
Sosyal Hayatını Canlandıracak Yaygın Kullanılan İngilizce Sorular ve Cevapları
Kabul edelim: “Hello! How are you?” (Merhaba! Nasılsın?) ile bir ömür geçmez.
Aldığın İngilizce dersler seni dil sınavlarına, üniversiteye ve seyahatlere hazırladı—peki ama Cuma gecesine hazırladılar mı?
Bir dil öğrenmenin bu kadar zor olmasının nedenlerinden biri de öğrenilen konuların “gerçek hayatla” alakasız görünmeye başlayabilmesidir.
Temel gramer yaygın kullanılan sorular, anahtar ifade ve sözcük bilgisine sahip olmak iyi olsa da İngilizceyi gerçek dünyadan insanlarla iletişim kurmak için kullanabilmek önemlidir.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Bu Tür İngilizce Sorular ve Cevapları Bu Kadar Özel Yapan Şey Nedir?
Aşağıdaki sorulara bak ve farkı görüp görmediğini söyle:
“Hello! It is nice to meet you. How are you?”
Merhaba! Tanıştığımıza memnun oldum. Nasılsın?
“Hi there! I don’t think we’ve met. How are you doing?”
Selam! Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum. Nasıl gidiyor?
Aslında bu iki soru aynı bilgiyi almayı amaçlıyor. Bununla birlikte, 1. soru daha resmi ve 2. soru daha samimi ve rahattır. Bunu belirttikten sonra, ilk sorunun İngilizce bir iş görüşmesine hazırlanmak için uygunken diğerinin hayatta karşılaşabileceğin çeşitli sosyal durumlarda işine daha çok yarayacağını söyleyebiliriz.
Bu tip İngilizce sorular ve cevapları aynı zamanda İngilizce sözcük kaynaşmalarını daha rahat kullanmana da yardımcı olur. İngilizce konuşan kişiler sıklıkla sözcükleri kısaltmak, telaffuzlarını daha kolay ve hızlı hale getirmek için sözcükleri kısaltır. Örneğin, birisinin “It is nice to meet you” (Tanıştığımıza memnun oldum) dediğini nadiren ve “It’s nice to meet you” (Tanıştığımıza memnun oldum) dediğini daha sık duyarsın. İngilizcede pek çok daralma bulunur, dolayısıyla sabırlı ol—bütün bunları öğrenmek zaman ve çaba gerektirecektir.
Sosyal Hayatında Faydalı Olacak Yaygın Kullanılan İngilizce Sorular ve Cevapları
Sosyal hayatını canlandırmak adına, gündelik İngilizce konuşmalarda duyman muhtemel aşağıdaki İngilizce sorular ve cevaplara bir göz at (daha fazla soru için bu İngilizce sorular ve cevapları videosu gibi kaynaklarla çalışabilirsin).
Bu İngilizce sorular ve cevapları bir partner ile çalış ve sonrada bir kafe, kurumsal etkinlik ya da sosyal buluşmada yeni birileriyle tanıştığın zaman bazılarını kullanmayı dene.
Bunları çalışacak bir partnerin yoksa, FluentU İngiliz Dili ve Kültürü Blogu üzerindeki kaynakları keşfedebilir ya da İngilizceyi kitaplar ve filmler gibi çok çeşitli popüler ve ilgi çekici içerikten öğrenmek için LingQ gibi kaynakları deneyebilirsin. Ayrıca, havadan sudan konuşmak için basit ipuçları veren bu kısa videoyu da izleyerek kendini sosyal etkinliklere hazırlayabilirsin.
Günlük sohbetler için İngilizce öğrenmek havadan sudan konuşma sanatında ustalaşmanın önemli bir adımıdır. Bu sorular ve cevaplar sadece İngilizce konuşurken kulağa daha doğal gelmeni sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda yeni arkadaşlarının seninleyken daha rahat ve açık hissetmelerini de sağlayacaktır.
1. So, what do you do?
Bu soru, karşındaki kişiyi daha iyi tanımak için havadan sudan konuşurken sorulan tipik sorulardandır. Burada aslında sorulan şey “What is your job?” (Ne iş yapıyorsun?) olacaktır
Cevap örnekleri:
Right now, I’m a student. I’m in my second year of pharmacy school. How about you? What do you do?
Şu anda öğrenciyim. Eczacılık fakültesinde ikinci senem. Peki ya sen? Sen ne iş yapıyorsun?
I work as a tour guide for a local tour company. I’ve worked there for three years now. How about you?
Yerel bir tur şirketinde tur operatörü olarak çalışıyorum. Üç yıldır bu şirketteyim. Peki ya sen?
That’s a good question! I do a little bit of everything: some writing, some photography and some graphic design, too. What do you do?
Bu iyi bir soru! Her şeyden biraz yapıyorum: biraz yazarlık, biraz fotoğrafçılık ve biraz da grafik tasarım. Sen ne iş yapıyorsun?
