ingilizce-parti-diyaloglari

Partilemece! Eğlenceli ve Akıcı Parti Diyalogları için Faydalanabileceğiniz 40 İngilizce Cümle

İngilizce ya da Türkçe fark etmez, en ilginç diyalogları nerelerde kurdunuz?

Benim için bu sorunun cevabı şu: “Partilerde!”

En sıkıcı sohbetlere nerelerde katlanmak zorunda kaldınız?

Benim için bu sorunun cevabı da aynı: “Partilerde…”

Partilerde kurulan diyaloglar iki türlü de geçebilir.

Kimi zaman bütün gece konuşur, pek çok insan tanır ve gayet eğlenceli zamanlar geçirirsiniz. Kimi zamansa bir köşede oturur, anlamsız bir konuşmayı anlamlandırmaya çalışırsınız. Sohbetin akışını takip edemediğinizde bu deneyim sizin için sıkıcı ve hatta stresli bir hal alır. Hele de kendinizi herkesin İngilizce konuştuğu bir partide, İngilizce parti diyalogları içerisinde bulursanız!

Partilerde hem inanılmaz iyi vakit geçirip hem de bolca İngilizce konuşma pratiği yapmak için ne yapmanız gerekir?

Proaktif olun!

Gittiğiniz partilerde sohbeti başlatıp sürdürmeyi öğrenmenizin zamanı geldi. Bu rehberde size konuşulması güvenli ve herkese tanıdık gelecek havadan sudan sohbet konularının bazılarını sıralamakla kalmayıp, bu konuları konuşurken kullanabileceğiniz cümlelere de örnekler vereceğiz.

İngilizce Akıcı Sohbetler Etmek için Tüyolar

Partilerde kurulan diyaloglar genellikle resmi ortamlarda (iş görüşmesi veya akademik bir konferans gibi) yapılan konuşmalardan farklı olur. İşte, size İngilizce konuşulan partilere uyum sağlamanızı ve sohbetlere katılıp açılmanızı sağlayacak üç temel öneri:

Ciddi Konulardan Uzak Durun

Zika virüsünün yayılması ya da okyanus kirliliği gibi bunaltıcı konularla partinin modunu düşüren kişi olmak istemezsiniz. Bu konuları yakın arkadaşlarınızla ya da meslektaşlarınızla başbaşa yediğiniz akşam yemeklerinde yapacağınız sohbetlere saklamanız daha iyi olur.

Partiler gevşeme, rahatlama ve kendinizi salma zamanıdır. Canlı ve hareketli olun ve hafta sonu planları ya da hava durumu gibi (aşağıda bu ikisinden de bahsedeceğiz) havadan sudan konulara bağlı kalın.

Parti ilerledikçe ve daha derin sohbetlere daldıkça daha ciddi konulara geçmek daha doğru olabilir. Eğer bu konulardan birini açmak zorunda hissediyorsanız, en azından bunu nispeten kaygısız, daha neşeli bir havayla yapın. Partilerde agresif tartışmalara girmektense espriler yapıp şakalaşmak en iyisidir.

Paylaşma ve Sorma Arasında bir Denge Yakalayın

Bütün akşam yalnızca kendinizden bahsetmeyin. Hikayelerinizi paylaşmak iyi bir başlangıç olabilir, ancak bunun iki taraflı bir sohbet olduğundan emin olun. Bu sizi yalnızca iyi bir konuk yapmaz, aynı zamanda İngilizce konuşma ve dinleme becerilerinizi de geliştirir.

Başkalarına kendileri, tecrübeleri ve planları hakkında sorular sorun. (Eğer İngilizce soru sorma üzerine bilgilerinizi tazelemek isterseniz, burada harika bir rehber var.) Eğer karşınızdaki kişiyle samimi olarak ilgilendiğinizi gösterirseniz, karşınızdaki kişi başka biriyle konuşmaya geçmektense sizinle konuşmaya devam etme konusunda daha istekli olacaktır.

