
Zekice Yazılmış İngilizce Komik Hikayeler ile Aynı Anda Hem Gül Hem de Düşün
Çabuk, anadilinde en sevdiğin fıkrayı düşün.
Bunu düşünürken güldün mü?
Şimdi bunu İngilizceye çevir (evet, bir çeviri uygulaması kullanabilirsin).
Hala bu fıkrayı başkalarının komik bulacağını düşünüyor musun?
Muhtemelen hayır.
Mizah, cümle içerisinde kullanılan sözcüklerin anlamından çok daha fazlasıdır. Mizah, yaşadığımız yer ve bizimle olan kişilerle ilgilidir. Geçmişteki ve gelecekteki olaylarla ilgilidir.
Bir topluluğun komik bir şekilde ele alınan sorunları ile ilgilidir. Diğer bir deyişle, komik hikayeler kendilerini yaratan toplum ile ilgilidir.
Bir dilde iletişim kurmak için diğer kişinin ait olduğu toplumu tanımamız gerekir. Ve bunu yapmanın seni güldüren ve sonra da düşündüren İngilizce komik hikayeler okumaktan daha iyi bir yolu olamaz.
İngilizce Komik Hikayeler, İngilizce Konuşan Toplumlar Hakkında Sana Ne Öğretebilir
Dil öğrenimi sadece İngilizce sözcük ve yazım kurallarını öğrenmekle ilgili değildir, aynı zamanda İngilizce konuşan kişilerin kültürlerini de tanımayı gerektirir.
Bazı sohbetlerde tüm sözcükleri anlayabilir ama buna rağmen ne konuşulduğunu çözemeyebilirsin. İngilizce komik hikayeler okumak bu konuda ve diğer konularda sana yardımcı olabilir:
- Hicvi ayırt etmeyi öğrenirsin. Komik hikayeler genellikle hiciv içerir ve insanlar ya da toplumu eleştirmek için mizah kullanır. Bu da bir toplumun problemleri hakkında değerli bilgiler edinmene yardımcı olabilir ve sözcükler, deyimler ve fikirlerin İngilizce içeriğini anlamanı sağlar.
- Parodileri anlarsın. Bir parodi, mevcut bir hikaye ya da sanat eserinin taklidi olan ve orijinal eserle dalga geçen bir yapımdır. Bir kültürün popüler ve önemli edebi eserlerini ve bunların kusurlarını tek bir eserle hızla anlamana yardımcı olan bir yapımdır.
- Topluluk üyelerinin aralarındaki şakaları öğrenirsin. Her kültürün kendine has, gizli kuralları vardır. İnsanlar bunları deneyimleri yoluyla öğrenir ve bir yabancının bunları anlaması imkansızdır. Mizah da genellikle bu gizli espriler üzerine kurulur ve bunlar o toplumun aklının nasıl işlediğine dair sana fikir verir. Aslında, internette de bu gibi herkesin anlayamayacağı şakalar bulunur.
- Sana tarih hakkında bilgi verirler. Hiciv, parodi ve herkesin anlayamayacağı şakaların tümü geçmişte yaşanmış olan olayları üzerine kurulmuştur. Komik hikayeler sıklıkla bu olayların kendileriyle ilgilidir. Bunlar hakkında bilgi edinmek, o topluluğun tarihi ve nasıl geliştiği hakkında sana değerli bilgiler verir. (Aşağıdaki listenin sonundaki kitap bunun harika bir örneğidir.)
- Kelime oyunlarını nasıl kullanacağını ve fark edeceğini öğretirler. Kelime oyunları (puns), bir cümle içerisinde aynı anda iki şeyi ifade eder. Bunlar dil öğrenmeye yeni başlayanların her zaman anlayabilecekleri şeyler değildir ve genellikle birçok örneklerinin okunması veya dinlenmesi ile öğrenilirler. Bu yazı İngilizcede kelime oyunlarının kullanımından bahsetmektedir.
- Bunlar sıklıkla sosyal yorumlardır. Bu madde, yukarıdaki tüm maddelerin bir özeti niteliğindedir. İngilizce komik hikayeler, dünyadaki anadili İngilizce olan kişilerle gerçek bir iletişim kurmana yardımcı olmak için geçmişteki olayları, güncel konuları genel anlamda İngilizce konuşanlardan oluşan toplumu daha iyi anlamana yardımcı olur.
