”
6. Gobbledygook (ˈɡɒb(ə)ldɪˌɡuːk)
Bir an için gözlerinizi kapatın ve hindileri düşünün. Nasıl ses çıkartırlar? “Glu, glu, glu” diye mi? Belki biliyorsunuzdur, hayvanların çıkardığı seslere insanların yakıştırdığı sesler de her dilde farklıdır. İngilizce konuşanlara göre hindiler, “gobble, gobble, gobble” gibi bir ses çıkartırlar. İlginç, değil mi? İşte bu tuhaf kelimemiz de, tam olarak bu sesten geliyor!
Hindilerin çıkarttıkları anlamsız seslerden üretilen gobbledygook (isim) kelimesi, aslen Amerikan İngilizcesine ait bir kelime. 1940’larda, anlamsız ya da saçmasapan kelimelere verilen isim olarak ortaya çıkmış. Bu kelime aynı zamanda birilerinin başkalarının anlayamayacağı çok fazla teknik kelime kullanmasını da ifade eder.
“The Director was talking a load of gobbledygook in that meeting. I have no idea what he wants!”
“Yönetmen o toplantıda bir dolu saçmasapan şey söyledi. Ne istediği hakkında hiçbir fikrim yok!”
7. Gibberish (ˈdʒɪb(ə)rɪʃ)
Eğer birisi gobbledegook konuşuyorsa, gibberish konuştuğunu da söyleyebiliriz!
Gibberish (isim) de aynı anlama gelir: Kulağa İngilizce gibi (ya da hangi dil konuşuluyorsa o dilmiş gibi) gelen fakat hemen hemen hiçbir anlam ifade etmeyen saçma sözler ve cümlelere gibberish denir.
Gibberish, gobbledegook‘tan daha eski bir terimdir. 16. yüzyılın ortalarından beri kullanımdadır. Bu sözcüğün nereden geldiği bilinmiyor ama çoğu insan benzer bir İspanyolca ya da İsveççe kelimeden alındığını düşünüyor.
İngilizce çalışmayı sakın ihmal etmeyin – gobbledegook veya gibberish konuşmak istemezsiniz!
8. Poppycock (ˈpɒpɪkɒk)
Birinin hakkında kesinlikle hiçbir şey bilmediği bir konuda konuşmaya çalışmasına hiç tanık oldunuz mu? Hani, söyledikleri şeyin tamamen yanlış olduğunu bildiğiniz halde konuşmaya devam ederler… Ya da, birisi size tamamen yanlış olan sözde gerçeklerden bahsetmiştir…
Çok büyük ihtimalle, bu insanlar poppycock konuşuyordur!
Gülmeyin! Poppycock‘ın “poppy,” yani gelincik çiçeğiyle ya da “cock,” yani horoz (ya da erkeklerin cinsel organlarına takılan argo isim) ile hiçbir ilgisi yok! Poppycock aslında Flemenkçe bir kelime olan pappekak’tan geliyor ve bu kelime pap (yumuşak) ve kak (kaka!) kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. Poppycock sözcüğü 1800’lerden beri İngilizcenin bir parçası. Türkçe karşılık olarak bu kelimeye kurulan cümleye göre “safsata, saçmalık, boş laf, boş konuşma, yalan yanlış konuşma” gibi ifadeler önerebiliriz.
A: “Hey, did you know that if you keep your eyes open when you sneeze your eyes will fly out?”
B: “What a load of poppycock!”
A: “Hey, eğer hapşırırken gözlerini açık tutarsan gözlerinin dışarı fırlayacağını biliyor muydun?”
B: “Amma büyük safsata!”
9. Discombobulate (ˌdɪskəmˈbɒbjʊleɪt)
Yaygın olarak Kuzey Amerikan İngilizcesinde kullanılan bu kelimeyi şöyle açıklayabiliriz: Eğer birisi çok fazla gibberish, gobbledegook ve poppycock konuşuyorsa, bir başka insanı discombobulate (fiil) etmeye uğraşıyor olabilir. Bütün bu tuhaf kelimeler yüzünden discombobulated (sıfat) hissediyor olabilirsiniz!
Aklınız mı karıştı? Zaten karışmalı! Discombobulate, kafa karıştırmak anlamına geliyor!
Bu kelime 19. yüzyılın ortalarından beri, genellikle esprili bir şekilde kullanılıyor. Türkçede “discombobulated” kelimesi için “aklı karışmış, kafası karışmış, allak bullak olmuş,” karşılıklarını kullanabiliriz.
