
Muhteşem, Büyüleyici, Mutlaka Görmelisin: İngilizce Konuşmak için Film İzle
Sinema salonu her zaman mutluluğu çağrıştırır. Olmak istediğin başka bir yer yoktur.
Patlamış mısır kokusunu ve soğuk içeceğin ellerinde bıraktığı hissi seversin.
Zeminin yapış yapış olmasını umursamazsın bile! En son filmleri izlemekten vazgeçemiyorsun.
Senden bahsediyoruz, değil mi? Büyük bir filmsever misin? Film izleyerek İngilizce öğrenmenin gücünü keşfettin mi? İzlediğin tüm bu harika filmler hakkında İngilizce konuşan arkadaşlarınla konuşmak istiyorsun ama nereden başlayacağını bilemiyor musun?
Yoksa konuyu açmak için çok mu utangaçsın? Filmler, öğrenmek için bu kadar çaba sarf ettiğin gramer ve sözcük bilgisini kullanmak için harika birer başlıktır.
İngilizce konuşma becerilerini geliştirmen ve filmler hakkında soru sormanın yanı sıra fikir belirtmek için de ihtiyaç duyacağın sözcük bilgisini sana sunacağız. Bu sözcük ve deyimleri İngilizce konuşan arkadaşlarınla, dil paylaşımı partnerinle, iş yerindeki meslektaşlarınla ve hatta İngilizce dersinde dahi kullanabilirsin.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Filmler Hakkında Konuşmak için İpuçları
- Söylemek istediğin şeyi hazırla. Bir filmi izlerken, bu yazıdaki soruları aklına getir. Bu soruları yanıtlamak için filmi izledikten sonra (ya da film sırasında) notlar al, böylece kendini bir film sohbeti içinde bulursan hazırlıklı olursun.
- Bir filmin farklı bölümlerinden bahset. Filmin hikayesinin yanı sıra beğendiğin oyuncular, sinamatografi (sanatsal görsel unsurlar), filmin yönetmeni, vb. hakkında konuşabilirsin. Hatta izlemekte olduğun filmi ona benzediğini düşündüğün diğer filmlerle dahi karşılaştırabilirsin. Örneğin, I prefer “The Lord of the Rings” over “Harry Potter.” (“Harry Potter” yerine “Yüzüklerin Efendisi”ni tercih ederim.)
- Diyaloğu canlı tut. Eğer yeni filmler hakkındaki sohbetlerinin canlı kalmasını istiyorsan işte bakabileceğin bazı kaynaklar.
Rotten Tomatoes — Yeni vizyona girenler de dahil olmak üzere her tür filmin değerlendirmesini yapan bir site.
Oscar Ödülleri — Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından o yılın en iyisi seçilen filmler.
Sundance Enstitüsü — Bağımsız film yapımcılarına odaklanan bir organizasyon.
IMDb — Az bilinen ya da bağımsız/öğrenci filmleri de dahil olmak üzere günümüze kadar çekilmiş olan neredeyse tüm filmler hakkında sana fikir veren bir web sitesi.
Netflix — Aylık abonelik ücreti karşılığında internet üzerinden film izleyebileceğiniz bir web sitesi. Her hafta ya da istediğin aralıklarla bir film seç ve her zaman konuşacak bir konun olsun.
- Filmin sonunu söyleme. Filmler hakkında konuşurken filmin nasıl bittiğini söyleme! Konuştuğun kişi bu filmi izlemek isteyebilir ve en az senin kadar bu filmden zevk alabilir. Bu nedenle, ne kadar heyecanlı olsan da filmin sonunu söyleyerek filmi onun için mahvetme!
- Sade ve kısa bir konuşma yap. Birisi sana bir soru sorduğu zaman sadece birkaç cümle kurman gerekir. Ve unutma ki, karşındakine sorular sormak da konuşma sanatının bir parçasıdır. Bu nedenle, sorular sor ve verdiğin cevapların kısa olduğundan emin ol.