Gerçek İngilizce sohbetler gerçekleştirme hedefine ulaşmak istiyorsan FluentU sana komik kısa hikayeleri kullanabileceğin harika bir kaynak sunar. FluentU gerçek hayattan eğlenceli videoları alır—röportajlar, reklamlar, parodiler, komik vlog’lar, film fragmanları ve daha fazlası—ve bunları kişiselleştirilmiş dil derslerine dönüştürür. En iyisi ise iOS ve Android uygulamaları ile istediğin her zaman çalışabilecek olman.
Hem Zekice Düşünülmüş Hem de Sürükleyici 17 Komik İngilizce Hikaye
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
1. “Captain Underpants” yazan Dave Pilkey
Eğer hem basit hem de zekice yazılmış hikayelerden hoşlanıyorsan işte aradığın kitap bu. Bu hikaye, çizgi roman hazırlamaktan hoşlanan ve okullarında ünlü birer şakacı olan George ve Harold adında iki erkek çocuğu hakkında.
Günün birinde okul müdürü onları bir dizi şaka hazırlarken yakalar ve onları tehdit eder. Bir süre için onlara angarya işler yaptırır ama çok geçmeden çocuklar bundan kaçış yolunu bulur. Müdürü hipnotize ederler ve onu çizmiş oldukları bir süper kahramana dönüştürürler—Captain Underpants.
Bu hikaye, yetişkinler ve çocuklar arasındaki baskın ilişkiyi ortaya koymaktadır. Başlıca mizah kaynağı, başrol kahramanlarının bu ilişkiyi zeki bir planla tersine çevirmesi ve bununla eğlenmelerinden gelmektedir.
Bu kitap komik çizgi romanlar ve bazen mide bulandırıcı olsa da her zaman eğlenceli olabilen şakalarla doludur.
En komik alıntı:
“George ve Harold genellikle sorumluluk sahibi çocuklardı. Ne zaman kötü bir şey olsa, bundan genellikle George ve Harold sorumlu olurdu.”
2. “XO, OX: A Love Story” yazan Adam Rex
Gazeller ve öküzler arasındaki aşk ilişkisini az kişi merak etmiştir. Bu kitap, böyle bir ilişki mümkün olsaydı bundan kahkahanın eksik olmayacağını kanıtlıyor.
Bu hikaye, sevdalı ve dik başlı bir Öküzün ünlü bir Gazeli etkilemeye çalışmasını konu alıyor. Neşeli resimler de bu kitabın gerçekten hafızalara kazınmasını sağlıyor.
Çocuklara yönelik bir kitap olduğu düşünülebilir ama yetişkinler de karşılıksız aşk temasını anlayabilir ve yazarın dil ile oynama şeklini beğenebilir.
En komik alıntı:
“O kadar zarif ve iyisin ki. Kaplandan kaçarken dahi tıpkı kaplandan kaçan bir balerin gibisin.”
3. “Hunting Deceitful Turkey” yazan Mark Twain
Mark Twain, Amerikan edebiyatının efsanevi parçalarından biridir. En bilinen eserleri arasında “The Adventures of Tom Sawyer” ve “The Adventures of Huckleberry Finn” yer alır. Amerikan edebiyatındaki en komik hindi hikayesi olarak kabul edilen bu hikayede Twain, Şükran Günü Yemeği için bir hindi vurmaya çalıştığı gerçek bir olayı anlatır.
Bu hikaye onun bu başarısız denemesinin komik bir anlatımıdır ve Amerikan gelenekleri ve büyümek gibi konulara değinir.
Şükran Günü genellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da kutlanan bir tatildir ve tüm aile, yemekler ve sahip oldukları şeyler için minnettarlıklarını ifade etmek amacıyla birlikte yemek yer.
Genellikle bu ziyafetin ana yemeği hindidir ve Amerikalılar için özel bir anlama sahiptir.
Twain’in yaşadığı dönemde bu ziyafet için bir hindi avlamak, çocukların büyüdüklerinin bir işareti olarak görülürdü. Bu hikayede yazar, gün boyunca bir hindi tarafından nasıl aptal yerine koyulduğunu ve günün sonunda yemekte nasıl sadece domates yiyebildiğini anlatır. Bu kuşun davranışının detaylı gözlemleri ve Twain’in abartılı tanımlamaları bu hikayeye gerçek bir klasik haline getiriyor.