“What’s the matter? You look a little discombobulated!”
“Sorun ne? Biraz kafan karışmış gibi görünüyor!”
10. Flummox (ˈflʌməks)
Eğer şu anda çok discombobulated hissediyorsanız, aynı zamanda flummoxed (sıfat) da olmalısınız!
Bir kişiyi flummox (fiil) yapmak demek, kafalarını oldukça karıştırmak demektir.
Bu kelime İngilizceye 19. yüzyılın sonunda girmiştir. Birleşik Krallık’taki bazı bölgelerde konuşulan lehçelerden alınmıştır.
11. Curmudgeon (kəːˈmʌdʒ(ə)n)
Oldukça sinirli, huysuz ve suratsız birini tanımlamak için doğru kelimeyi mi arıyorsunuz? Curmudgeon (isim) tam da aradığınız kelime olabilir!
Geçmişi en azından 16. yüzyıla kadar uzanan bu kelime uzun süredir kullanımda.
Eğer birinin aşağıdaki türden bir cümle kurduğunu duyarsanız, artık ne dediğini anlayabilir ve ona katılabilirsiniz (ya da umalım ki katılmayabilirsiniz)!
“I don’t like our English teacher … he is a real curmudgeon!”
“İngilizc öğretmenimizi sevmiyorum… O tam bir huysuz!”
12. Lackadaisical (ˌlakəˈdeɪzɪk(ə)l)
Tembel, içinde en ufak bir şevk ya da azim barındırmayan birini tarif etmek isterseniz, hangi kelimeyi kullanacaksınız? Lackadaisical (sıfat) kelimesi bu duruma tam oturur! Türkçede bu kelimeyi “çok tembel” veya “uyuşuk” karşılıkları ile ifade edebiliriz.
Bu kelime 1700’lerden beri kullanımda olsa da, nereden geldiği tam olarak net değil.
Örnek bir cümle vermek gerekirse:
“My sister has no job and is doing nothing to find one. She is so lackadaisical.”
“Kız kardeşimin işi yok ve bir iş bulmak için hiçbir şey yapmıyor. Öyle uyuşuk ki.”
13. Woebegone (ˈwəʊbɪɡɒn)
İşte size dehşet bir sıfat daha. Woebegone birinin nasıl göründüğünü tahmin edebilir misiniz?
Bu kelimeyi parçalarına ayırmak kolay– woe (keder, elem, ıstırap)ve begone (hem “defol” anlamına gelen, hem de eski kullanımda “bir şeyle çevrili olan” anlamında olan bir kelime). Yani, woebegone, “kederle çevrili” anlamına geliyor. Türkçede kısaca “kederli” de diyebiliriz. Woebegone kelimesi Ortaçağ İngilizcesinden geliyor.
Bir arkadaşınız üzgün göründüğünde, ona şu soruyu sorabilirsiniz:
“Why do you look so woebegone?”
“Neden böyle kederli görünüyorsun?”
14. Lollygag (ˈlɒlɪɡaɡ)
Lollygag ne kadar da olağanüstü bir fiil! Bu fiil tembellik etmek, boşa zaman geçirmek anlamına geliyor. En çok A.B.D.’de kullanılıyor. Anne-babaların çocuklarına “stop lollygagging!” (“Tembellik etmeyi kes!”) diye bağırdıklarını duyabilirsiniz– artık neden bahsettiklerini biliyorsunuz!
Bu kelime 1800’lerden beri kullanılıyor fakat kimse nereden geldiğini tam olarak bilmiyor.
15. Frankenfood (ˈfraŋk(ə)nfuːd)
Listedeki diğer bütün kelimelere kıyasla oldukça yeni olan Frankenfood (isim) kelimesi, 1990’larda kullanılmaya başlanmış.
Bu kelime genellikle gündelik konuşmada genetiği değiştirilmiş gıdalar (GDO’lar) için kullanılıyor. GDO’lu gıdalar, bilimsel yollarla genetiği ile oynanmış ve doğada doğal olarak yetişmeyen gıdalardır.
Frankenfood ise iki kelimenin, Frankenstein ve food kelimelerinin birleşiminden oluşur. Hala duymayan/görmeyen varsa, Frankenstein laboratuvarında bir canavar yapan bilim insanı Dr. Frankenstein ile ilgili bir hikaye.
İnsanlardan şöyle cümleler duyabilirsiniz:
“I’m not eating there! They use Frankenfoods!”