Muhteşem, Büyüleyici, Mutlaka Görülmesi Gerek: İngilizce Konuşmak için Film İzle
Bilmen ve Kullanman Gereken Temel Sözcükler
Öncelikle, sevdiğin (ve beğenmediğin) filmler hakkında konuşurken anlamanın (ve kullanmanın) önemli olduğu bazı sözcüklerle başlayalım.
Film türleri
Son izlediğin film bir aksiyon filmi miydi yoksa bir romantik komedi miydi? Aşağıdaki sözcükleri kullanarak daha belirgin tanımlar yap!
- Action (Aksiyon) — Dövüş, kovalama, tartışma ve genel anlamda şiddet içeren filmler. (Örnekler: “Indiana Jones, “Lethal Weapon,” “Mission Impossible”)
- Animated (Animasyon) — Çizgi filmlerden oluşan filmler. (Örnekler: “Finding Nemo,” “Up” ve diğer Disney ve Pixar filmleri)
- Comedy (Komedi) — İnsanı güldüren filmler. (Örnekler: “The Hangover,” “Blazing Saddles,” “Annie Hall”)
- Documentary (Belgesel) — İnsanları röportajlar, bilimsel gerçekler ve diğer gazetecilik tekniklerini kullanarak bilgilendirmeyi amaçlayan filmler. (Örnekler: “Food, Inc.,” “An Inconvenient Truth,” “13th”)
- Drama (Dram) — Ciddi, üzücü ve genellikle belirli bir sorun ya da romatizm ile ilgili filmler. (Örnekler: “Precious,” “Crash,” “Good Will Hunting”)
- Historical (Tarihi) — Genellikle dramatik olan bu filmler tarihteki belirli bir dönemi göstermeyi amaçlar. (Örnekler: “12 Years a Slave,” “Titanic,” “Hurt Locker”)
- Horror (Korku) — Korkunç ya da “kan dondurucu” filmlerdir ve kan ve şiddet doludurlar. (Örnekler: “The Shining,” “The Silence of the Lambs,” “Saw”)
- Independent (Indie) films (Bağımsız filmler) — Yapımcılığını büyük Hollywood stüdyolarının üstlenmediği ve konu ve görseller bakımından daha artistik filmlerdir. (Örnekler: “Lost in Translation,” “Memento,” “Eternal Sunshine of the Spotless Mind”)
- Thriller (Gerilim) — Bu filmler korku filmleri gibidir ama korkunçlukları daha ziyade “psikolojiktir”. (Örnekler: “Don’t Breathe,” “American Psycho,” “Seven”)
- Romantic comedy (Romantik komedi ya da “rom-com”) — Eğlenceli ve mutluluk verici ya da çok ciddi olmayacak şekilde çekilmiş romantik filmlerdir. (Örnekler: “The Wedding Planner,” “How to Lose a Guy in 10 Days,” “Valentine’s Day”)
- Science fiction (Bilim kurgu) — “Sci-fi” olarak da bilinen bu tür gelecekte geçer ve karakterleri arasında uzaylılar ya da dünya dışı varlıklar yer alır. (Örnekler: “Star Trek,” “Interstellar,” “Star Wars”)
Film Tipleri
Bu sözcükleri duyduğun zaman hazır olmanı istiyoruz! Bunlar zaman zaman karşına çıkar ve bir filmin tanımını değiştirebilirler. Örneğin “The film was a remake of the original 1960 movie, but I liked it much better!” (“Bu film 1960 tarihli orijinalinin bir yeniden çevrimi ama bu filmi çok daha fazla beğendim!”) dendiğini duyabilirsin.
- Sequel (Devam filmi) — Bir çift filmin ikinci bölümü ya da bir kendisinden önceki bir filmin hikayesini devam ettiren bir film. (Örnekler: “Spiderman 2,” “Toy Story 2,” “Terminator 2: Judgment Day”)
- Trilogy (Üçleme) — Üç filmden oluşan bir film serisi. (Örnekler: “The Lord of the Rings,” “The Matrix,” “The Godfather”)
- New release (Vizyondaki film) — O anda sinemalarda gösterilmekte olan filmler.