Sohbeti sürdürmeyi teşvik etmek ve daha kibar olmak için karşındaki kişi hakkında sorular da sormalısın. Yukarıdaki örneklerde de göreceğin üzere, “How about you?” veya “And what about you?” sorularını eklemek karşındaki kişiye cevap verme fırsatı tanıyacaktır. Takip eden örneklerin çoğunda bunu yaptığımızı göreceksin.
2. How’s (summer) treating you?
Bu soru, yaz, işin ya da hayatındaki diğer herhangi önemli olay hakkındaki bir sorudur. Aslında, “How is your summer?” (Yaz [tatilin] nasıl geçiyor?) ya da “How is your new job?” (Yeni işin nasıl gidiyor?) sorularını sormanın başka bir yoludur.
Cevap örnekleri:
Oh, it’s been really great. No complaints here! And how’s it going for you?
Ah, şimdiye kadar gerçekten iyiydi. Şikayetim yok! Peki ya seninki nasıl gidiyor?
Not bad, can’t complain! And how is your summer going?
Fena değil, şikayetim yok! Peki ya seninki nasıl gidiyor?
It’s treating me pretty well! I’ve gotten a lot out of it so far. And how’s summer going for you?
Oldukça iyi gidiyor! Şimdiye kadar çok iyi değerlendirdim. Peki ya seninki nasıl gidiyor?
3. So, what have you been up to lately?
Bu soruyu soran kişi, son zamanlarda yaptığın harika şeyleri sormaktadır. Bu soruyu sormanın diğer yolu ise “How’s it going?” (Nasıl gidiyor?) olacaktır. Genellikle karşındaki kişiyle zaten samimiysen bu soruyu sorabilirsin. Yani, o kişiyle daha önce karşılaşmış ya da tanışmışsan.
Cevap örnekleri:
Not much. My last class is on Thursday, so I’m excited about that! What have you been up to?
Pek bir şey yok. Son derse Perşembe günü gireceğim ve bunun için heyecanlıyım! Sen neler yaptın?
Let’s see…Well, I started a new job last week, but other than that, everything is pretty much the same. What have you been up to?
Bir düşüneyim…Geçen hafta yeni bir işe başladım ama bunun dışında değişen bir şey yok. Sen neler yaptın?
Well, have you heard that I moved to a new apartment?
Yeni bir eve taşındığımı duymuş muydun?
What can I say? Nothing too exciting. Things are good—how about you?
Ne diyeyim? Önemli bir şey yok. İşler yolunda—senden ne haber?
4. Long time, no see! Any updates since we last saw each other?
Bu da uzun süredir görmediğin bir kişiyle yeniden bağlantı kurmak ve sohbet başlatmanın arkadaşça ve yaygın bir yoludur. “Uzun zamandır görüşemedik! Son görüşmemizden bu yana yeni bir şeyler var mı?”
Cevap örnekleri:
Where to begin? A lot has changed in the past few months. I got a dog, moved apartments and switched jobs!
Nereden başlasam? Geçtiğimiz birkaç ay içinde birçok şey değişti. Bir köpek aldım, evimi taşıdım ve iş değiştirdim!
Nothing too crazy. How about you? Any news?
İlginç bir şey olmadı. Peki ya sende durum nasıl? Yeni bir şey var mı?
5. So what do you do when you’re not working?
Bu soruda “What are your hobbies?” (Hobilerin neler?) sorusu sorulmaktadır. Ayrıca, aynı soruyu “What do you like to do outside of work?” ya da “What do you do when you’re not busy with (school)?” şeklinde de sorabilirsin.
Cevap örnekleri:
Well, recently I started playing volleyball on the weekends.
Yakın zamanda hafta sonları voleybol oynamaya başladım.
Usually, I spend my free time doing activities with my family.
Genellikle boş zamanlarımı ailemle geçiriyorum.
6. Do you follow (Stephen Colbert)?
Bu soru, belirli bir konu ya da kişinin ilgini çekip çekmediğini ve bu konu ya da kişiyi sosyal medya ya da televizyonda takip edip etmediğini sormaktadır.
Cevap örnekleri:
Oh, yeah! I love him/that show. Why?
Ah, evet. Ona/o programa bayılırım. Neden sordun?
Sometimes. A little bit here and there. Why?
Bazen [takip ediyorum]. Arada sırada. Neden sordun?
No–actually, I haven’t heard of him. Who is he?
Hayır-aslında onun adını daha önce duymadım. O kim?
7. Would you mind giving me a hand with this?
Bu soru yardım istemektedir. “Could you please help me?” (Rica etsem bana yardımcı olabilir miydiniz?) gibi resmi bir soru yerine çoğu anadil düzeyinde İngilizce konuşan kişi bu soruyu tercih eder.
Cevap örnekleri:
Sure thing!
Elbette!