“Ben burada yemiyorum! Burada Frankeştayn-gıdalar kullanıyorlar!”
Yeni Kelimeleri Hatırlamak için İpuçları
Bu harika yeni kelimelerin hepsini öğrendikten sonra, onları günlük konuşmalarınızın bir parçası haline getirebilecek kadar iyi öğrendiğinizden, yani gerçekten öğrendiğinizden emin olmalısınız.
Bunu yapmak ve yeni kelimeleri hatırlamak için size birkaç ipucu hazırladık.
Bir Kelime Listesi Tutun
Bunun öyle havalı bir şey olmasına gerek yok, yeni öğrendiğiniz kelimelerin hepsini öğrendikçe yazabileceğiniz küçük bir defteriniz olsa yeter. Alfabenin her bir harfiyle başlayan kelimelerin her biri için en az bir sayfa ayırsanız iyi olur. Sayfaları üçer sütuna ayırın. İlk sütuna kelimeyi, ikinci sütuna da kelimenin İngilizce olarak kısa bir tanımını yazın. Üçüncü sütunu not almak, örnek cümleler yazmak ve kelimenin kendi dilinizdeki başka anlamlarını not etmek için kullanabilirsiniz.
Yapışkanlı Not Kağıtları ve Kartlar Kullanın
Eğer bazı kelimeleri hatırlamak size zor gelirse, o kelimeleri yapışkanlı bir not kağıdına yazıp sıkça görebileceğiniz yerlere yapıştırın. Kelimeleri ne kadar çok okursanız, o kadar rahat hatırlarsınız. Yanınızda farklı yerlere götürebileceğiniz küçük kelime kartları da hazırlayabilirsiniz; böylece trende, metroda ya da otobüste otururken, bir kahvecide arkadaşınızı beklerken ya da öğle arasında, kısacası her yerde hafızanızı tazeleyebilirsiniz!
Yeni öğrendiğiniz kelimeleri kullanın!
Sohbetlerinizde yeni öğrendiğiniz kelimeleri olabildiğince sık kullanmaya çalışın. Bir kelimeyi ne kadar çok söylerseniz, o kadar çok hatırlarsınız!
Lackadaisical ya da lollygag olmayın! Yeni kelimeler öğrenin ki poppycock konuşmayın. Belki bir daha bir whippersnapper ile karşılaştığınızda onu sözlerinizle flummox edebilirsiniz! Eğer gibberish ya da gobbledegook, discombobulated hissetmenize hiç gerek yok; hem, woebegone olmayın –bir başladıktan sonra yeni kelimeler öğrenmek çok kolaydır! Bu tuhaf İngilizce kelimeleri kullanarak arkadaşlarınızın başını döndürebilirsiniz!
Unutmadan, Bir Şey Daha…
Eğer bu kelimeleri öğrenirken eğlendiyseniz, FluentU uygulamasına da bir göz atmalısınız. İnternet sitesinde olduğu gibi, FluentU uygulaması da İngilizceyi popüler talk-showlar, akılda kalıcı müzik videoları ve komik reklamlar aracılığıyla öğrenmenizi sağlar, aynı burada görebileceğiniz gibi:
FluentU uygulaması, İngilizce videoları izlemeyi oldukça kolaylaştırıyor. Videoların interaktif altyazıları var. Bu sayede, kelimelerin tanımlarını, kelimeyi anlatan bir görseli ve faydalı örnekleri görmek için kelimelerin üzerine tıklamanız yetiyor.
Örneğin, “brought” kelimesinin üzerine tıkladığınızda, şunu görüyorsunuz:
Bütün videolardaki kelimeleri kısa sınavlar yoluyla da öğrenebilirsiniz. Öğrenmekte olduğunuz kelimelerle ilgili daha fazla örnek görmek için ekranı sola ya da sağa kaydırın.

Faydalı soruları ve birden fazla örneğiyle FluentU hızlı bir şekilde öğrenmenize yardımcı olur. Daha fazlasını öğrenmek için tıklayın.
İşin en iyi kısmı ne, biliyor musunuz? FluentU öğrenmekte olduğunuz kelimelerin hepsini hatırlar. Öğrendiğiniz kelimeleri baz alarak size yeni örnekler ve videolar önerir. Bu sayede tamamen kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşarsınız.
FluentU’yu internet sitesi üzerinden bilgisayarınızda ya da tabletinizde kullanmaya başlayın veya, daha da iyisi, daha da iyisi, iTunes store’dan veya Google Play’den FluentU mobil uygulamasını indir.