Gerçek İngilizce Videoları ile Pratik Yapın

İnsanın İngilizceye maruz kalması için İngilizce konuşulan bir partiye katılmaktan daha iyi bir yol olamaz! Böyle bir partide nereye baksanız hızlı, argoyla dolu İngilizce konuşmalar duyarsınız. FluentU böylesi bir ortama hazırlanmanın en iyi yollarından biridir çünkü nerede olursanız olun size baştan aşağı bir İngilizce banyosu aldırıp pratik yaptırır.

FluentU size, film fragmanları, müzik klipleri, ilham verici konuşmalar gibi dil öğrenme deneyimine dönüştürülmüş daha pek çok farklı türden gerçek dünyaya ait İngilizce video sunar. Her bir videonun etkileşimli altyazıları vardır. Kelimelerin bağlam içerisindeki anlamlarını görmek, görsel öğrenme desteği almak ve ana dildeki okunuşlarını duymak için üzerlerine tıklayabilirsiniz. Aynı kelimenin geçtiği başka videolar da görebilir, bu sayede kelimeleri başka bağlamlarda nasıl kullanacağınızı da öğrenebilirsiniz.

FluentU’da aynı zamanda izlediğiniz videoları eğlenceli alıştırmalar ve bilgi kartları yoluyla hatırlamanıza yardımcı olacak bir “Öğrenme Modu” da mevcuttur. Videolar türe ve öğrenme seviyesine göre kategorilere ayrılmıştır ve size en uygun olan videoları seçme özgürlüğünüz vardır.

Bu sistemin en iyi yanı da, FluentU’daki videolar ana dili İngilizce olan kişilerin izlediği gerçek dünyaya ait İngilizce videolar olduğundan, size bir sonraki partinizde üzerine konuşabileceğiniz pek çok malzeme sunacak olmasıdır. Aynı partiler gibi, FluentU da eğlenirken İngilizce pratiği yapmanın harika bir yoludur! FluentU deneme üyeliği ile video kitaplığının tamamını görebilirsiniz. İşin en iyi yanı da, FluentU’nun iOS ve Android cihazlar için hazırlanan mobil uygulamaları sayesinde her an her yerde İngilizce çalışmaya zaman ayırabilirsiniz.

Partilemece! Eğlenceli ve Akıcı Parti Diyalogları için Faydalanabileceğiniz 40 İngilizce Cümle

1. Havayı Yumuşatın

Bir partiye gidip de kimseyi tanımadığınızı fark ettiğiniz anlar insana korkunç gelse de, endişelenmemeye çalışın. Bu anları yeni arkadaşlar edinmek, yeni şeyler öğrenmek ve elbette İngilizce konuşma pratiği yapmak için fırsatlar olarak görün.

Yeni insanlarla tanışma şansını geri çevirmeyin ve havayı yumuşatıp sohbeti başlatın.

Kendinizi Tanıtın

Proaktif ve dost canlısı olun. En yakınınızdaki insanın yanına gidip şöyle bir şeyler söyleyin:

  • Hi, I’m Sarah, nice to meet you.
  • Selam, ben Sarah, tanıştığımıza memnun oldum.
  • Hello, I don’t think we’ve met. My name is Sarah.
  • Merhaba, tanıştığımızı sanmıyorum. Benim adım Sarah.

Önceden tanıdığınız birini mi gördünüz? Bu durumda, sohbeti başlatmak için karşınızdaki kişiye en son ne zaman ve nerede karşılaştığınızı hatırlatabilirsiniz. İşte size bir örnek:

  • Hi, we met here the last time but I don’t think we’ve spoken. I’m Sarah.
  • Selam, en son burada karşılaşmıştık ama konuştuğumuzu sanmıyorum. Ben Sarah.

Yanınızdaki Kişiyi Tanıtın

Eğer partiye bir arkadaşınızla birlikte giderseniz, onu da çevrenizdekilerle tanıştırabilirsiniz. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz:

  • Hi, this is my classmate/colleague/friend/boyfriend Tom.
  • Selam, bu benim sınıf arkadaşım/meslektaşım/arkadaşım/erkek arkadaşım Tom.