You got it!
Tabi ki!
I’m afraid I can’t. Maybe (Anthony) could, though.
Korkarım ki yardımcı olamayacağım. Ama belki (Anthony) yardımcı olabilir.
8. What sort of stuff do you do on the weekends?
Bu soru, hafta sonları yaptığın aktiviteleri sormaktadır. Burada “sort of stuff” tümcesinin anlamı “şeyler” ya da “aktivitelerdir.”
Cevap örnekleri:
Let’s see…I usually spend my weekends reading and relaxing at home. How about you?
Bir düşüneyim…Hafta sonlarımı genellikle okuyarak ve evde rahatıma bakarak geçiriyorum. Peki ya sen?
Well, I tend to go to a lot of concerts. How about you?
Bol bol konserlere gidiyorum. Peki ya sen?
9. So, what’s your take on (the latest movie)?
Bu soru aslında “What’s your opinion of (the latest movie)?” ([Vizyona giren film] hakkındaki ne düşünüyorsun?) ya da “What do you think about (a specific event)?” ([Belirli bir olay] hakkında ne düşünüyorsun?) sorusunu sormaktadır.
Cevap örnekleri:
Oh, I really like it! What do you think?
Ah, onu gerçekten beğendim! Sen ne düşünüyorsun?
To be honest, I think it’s just okay. How about you?
Doğruyu söylemek gerekirse bence ortalama bir filmdi. Sen ne düşünüyorsun?
Ehh—I’m on the fence. What’s your take?
Eh—kararsızım. Sen ne düşünüyorsun?
“On the fence” ifadesi, belirli bir konu ile ilgili olarak buna ne katıldığın ne de katılmadığını ya da ne düşüneceğini bilemediğini ifade etmektedir.
10. Are you here with anybody?
Bu soru bir etkinlik ya da lokasyona (bir bar ya da kulüp gibi) yanında birisini getirip getirmediğini sormaktadır. Genellikle insanlar bu soruyu sorduklarında birisiyle romantik bir ilişki yaşayıp yaşamadığını dolaylı olarak sormuş olurlar.
Cevap örnekleri:
Yeah—I came with my boyfriend.
Evet—erkek arkadaşımla geldim.
I just came with a bunch of my coworkers.
Sadece işten birkaç arkadaşımla geldim.
11. Do you feel like grabbing a bite?
Bu soru, bir yerden birlikte ayrılarak bir şeyler yemek için bir davettir. Ayrıca, bu soruyu “Do you want to grab a bite to eat?” (Bir şeyler yemek ister misin?) şeklinde de duyabilirsin.
Cevap örnekleri:
Actually, yeah! I’d love to. Where would you like to go?
Aslında, evet! Bunu çok isterim. Nereye gitmek istersin?
It depends. Where are you thinking of going?
Emin değilim. Nereye gitmeyi düşünüyorsun?
Mmm, not today. But I’m game for grabbing a bite together later this week.
Hmm, bugün olmaz. Ama bu hafta sonuna doğru birlikte bir şeyler atıştırmak isterim.
No thanks—I’m not really hungry. But thanks for asking.
Hayır, teşekkür ederim—Hiç aç değilim. Ama sorduğun için teşekkürler.
12. Would you be up for a (movie) some time?
Bu soru, gelecekte bir gün birlikte bir etkinliğe katılmak isteyip istemeyeceğini sormaktadır.
Cevap örnekleri:
I’m down! Let’s do it!
Ben varım! Hadi bunu yapalım!
Sure. When are you thinking of going?
Elbette. Ne zaman gitmeyi düşünüyorsun?
It depends on what day, but yes.
Hangi gün olduğuna bağlı ama evet [isterim].
I’m not really interested in seeing a movie, but thank you.
Gerçekten film izlemek ilgimi çekmiyor ama teşekkürler.
13. How late are you planning on sticking around?
Bu soru ile “What time are you going to leave?” ([Bir yerden] kaçta ayrılacaksın?) sorusu sorulmaktadır.
Cevap örnekleri:
I’ll hang around until (they cut the cake), and then I plan on heading out. How about you?
(Pasta kesilene) kadar takılacağım, sonrasında çıkmayı planlıyorum. Ya sen?
I’m not sure…I’ll just have to see how I feel. How about you?
Emin değilim…Duruma göre karar vereceğim. Ya sen?
I’ll probably give it another 30 minutes and then go home.
Muhtemelen 30 dakika daha durup eve gideceğim.
Gördüğün gibi, İngilizcede gündelik sohbetler etmek kolay olmaktan çok uzak olabilir! Bu İngilizce sorular ve cevapları ile artık yeni arkadaşlar edinmeye hiç olmadığın kadar hazırsın.
Günlük, konuşma İngilizceni bu İngilizce sorular ve cevapları öğrenerek geliştirmeye devam et ve sosyal yaşamına renk kat!