1906 senesinde yazılmış olduğu için günümüzde o kadar sık kullanılmayan bazı sözcükler okuyabilirsin. Örneğin, “swindler” sözcüğü modern İngilizcede “cheat” ya da “fraud” (üçkağıtçı) sözcükleriyle değiştirilebilir. Benzer şekilde, “ostensibly” sözcüğü “apparently” (görünüşte) anlamına gelir ve muhtemelen göründüğü gibi olmayan bir nesne ya da kişiyi ifade etmek için kullanılır. “Beguiled” sözcüğü ayartmak ya da aldatmak anlamında kullanılır ve “shabby” ise pasaklı demenin başka bir yoludur.
En komik alıntı:
“Anne hindi bir çağrıya yanıt verir ve bu çağrıyı kabul etmekle hata ettiğini görür, anne kekliğin yaptığını yapar—önceki bir olayı hatırlar ve sakatmış gibi yaparak aksak yürümeye ve güçlükle yürümeye başlar ve aynı zamanda görünürde olmayan çocuklarına “Eğilin, kımıldamayın, kendinizi göstermeyin; bu pasaklı üçkağıtçıyı buralardan uzaklaştırır uzaklaştırmaz döneceğim.”
4. “Let’s Pretend This Never Happened: A Mostly True Memoir” yazan Jenny Lawson
Daha önce hiç bulunduğun topluma uyum sağlayamadığını hissettin mi? Tuhaf, garip, acayip olduğunu düşündüğü ya da sadece kafanın karıştığı oldu mu? Bu kitabın yazarı tüm hayatı boyunca böyle hissetti. Yazar hem komik hem de aydınlatıcı bir masal anlatır. Ve kim olduğumuzun ne anlama geldiğini keşfetmeye çalışır.
Bu hikayenin verdiği ana mesaj, bizi utandıran anların (hiçbir zaman olmamış gibi yaptıklarımızın) bizi tanımlayan şey olduğudur. Okula bir kuş kostümüyle gelen kız kardeşinin, onun için bir mesaj panosu gibi olan kedisinin ve hem derin hem de komik olan ilişkisini anlatırken yazar hepimiz için önemli olan ciddi konulara değinmeyi başarır.
Eğer hala ikna olmadıysan önce The Washington Post tarafından yazılmış bu yazıyı oku.
En komik alıntı:
“Sevgili Victor: Vay canına. İşler … gerçekten kontrolden çıktı. Bu kediyi bir barış teklifi olarak gönderiyorum. Duvarlara kız kardeşim hakkında yazmış olduğun her şey için seni affediyorum ve benim “devasa kalçalarım” hakkında yazdığın şeyleri de göz ardı edeceğim (geri kalanı için kediyi çevir) çünkü seni seviyorum ve sana ihtiyacım var. Seni kediler üzerine yazılmış notlar gönderecek kadar başka kim sevebilir? Kimse, tabi ki. Ayrıca, kedinin sol bacağına düğünümüzden bir fotoğraf ekledim. Mutlu gözüküyor muyuz? Yine öyle olabiliriz.”
5. “The Woman Who Went to Bed for a Year” yazan Sue Townsend
Hikayenin kahramanı Eva ailesiyle sorunlar yaşamaktadır. Çocuklar okula gittiklerinde yatağına uzanır ve yataktan çıkmaz. İlgisiz kocasının ev işlerini görev edinmiş karısı olmayı reddeder. Ayrıca, umursamaz çocuklarının da ideal annesi olmayı da bırakır.
Çok geçmeden beklenmedik şeyler olmaya başlar ve evde yaşayan herkesin gerçek yüzü açığa çıkar.
Bu roman komiktir ama aynı zamanda geleneksel aile rollerini de sorgular. Daha detaylı bir eleştiri için The Guardian’ın bu değerlendirmesini oku.
En komik alıntı:
“Brian fotoğrafı eski bir İncil içinde sakladı. Onun orada güvende olacağını biliyordu. Bu kitabı şimdiye kadar kimse açmamıştı.”
6. “Em and the Big Hoom” yazan Jerry Pinto
Delilik genellikle son derece klinik bir konu olarak görülür. Deliler soğuk ve gizemli kişilerdir. Genellikle bu zihinsel sorunlarına indirgenirler ve insanlıkları göz ardı edilir.