Bağlama Dayalı Sorular Sorun

Kendinizi tanıttıktan sonra sohbetin ilerlemesi için ortak bir zemin oluşturmak adına bazı basit sorularla başlayabilirsiniz. Sohbet başlatmanın en kolay yolu, olası ortak noktalarınızdan başlamaktır; örneğin partiyi veren kişiyi tanımanız ve aynı şehirde yaşamanız.

Faydalanabileceğiniz birkaç soru örneği vermek gerekirse:

  • How do you know [the host]?
  • [Ev sahibini] nereden tanıyorsun?
  • Do you live/study/work here in [the city]?
  • [Bu şehirde] mi yaşıyor/okuyor/çalışıyorsun?
  • How long have you been here?
  • Ne kadar süredir buradasın?

Eğer konuştuğunuz kişiyle ilgili gözünüze çarpan bir şey varsa, mesela bu kişinin yanında ona eşlik eden biri varsa, nezaket gereği şu soruyu sorabilirsiniz: “How do you know each other?” yani “Birbirinizi nereden tanıyorsunuz?” Benzer şekilde, eğer konuştuğunuz kişinin size tanıdık gelmeyen bir ismi varsa, şunun gibi bir şey de sorabilirsiniz: “This is the first time I’ve met someone named [their name]. Where is that name originally from?” yani, “İlk kez [kişinin ismi] isminde biriyle karşılaşıyorum. İsmin(iz) nereden geliyor?”

İltifat Edin

İnsanlar iltifatlardan hoşlanırlar, özellikle de orijinal iltifatlardan. Olumlu bir yorum yapıp arkasından bir soru sormak, havayı yumuşatmak, aradaki buzları eritmek için iyi bir yoldur.

İşte size fikir verecek birkaç örnek:

  • The food is delicious. Did you make it?
  • Yemek çok lezzetli. Sen/siz mi yaptın(ız)?
  • That’s a lovely bracelet. Can I ask where you got it?
  • Bu çok güzel bir bileklik. Nereden aldığını(zı) sorabilir miyim?

2. Evrensel bir Konu Üzerine Konuşun

Karşınızdaki insanı biraz tanıdıktan sonra bir konu üzerine daha detaylıca konuşabilirsiniz. Tartışmaya yol açmayacak ve evrensel, yani herkesin kendinden bir şey bulabileceği veya üzerine fikir yürütebileceği bir konuyla başlamak en iyisidir. İşte size güvenle tartışabileceğiniz birkaç konu:

Hava

Havadan konuşmayı sıkıcı bulabilirsiniz. Ne de olsa hepimiz havanın bugün nasıl olduğunu biliyoruz, değil mi? Ancak hava hepimizin üzerine konuşabileceği bir konu. Bu yüzden daha fazla soru sorarsanız, yeni arkadaşınızın bu konu üzerine paylaşacağı şeyler olabilir.

Eğer bu konunun yeterince iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorsanız, işte size faydalanabileceğiniz birkaç örnek soru:

  • How do you find the weather here?
  • Buranın havasını nasıl buluyorsun(uz)?
  • Do you prefer hot or cold weather?
  • Soğuk havayı mı sıcak havayı mı tercih edersin(iz)?
  • It’s a lovely day today. Have you been doing anything outside?
  • Hava bugün çok güzel. Dışarıda bir şeyler yaptın(ız) mı?
  • It’s freezing today, isn’t it?
  • Bugün hava buz gibi, değil mi?
  • The snow is amazing! Do you like snow?
  • Kar bir harika! Karı sever misin(iz)?

Sizin için bir de İngilizcede hava üzerine derinlemesine konuşmanızı sağlayacak bir kelime ve cümle rehberimiz var.

Haberler

Bugün heyecan verici bir haber mi duydunuz? Bu haberi paylaşıp etrafınızdakilerin fikrini sorun.

Elbette eğer tartışmalardan kaçınmak istiyorsanız, siyasi haberlerden uzak durmakta fayda var. Teknoloji, sağlık, çevre gibi alanlardan haberler paylaşmayı deneyin.