- Remakes (Yeniden çevrimler) — “re” ön ekinin “again” (yeniden) ve “make” fiilinin yapım/çevrim anlamına geldiğine dikkat etmişsindir. Sözlük anlamıyla bu sözcük “yeniden yapmak” olarak tanımlanır. Bunlar daha önceki bir tarihte çevrilmiş ve bazı güncellemelerle yeniden çevrilen filmlerdir. Günümüzde birçok film yeniden çevrim kategorisindedir. (Örnekler: “Charlie and the Chocolate Factory,” “The Departed,” “The Magnificent 7”)
Tanımlayıcı sözcükler
Bazen “iyi” ve “kötü” sözcükleri bir filmi tanımlamak için yeterli olmaz. İşte birisine bir filmden bahsederken kullanışlı olabilecek bazı sözcükler:
- “Bad” (kötü) sözcüğünün eşanlamlıları — awful, terrible, boring, predictable, overrated
- “Good” (iyi) sözcüğünün eşanlamlıları — great, well done, awesome, important, entertaining, informative
- Bir film hakkında kararsız olma durumu için bazı eşanlamlılar — alright, okay, so-so, not my favorite
Bazı diğer tanım sözcükleri:
- Award-winning (Ödüllü) — Bir Oscar ya da Golden Globe almış bir film.
- Family-friendly (Genel izleyici) — Ailecek izlemek için iyi olan filmlerdir (müstehcenlik içermez).
- Critically-acclaimed (Olumlu eleştiri almış) — Bunu duyduğun zaman eleştirmenlerin o film için iyi yorumlar yaptığı anlamına gelir.
- Visually-stunning (Görsel şölen) — İzlemeye doyulamayan bir film.
Sohbeti Devam Ettirmek için Sorular ve Cevaplar
Yukarıda açıkladığımız sözcükleri kullanarak sorular sorarak ve cevaplar vererek filmler hakkında sohbet edebilirsin. Şimdi, insanların filmler hakkında konuşurken kullandıkları yaygın soru ve cevaplara bir bakalım.
Have you seen any good movies lately? (Son zamanlarda iyi filmler izledin mi?)
Bu soru, geçtiğimiz günler, haftalar ve hatta aylarda iyi filmler izleyip izlemediğini sormaktadır. İzlediğin son filmden ya da yakın zamanda izlediğin herhangi diğer filmden bahsedebilirsin.
İşte bu soruya verilebilecek cevaplara bazı örnekler:
- Yes, I’ve been really into short films.
Evet, son zamanlarda kısa filmler gerçekten ilgimi çekti.
- Yes, I just saw the new Leonardo DiCaprio film.
Evet, geçen gün Leonardo DiCaprio’nun yeni filmini izledim.
- No, not really. I prefer watching TV.
Hayır, pek sayılmaz. Televizyon izlemeyi tercih ediyorum.
- No, I’ve been pretty busy with work. Have you?
Hayır, işlerim çok yoğundu. Ya sen?
Bu cümlelerin bazılarının yapısına dikkat et: yes/no (evet/hayır) + subject (özne) + have/has (iyelik eki) + past participle (fiilin geçmiş zaman ortacı).
Did you like it? ([Filmi] beğendin mi?)
Bu bir evet-hayır sorusudur, yani yanıta “evet” ya da “hayır” diyerek başlamalısın. Ve bu soru geçmiş zaman kipinde sorulmuş olduğu için yanıtın da geçmiş zaman kipinde olmalıdır. İşte buna bazı örnekler:
- Yeah, I liked it.
Evet, beğendim.
- No, I didn’t like it very much.
Hayır, pek beğenmedim.
“Like” fiilinin geçişli bir fiil olduğunu unutma, yani fiil ile birlikte bir dolaysız nesne kullanman gerekir.
“Yes, I like” diyemezsin. Vereceğin yanıt “Yes, I liked it” ya da “Yes, I liked the movie” olmalıdır. Burada “it” ve “the movie” dolaylı nesnelerdir.
What did you think about the movie? (Film hakkında ne düşünüyorsun?)
Bu soru sana film hakkındaki fikrini sormaktadır. Şu ifadeleri kullanarak soruyu cevaplamaya başlayabilirsin:
- I thought that…
… olduğunu düşündüm.