Bu roman, şizofreni hastası bir kadının hikayesini anlatır. Anlatıcı ise bu kadının oğludur ve neler olduğunu anlamaya çalışır ve aynı zamanda ailesinin geçmişini de keşfeder. Neşeden üzüntüye ve yorgunluğa her türlü duyguyu içerir.
Karakterlerin özgünlüğü, aile hakkındaki gözlemler ve onların Em, yani anne ile baş etmekte kullandıkları yöntemler bu kitabı komik yapan şeydir. Ama bu kitap hiçbir zaman çok basit bir hal almaz ve tüm karakterlerin insani yönünü korur. Kitap hakkında bir eleştiri yazısını buradan okuyabilirsin.
En komik alıntı:
“Açıkçası, anlamıyorum Zen. Düzgün bir yanıt vermediğinde ya da kaba konuştuğunda insanlar aydınlanıyormuş gibi görünüyor.”
7. “The Sellout: A Novel” yazan Paul Beatty
Bu eser, 2016 senesinde prestijli Man Booker Ödülünü almış bir hicivdir. Bu, orta sınıftan bir ailede büyümüş Afrika kökenli Amerikalı kahraman hakkındaki zeka dolu bir hikayedir. Yalnız bir baba tarafından büyütülen hikayenin kahramanı hayatının daha iyi olması için hayaller kurmaktadır. Ama babası bir çatışma sırasında polis tarafından öldürüldüğü zaman radikal bir adım atmak ister.
Bu roman oldukça komik ve Amerikan toplumunun derinliklerine iniyor. Dünyanın birçok yerinde tanınmış ödüller kazanmış olmasının nedenini merak ediyorsan bu eleştiri yazısını oku.
En komik alıntı:
“Eğer New York “hiçbir zaman uyumayan şehir” ise Los Angeles da “her zaman koltukta kendinden geçmiş yatan şehirdir.”
8. “How to Build a Girl” yazan Caitlin Moran
Bu hikaye, yenisini inşa etmek için 14 yaşındaki bir kızı öldürmek hakkındadır. Bu gerçek anlamda cinayet ile ilgili değil, daha ziyade bir kız çocuğu olarak büyümek hakkındaki bir hikaye.
Hikayenin kahramanı, hayatını değiştirmeye karar verdiği zaman ismini Dolly Wilde olarak değiştiren Johanna’dır. Olmak istediği kadın haline gelme yolunda oldukça özel bir yolculuğa çıkar. Bu, özgür olmak ve bunun ne anlama geldiği hakkında oldukça akıllıca yazılmış bir hikaye.
Hakkında muhteşem bir eleştiri yazısını buradan okuyabilirsin.
En komik alıntı:
“Eğer kimse izlemiyorsa içki içmenin bir anlamı yok.”
9. “Something Fresh” yazan P.G. Wodehouse
P.G. Wodehous’un romanları en az bir İsveç peynirinde bulunan delik sayısı kadar beklenmedik durum ve komik karakter ile doludur. Bu hikayede ise değerli bir sanat eserinin Bay J. Preston Peters’ın şatosundan çalınmasıyla olaylar gelişir. Dedektifler, kimlik hırsızları ve yanlış giden evlilikler hikayeyi süsler.
Bu bir klasik olmanın yanı sıra hiçbir zaman eğlenceli ve ilginç olmaktan ödün vermeyen basit bir hikayedir. İşte bu romanın kısa bir değerlendirmesi. Aşağıdaki alıntıda geçen “centilmenlik” sözcüğü genellikle erkeklerin kadınlara karşı kibar tavırlarını ifade etmektedir.
En komik alıntı:
“Bana bir zamanlar beslediğim yaşlı kediyi hatırlatıyorsun. Ne zaman bir fare yakalasa onu çizim odama getirir ve sevgi ile ayaklarımın dibine bırakırdı. Bu kadavrayı dehşet içinde reddeder ve onu geri çevirirdim, ama yine bu mide bulandırıcı armağanı ile geri gelirdi. Ona bir türlü bana iyilik yapmadığını anlatamazdım. Yakaladığı fare onun için o kadar önemliydi ki onu istemediğim gerçeğini fark etmesi imkansızdı.