Haber konusunu açmanız için birkaç örnek cümle:

  • Did you hear about the latest test of self-driving cars? When do you think we will see one in our city?
  • Sürücüsüz araçlarla yapılan en son testleri duydun(uz) mu? Sence/sizce ne zaman bizim şehrimizde böyle bir araç görürüz?

Filmler veya TV programları

Eğer son birkaç akşamınızı yeni bir TV programını izleyerek geçirdiyseniz, bunu paylaşma konusunda tereddüt etmeyin. Yeni çıkan filmlerle, dizi ve programlarla ilgili sorular her zaman işe yarar. İki tarafın da zevk aldığı ve üzerine konuşabileceği bir şey bulmanız olasıdır. Bu yüzden bu konuyu cebinizde tutun ve şu gibi sorulara çalışın:

  • I watched the latest episode of “Black Mirror” last night. Did you see it?
  • Dün gece “Black Mirror”ın son bölümünü izledim. Siz de izlediniz mi? / Sen de izledin mi?
  • I heard Ryan Gosling was terrific in “La La Land.” What do you think?
  • Ryan Gosling’in “La La Land“de harika olduğunu duydum. Sen/siz ne düşünüyorsun(uz)?

Popüler Oyunlar

Aynı TV, diziler ve filmler gibi, oyun konusu da ortak bir zemin bulmak için harika bir konu olabilir. İğneleyici sorular sormak yerine, bir oyunla ilgili kendi deneyimlerinizi paylaşıp karşınızdaki kişinin benzer düşünceler paylaşıp paylaşmadığını anlayabilirsiniz.

İşte size birkaç örnek:

  • I love Monopoly. We used to play it on the weekend when I was a kid. Do you know the game?
  • Monopoly‘e bayılıyorum. Çocukken hafta sonları oynardık. Bu oyunu biliyor musun(uz)?

3. Biraz daha Kişiselleşin

Nazik ve güvenli sularla giden sohbetler sizi ancak bir noktaya kadar ilerletebilir. Parti ilerledikçe ve birisiyle bir süredir konuştuktan sonra daha kişisel sorular sorup kendi hikayenizi anlatmak uygun düşecektir.

Değinebileceğiniz konulara örnekler aşağıdadır:

Gününüzün Nasıl Geçtiği

Bu biraz kişisel bir konu olsa da, çok genel olduğundan güvenli sularda sayılır. Konuştuğunuz kişi sizinle gününün istediği ayrıntılarını paylaşabilir. Ayrıca, o gün neler olup bittiği hafızanızda hala taze olduğundan bu iyi bir sohbet konusu olabilir.

İşte bu konuya yaklaşabileceğiniz birkaç yol:

  • How was your day?
  • Günün(üz) nasıl geçti?
  • Did you have a good day at work?
  • İşte iyi bir gün geçirdin(iz) mi?
  • What did you learn today at school/class? Anything exciting?
  • Bugün okulda/derste neler öğrendin(iz)? Heyecan verici bir şey var mıydı?
  • I had a hard time at work today. Do you have a problem with Mondays as well?
  • Bugün işte zor zamanlar geçirdim. Senin/sizin de Pazartesilerle bir derdin(iz) var mı?

Gördüğünüz gibi, ister yalnızca soru sorabilir, isterseniz de kendi tecrübelerinizi paylaşıp karşınızdaki kişide bunların bir karşılığı olup olmadığını görebilirsiniz.

İş ya da Okul/Çalışma Hayatı

Büyük ihtimalle karşınızdaki kişinin mesleğini ya da okulunu ilk birkaç dakika içinde öğrenirsiniz.  Ancak işleri ya da okullarıyla ilgili neler düşünüp hissettiklerini ancak daha fazla soru sorarak öğrenebilir ve sohbeti bu şekilde ilerletebilirsiniz.

Bu sorulara birkaç örnek vermek gerekirse:

  • How do you find your work/studies?
  • İşini(zi)/derslerini(zi) nasıl buluyorsun(uz)?
  • What is a typical day at your work/school?
  • İş yerinde/okulun(uz)da sıradan bir gün nasıl geçiyor?
  • How are things going with your work/studies/school?
  • İşin(iz)/çalışmaların(ız)/okulun(uz) nasıl gidiyor?
  • I am looking for a job in marketing and I heard you work in marketing. Do you have any advice?
  • Pazarlama alanında iş arıyorum ve senin/sizin pazarlama alanında çalıştığını(zı) duydum. Bana herhangi bir önerin(iz) var mı?

Hobiler ve İlgi Alanları

Eğer iş ve okul alanlarında ortak bir zemin bulamazsanız, karşınızdakine her zaman hobilerini sorabilirsiniz:

Doğrudan sorma seçeneğiniz var:

  • What do you like to do on the weekend?
  • Hafta sonu neler yapmayı seversin(iz)?
  • What do you do for fun?
  • Eğlenmek için ne yaparsın(ız)?
  • Do you have any plans for the holiday?
  • Tatil için planın(ız) var mı?

Veya, önce kendi tecrübelerinizden bir bağlam oluşturduktan sonra konuyla ilgili fikirlerini sorabilirsiniz. İşte size birkaç örnek:

  • I saw this documentary about South Africa yesterday. It was amazing. I would love to go there. Have you been?
  • Dün Güney Afrika’yla ilgili bir belgesel izledim. İnanılmazdı. Oraya gitmek isterdim. Hiç orada bulundun(uz) mu?
  • My husband bought me this vegetarian cookbook for my birthday and I cannot wait to try it out. Do you like cooking?
  • Eşim dün doğum günüm için bana vejetaryen yemek kitabı aldı ve tarifleri denemek için sabırsızlanıyorum. Yemek yapmayı sever misin(iz)?

4. Sohbeti Bitirin

Ne kadar eğlenirseniz eğlenin, her parti sona ermek zorundadır. Ayrılma vakti geldiğinde uymanız gereken birkaç nezaket kuralı vardır.

Hoş Sözler Söyleyin

Amerikalılar oldukça nazik ve ilgilidir. İnsanların birbirine epey fazla teşekkür ettiğini ve hep iyi bir şekilde ayrılmak istediklerini görebilirsiniz. Bu yüzden, siz de aynısını yapmayı öğrenmelisiniz.

İşte partiden ayrılmak üzereyken söyleyebileceğiniz birkaç söz:

  • It’s been nice talking to you.
  • Seninle/sizinle konuşmak güzeldi.
  • Thanks for telling me about your studies. It was fascinating.
  • Bana çalışmaların(ız)dan bahsettiğin(iz) için teşekkür ederim. Çok ilginçti.
  • You have some real travel stories there. I cannot wait to hear more.
  • Sende/sizde hakikaten epey bir seyahat hikayesi varmış. Daha fazlasını duymak için sabırsızlanıyorum.

Veda Edin

Birine bir daha konuşma sözü vermek o kişiyle konuşmaktan keyif aldığınızı göstermenin iyi bir yoludur. Onları bir daha görüp göremeyeceğinizi bilmeseniz bile, insanların birbirlerinden ayrılırken söyledikleri nazik sözler vardır ve siz de bunları kullanmalısınız.

  • Bye for now. See you next time/next week/soon.
  • Şimdilik hoşçakal(ın). Bir dahaki sefere/ gelecek hafta/ yakında görüşürüz.
  • Have a safe trip home. I hope to see you again.
  • Güle güle git/gidin. Bir daha görüşmeyi umuyorum.
  • Goodnight. Take care. We will talk more next time.
  • İyi geceler. Kendine iyi bak./Kendinize iyi bakın. Bir dahaki sefere daha çok konuşuruz.

 

İngilizce parti diyalogları kurmak zor olabilir, ancak bu diyaloglar aynı zamanda gayet eğlenceli de olabilirler. İyi tanımadığınız biriyle, ana diliniz olmayan bir dilde konuşmak zorunda kalırsanız, kapana kısılmış hissedebilirsiniz. Ancak yukarıda sıraladığımız konu ve cümleler o kapandan kurtulmanıza yardımcı olacaktır. Bu İngilizce parti diyaloglarından faydalanarak ne söyleyeceğinizi düşünüp kaygılanmak yerine İngilizce konuşma pratiği yapabilirsiniz.

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close