- I felt like…
… gibi hissettim.
- It was + yukarıdaki sıfatlardan biri
- In my opinion…
Bence…
İşte kısa ve olumlu eleştiri almış (2017’de Oscar’a aday gösterilmiştir) bir film olan “Blind Vaysha” hakkında bir örnek fikir.
I thought that the movie was well done. The way the director used animation and paintings made the movie visually-stunning.
Fimin iyi yapılmış olduğunu düşündüm. Yönetmenin animasyon ve resimleri kullanma şekli filmi görsel bir şölene dönüştürdü.
I felt like the music added a lot of emotion to the movie, too. It was quite interesting.
Ben de müziğin filme çok fazla duygu kattığını hissettim. Oldukça ilginç bir filmdi.
Konuştuğun kişiye sana sormuş olduğu soruyu yönelterek sohbeti devam ettirebilirsin. Örneğin, “What about you? What did you think? Did you like it?” (“Sence nasıldı? Nasıl buldun? Beğendin mi?”)
What was it about? ([Filmin] konusu neydi?])
Bu soru ile filmin konusu ya da filmde neler olduğu sorulur. Bir filmde neler olduğu hakkında konuşurken filmin sonunu söylememeye özen göster!
Bu soruyu nasıl yanıtlamak istediğine bağlı olarak iki yanıt verebilirsin.
- Neler olduğunu anlat. Bunu yaparken, hikayedeki aksiyona vurgu yapmak için geniş zaman kipini kullanabilirsin. İşte “Blind Vayasha” filmi üzerinden bu soruya verilebilecek bir yanıt örneği.
There is a girl who sees only the past through one eye and the future through the other. She can’t see the present moment. The movie shows her troubles.
Bir gözüyle geçmişi ve diğer gözüyle de geleceği gören bir kız var. Şimdiki zamanı göremez. Film onun yaşadığı sıkıntıları gösteriyor.
- Konuyu anlat. Filmin teması hakkında konuşurken kendi yorumunun yanı sıra filmde yer verilen temel görüşleri de anlatabilirsin. İşte bunun geçmiş zaman kipi kullanan bir örneği (geniş zaman da kullanabilirsin).
The movie was about a girl who saw only the past through one eye and only the future through the other. But I actually think it was commenting on our society today and how we don’t take the time to be present in the moment.
Film, bir gözüyle geçmişi ve diğer gözüyle de geleceği gören bir kız hakkındaydı. Ama bence film günümüz toplumu ve şimdiki zaman için zaman ayırmayışımız hakkında eleştiri yapıyordu.
What else would you recommend? (Başka hangi [filmi] tavsiye edersin?)
Filmler hakkında bir sohbet sırasında konuştuğun kişinin bu sorusunu onun görmesi gerektiğini düşündüğün diğer filmleri söyleyerek yanıtla.
Ya da karşındaki kişinin hangi filmleri beğeneceğini düşündüğünü görmek için bu soruyu sorabilirsin.
İşte bu soruya verilebilecek cevaplara bazı örnekler:
- Since you liked “Blind Vayasha,” I’d recommend “Waking Life.”
“Blind Vayasha” filmini beğendiğine göre sana “Waking Life” filmini izlemeni tavsiye ederim.
- Give “Castaway” a try.
Bir de “Castaway” filmini dene.
- If you liked “Memento,” I think you’d really like “Eternal Sunshine of the Spotless Mind.”
Eğer “Memento” filmini sevdiysen bence “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” filmini gerçekten seversin.
- I don’t know. If you don’t like war movies, you might not like “Hurt Locker.”
Bilemiyorum. Eğer savaş filmlerinden hoşlanmıyorsan, “Hurt Locker” filmini sevmeyebilirsin.
İngilizce konuşmak için film izle! Artık filmler hakkında bir sohbet için sana yardımcı olacak tüm sözcükler, sorular ve yanıtları biliyorsun.
O harika aksiyon filmini izlerken soracağın soruları düşünmeyi unutma. Kısa sürede akıcı bir şekilde konuşmaya başlayacaksın!