Sen de gösterdiğin centilmenlikle aynı şeyi yapıyorsun. Bana ölü fareni ikram edip durman çok nazik; ama gerçek şu ki onunla yapacak bir şeyim yok. Sadece bir kadın olduğum için başkalarının iyiliğini kabul edecek değilim.”
10. “The Eyre Affair” yazan Jasper Fforde
Bu kitap, İngiltere’de geçen fantastik türde bir kitaptır. Jane Eyre dünya tarihindeki en ünlü kadın kurgu kahramanlarından biridir, kaçırılmıştır ve öldürülmek üzeredir. İş işten geçmeden önce onu kurtarması için bir dedektif görevlendirilir.
İnsanları gerçek anlamda romanların içine girebildikleri, zamanda yolculuğun gerçek olduğu ve insan klonlamanın eşya satın almak kadar kolay olduğu bir dünyada geçiyor. Bu roman, bir diktatör yönetimi altındaki bir toplumdan bahsederken komik olmayı başarabiliyor.
İşte bu kitabın kısa bir değerlendirmesi.
En komik alıntı:
“Senin yerinde olsam söylediğim hiçbir şeye inanmazdım. Ve buna şimdi sana söylediğim şey de dahil.”
11. “The Lumber Room” yazan Saki
Yetişkinler sıklıkla çocuklara aklı fazla çalışmayan insanlar gibi davranır. Bu hikayede Saki bizi kuralcı halasını kolaylıkla kandırabilen ve hikaye boyunca onu aklıyla yenen Nicholas’ı bize tanıtıyor.
Nicholas, içinde bin bir türlü tuhaf şey depolanmış olan eski eşya odasına her zaman hayranlık duyar ama bu odaya çocukların girmesine izin yoktur. Bu hikaye, Nicholas’ın sadece bu odaya girmeyi başarmakla kalmayıp aynı zamanda halasıyla arasındaki itaat ilişkisini de tersine çevirmeyi başarıyor.
Saki sadece komik olmakla kalmayan, içinde bulundukları durumu değiştirmek için akıllarını da kullanan karakterler hakkında yazmasıyla meşhurdur.
Bu hikayeyi okurken anlamakta zorlanacağın bazı sözcükler bulabilirsin. Örneğin, “obsitinacy” inatçılık ya da dik başlılık anlamına gelirken “debarred” sözcüğü de birisini mahrum bırakmak ya da bir şeyi yasaklamak anlamına gelir.
En komik alıntı:
“Ama o sabah, içinde bir kurbağa olduğu gibi görünürde saçma bir bahane ile ekmek lapasını yemeyi reddetmişti. Daha yaşlı ve daha zeki ve daha iyi insanlar ona ekmek lapası içerisinde bir kurbağa olamayacağını ve saçma sapan konuştuğunu söylemişlerdi; buna rağmen en büyük saçmalıkmış gibi görünen şeyi söylemeye devam etti ve bu sözde kurbağanın rengi ve çizgilerini büyük bir detayla anlattı.
Vahim olan şey ise, Nicholas’ın lapasının içinde gerçekten de bir kurbağa olmasıydı; onu oraya kendisi koymuştu, bu nedenle de onun hakkında bir şeyler bilmenin hakkı olduğunu düşündü.”
12. “The Crocodile” yazan Fyodor Dostoyevsky
Ivan Matveich, karısı ve bir arkadaşıyla bir timsah görmeye gittiği zaman timsah onu canlı canlı yutar. Kendini timsahın midesinde o kadar rahat hisseder ki çıkmayı reddeder. Bunu takip eden şey ise bir klasik haline gelmiş olan bu komik hikayedir.
Orijinal olarak 1865’te Rusya’da yayımlanmış olan bu kitapta bazı sözcükler kulağına tuhaf gelebilir. Örneğin, “arcade” eski zamanda insanların eğlence amaçlı gittikleri üstü kapalı bir pasajı tanımlamak için kullanılan sözcüktü.
En komik alıntı
“Sapasağlam,” diye yanıtladı Ivan Matveitch, “ve çok şükür tek bir çizik bile olmadan yutuldum. Beni rahatsız eden tek şey, müdürlerimin bu olayla ilgili olarak alabilecekleri tutumdur; çünkü yurtdışına çıkma iznini aldıktan sonra kendimi bir timsahın içinde buldum ki bu akıllıca olmak dışında her şey olabilir.”
13. “The Nose” yazan Nicholas Gogol
“The Nose,” burnu yüzünü terk eden ve kendi hayatını kurmaya karar veren Kovalyov adlı bir adam hakkındaki hicivli bir hikayedir. Gülünç bir takım olay sonunda burun gerçekten de resmi kademe bakımından Kovalyov’u geçer ve artık devlette onun yöneticisidir.
Bu hikaye 1836’da yazılmıştır ve o dönemin sosyal statüyü takıntı haline getirmiş Rus toplumunu yermektedir. Diğer hikayelerde olduğu gibi burada da modern İngilizcede nadiren kullanılan bazı sözcükler okuyacaksın. “Propriety,” görgü ve sosyal kurallara uygun hareket anlamına gelen bu gibi sözcüklerden biridir.
En komik alıntı
“Burun Belediye Başkanına baktı ve biraz surat astı.”
14. “The Ransom of Red Chief” yazan O. Henry
İki adam bir erkek çocuğunu kaçırır ama çocuk o kadar yaramaz çıkar ki sonunda çocuğu babasına geri verirler ve üstüne aileye kendi paralarını da verirler.
Olayların bu şekilde gülünç gelişmesiyle O. Henry bir kez daha nesiller boyunca hatırlanacak bir hikaye yaratmış olur.
En komik alıntı:
“Eğer yaramazlık yaparsan” bana bak, “Seni doğru evine götürürüm. Söyle bakalım, uslu duracak mısın?” (Bunu söyleyen çocuğu kaçıran kişidir.)
15. “Three Men in a Boat” yazan Jerome K. Jerome
Bu kitabın ilk başta ciddi bir biyografi olması planlanmıştı, ama komik unsurlar çok geçmeden ağır bastı ve yazar bunu komik bir hikaye olarak yayınlamaya başladı.
Bu kitap, İngiltere’de Thames Nehri üzerinde bir tekne gezisine çıkan üç adamı anlatır ve bu yolculukta karşılaştıkları komik şeyleri betimler.
İşte bu kitabın eksiksiz bir değerlendirmesi.
En komik alıntı:
“George, onu uyandırdıkları ve saat ikide kapı dışına koydukları zaman her gün saat on ile dört arasında bir bankta uyur.”
16. “A Confederacy of Dunces” yazan John Kennedy Poole
Bu roman, gülünç bir şapka takan şişman bir adam olan Ignatius Reilly hakkındadır. Hikayede bir papağan saldırısı, bir kız arkadaşı etkilemek için isyan çıkarma ve birçok kaza da dahil olmak üzere çeşitli olaylar olur. Bu kitap, yazarı hayata veda ettikten sonra yayınlanmış ve Pulitzer Ödülü kazanmıştır.
Başlığından da anlayacağın üzere bu roman ileri seviyedeki İngilizce öğrencileri için idealdir. “Dunce” sözcüğü odun kafalı anlamına gelirken “confederacy” sözcüğü de birlikte çalışmak için anlaşmış insan topluluğu ya da konfederasyon anlamına gelir.
En komik alıntı:
“Ya akranlarıma katılırım ya da hiç kimseye. Hiçbir akranım olmadığına göre kimseye katılmam.”
17. “Puckoon” yazan Spike Milligan
Puckoon 1924 yılında geçen bir roman. Bu sene İrlanda, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti olarak ikiye ayrıldı. Kitabın tarihsel arka planını buradan okuyabilirsin.
Bu romanda, yeni kurulan iki ülke arasındaki sınır Puckoon adlı bir köyün tam ortasından geçer ve bir evi ikiye böler. Bunu takip eden olaylar ise türünün en iyi örneklerinden bir olduğu kabul edilen komik bir maceradır. Hikayenin kahramanı o kadar tembeldir ki, onun bu hikayede bir şey yaptığından emin olmak için anlatıcının araya girmesi gerekir.
En komik alıntı:
“Birçokları susuzluktan ölür ama İrlandalılar susuzluk ile doğar.”
Bu İngilizce komik hikayeleri okuduktan sonra umarım sadece iyi vakit geçirmekle kalmayacak, aynı zamanda İngilizce konuşmalarına da biraz mizah katabileceksin.
Dhritiman Ray bilim kurgu, şiir ve kurgusal olmayan düz yazı yazarıdır. Eğitim, psikoloji ve yaşam tarzı gibi konular üzerine uzmanlaşmıştır. Daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın.