
İngilizce Kelimelerin Kökenlerini Biliyor Musun? Etkileyici Hayat Hikayelerine Sahip 16 İngilizce Kelime
Sana kelime kökenleri sayesinde aynı anda birden fazla İngilizce kelimeyi birden öğrenebileceğini söylesek, ne düşünürdün?
Tek yapman gereken küçücük bir İngilizce kelimeyi öğrenmek ve—abra kadabra! —Puf!—Artık iki, üç, hatta on yeni kelime daha biliyorsun! Vay canına! İngilizce, Türkçe, artık hangi dili konuştuğun o kadar da fark etmiyor, İngilizce kelimeleri hızla anlıyorsun.
Bu ne sihir, ne keramet… Tek yapman gereken, kelimelerin kökenlerini ve bu kökenlerin tanımlarını öğrenmek.
Bir kelimenin kökeni, o kelimenin aslen geldiği dildir. İngilizcede aslen başka dillerden gelen pek çok kelime var. Bazıları yıllar geçtikçe değişmiş, bazıları hemen hemen aynı kalmış. Yeni bir kelime öğrendiğinde, o kelimenin nereden geldiğini de öğrenmelisin!
Peki, ama bu İngilizce kelime dağarcığını ikiye ya da üçe katlamana nasıl yardımcı olacak?
Genellikle bir kelime başka bir dilden İngilizceye geçtiğinde, İngilizcede pek çok yeni biçim alır. Bu yeni İngilizce kelime başka İngilizce kelimelerle bir araya gelir ve bu kombinasyonlar pek çok yeni kelime üretirler. Ancak bu kombinasyonların hepsi orijinal kelimeyle ilişkilidir! Eğer orijinal kelimeyi bilirsen, bütün kombinasyonları anlarsın.
Ne kadar çok kökeni, kelime kökünü ve bunların anlamlarını öğrenirsen, bu kelimelerin İngilizce ne kadar farklı biçimde ve ne kadar çok kullanıldığını o kadar iyi göreceksin.
Kelime öğrenme sürecine yalnızca bir adım daha ekleyerek—yani, kelime kökenlerini öğrenerek—genel olarak İngilizceyi daha iyi anlayabilirsin. İşte bu sihirli bir şey.
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
İngilizce Sürekli Büyüyen bir Dil
Daha geçenlerde, Oxford English Dictionary, yani Oxford İngilizce Sözlüğü sözlüklerine 500 yeni kelime ve söz öbeği ekledi. Bu 500 kelime sözlüğe bütün bir yılın sonunda eklenmedi—İngilizce, sadece üç ay içinde resmen tanınan 500 yeni kelime kazandı! Son günlerde İngilizceden Türkçeye geçen kelimeleri bir düşünsene, belki bu sayı Türkçe için daha da fazladır!
İngilizce yaşayan bir dil. Bu da, dilin sürekli büyüdüğü ve değiştiği anlamına geliyor. İngilizceyi ve dilin büyümesini pek çok şey etkiliyor, fakat bir sözcük ne kadar yeni ya da eski olursa olsun, muhtemelen orijinal kökenini veya dile ne zaman kabul edildiğini bulabiliriz.
İster fleek kelimesi (“iyi” anlamına geliyor, 2003 yılından) olsun, ister fleet (“gemi filosu, donanma” anlamına geliyor, 1200 yılından), çoğu İngilizce kelime başka bir yerden gelmiştir.
Kimi kelimeler başka dillerden ödünç alınıp İngilizceye olduğu gibi ya da ufak değişikliklerle geçirilir, İtalyancadan gelen pizza ve zucchini (kabak) kelimeleri gibi. Kimi başka kelimeler ise çok daha fazla değişir ve neredeyse tanınmaz hale gelir, İngilizcede peace (barış, huzur) kelimesine dönüşen Latince pax kelimesi gibi.
Fakat bir kelime orijinal halinden, kökeninden ne kadar farklı olursa olsun, nereden geldiğini bilmek İngilizceyi daha iyi öğrenmene yardımcı olacaktır.
Kelime Kökenlerini Öğrenmek İngilizceni Geliştirmene Nasıl Yardımcı Olur
Yeni bir kelime öğrendiğinde, o kelimenin farklı formlarını ve farklı zamanlarda kullanılan hallerini de öğrenmek aklına geliyor mu? Nihayetinde, “to see” (görmek) kelimesini bilmek geçen hafta gördüğün bir şeyden bahsetmek istediğinde yeterli olmaz. “To see” fiilini farklı zaman formlarında kullanabilmen gerek, örneğin: “I see” (Görürüm), “I saw” (Gördüm), “I’m going to see” (Göreceğim) ve “you’ve seen” (Gördün). Aynı fikri kelime kökenlerine de uygulayabilirsin.
Bir kelimenin kökenini öğrendiğinde, aynı kökeni başka bir kelimede de görebilirsin. Böyle bir durumda, bu yeni kelimenin temel anlamını da anlayabilirsin.
Örnek olarak şu kelimelere bakalım:
Transport (Ulaşım)
Transgress (İhlal etmek, sınırı aşmak, karşı gelmek)
Transaction (İşlem, hareket, muamele, alışveriş)
Bu kelimelerde ortak bir şey fark ettin mi? Bu kelimelerin hepsinde trans var ve bu kelime “karşısında, karşıdan karşıya, bir uçtan öbür uca” anlamlarındaki Latince kelimeden geliyor. Kelimelerin tam anlamlarını bilmesen de, bu kelimelerin karşıya geçmekle ilgili olduklarını çıkarabilirsin.
Şimdi, kelimelerin diğer kısımlarının tek başlarına taşıdıkları anlamlara bakalım:
Port — Taşımak
Bu durumda, transport fiilinin bir şeyi bir uçtan öbür uca taşımak anlamına gelmesi mantıklı, değil mi? Örneğin, bir otobüs insanları bir şehirden diğerine taşıyabilir. Bir uçak insanları bir ülkeden diğerine taşıyabilir. Bu durumlar için to transport fiilini kullanabiliriz.
Gress — Gitmek
To transgress, bir sınırı geçmek, bir kuralı ya da kanunu ihlal etmek anlamına geliyor.
Action — Yapmak
Transaction genellikle bir alışveriş ya da değiş tokuş içerir. Örneğin, yeni bir gömlek almak üzere kasiyere para verdiğinde, bu bir transaction’dır.
Bu bilgiye dayanarak muhtemelen bu İngilizce kelimelerin anlamlarını sen de çıkarabilirdin. Sözlük açmayı bile düşünmeden ne kadar çok şey bildiğimizi fark ettin mi? Hepsi kelime kökenlerini bilmemiz sayesinde!
Kökler, Ön ekler ve Son ekler
İngilizce sözcükler genellikle köklere, ön eklerin ve son eklerin eklenmesiyle oluşturulur.
Ön ekler, (İngilizcede “prefix”) kelimelerin başına eklenirler. Bicycle (bisiklet) kelimesindeki bi, “iki” anlamına gelen bir ön ektir (iki tekerlekli anlamı verir).
Son ekler, (İngilizcede “suffix”) kelimelerin sonuna eklenirler. Endless (sonsuz) kelimesindeki less, “-siz, -sız” anlamı katan bir son ektir (Bu yüzden endless, “sonsuz” anlamına geliyor).
Bir kelimedeki bütün ön ekleri ve son ekleri çıkarttığında, geriye kelimenin kökü (root) kalır ve bu kısım kelimeye asıl anlamını veren kısımdır. Yukarıdaki kelimelerde cycle ve end kısımları kelimelerin kökleridir.
Köklerin anlamlarını değiştirmek ve yeni kelimeler üretmek için köklere ön ekler ve son ekler eklenir. Örneğin, hand (el) kök kelimesinden unhand (elinden bırakmak, serbest bırakmak), handout (bağış/el ilanı) ve hatta handsome (yakışıklı) kelimeleri türeyebilir.
Bu üç kelimenin de farklı anlamları var, ama hepsi bir şekilde hand, yani el kelimesiyle ilişkili. İlk iki kelime el kelimesiyle bağlantılı görünüyor, peki, ya yakışıklı anlamına gelen handsome kelimesinin el anlamına gelen hand ile ne gibi bir bağlantısı var? Çok uzun zaman önce, handsome kelimesinin anlamı “elle kolay tutulur, kolay idare edilir”miş, zamanla bu terim takdir edilen kişiler için kullanılır olmuş.
Bunun gibi kökleri ve kelime kökenlerini anlamak, yeni İngilizce kelimeleri ve hatta neden taşıdıkları anlama geldiklerini anlamanı kolaylaştırır. Bir daha içinde hand olan bir kelime görürsen, sözlüğe bakmadan anlamını çıkartmaya bir adım daha yaklaşmış olacaksın.
Yaygın Kullanılan 16 İngilizce Kelimenin İlginç Kökenleri
Aşağıda yalnızca 16 kelime var. Bu 16 kelimeden, 30‘un üzerinde başka kelimenin de anlamını öğrenmiş olacaksın! Her bir kelimenin kökenini öğrenince, bu kelimeleri başka sözcüklerin içinde de görüp tanımaya başlayacaksın.
İngilizce kelime köklerinin çoğu Latinceden ve Yunancadan gelir. Fransızca ve Almanca gibi başka dillerden gelen bazı İngilizce kelimeler bile aslen Latincedir —yani önce Latincede olan bu kelimeler zamanla Fransızcaya ya da Almancaya geçmiş ve daha sonra İngilizceye girmişlerdir.
Bu listedeki çoğu kelime İngilizceye girmeden önce birkaç dilden daha geçmişlerdir, fakat biz bunların yalnızca temel kökenlerine odaklanacağız.
“İlgili kelimeler” bölümlerinde, bu kökenlerden faydalanarak öğrenebileceğin başka kelimelere birkaç örnek vereceğiz. Fakat buradakilerden çok çok daha fazla kelime olduğunu unutma. En ilgili kelimeler kendi kökenlerine de ayrılıyor, açıklanıyor ve sonra parantez içinde belirtiliyor.
Örneğin, eğer “together (birlikte) (sym),” kelimelerini görürsen, “together” kelimesinin ve “sym” kökünün “birlikte”anlamına geldiğini anlamalısın. Bu kadar basit!
Şimdi sıra kelimelerde!
Yunanca
1. Phone
Anlam: Telefon
Köken: İngilizcedeki phone kelimesi de aslında telephone’un kısaltmasıdır ve bu kelime, Yunanca ses anlamına gelen (phon) ve uzak anlamına gelen (tele) sözcüklerinden meydana gelmiştir.
İlgili Kelimeler: Homophones (eş sesliler), sesleri (phon) aynı (homo) olan fakat farklı şekilde yazılan kelimelerdir, hear (duymak) ve here (burada) gibi. Eğer güzel şeyler duymaktan hoşlanıyorsan, güzel bir ses (phon) oluşturmak için together (birlikte) çalınan enstrümanlar sayesinde ortaya çıkan symphony (senfoni) hoşuna gidebilir.
2. Hyper
Anlam: Hyper olarak tanımlanan kişi oldukça enerjik ve canlıdır; hyper, çok, aşırı anlamlarına gelir.
Köken: Hyper aslında hyperactive kelimesinin kısaltmasıdır ve bu kelime Yunancada üzerinde, ötesinde anlamlarına gelen (hyper) ve Latincede yapılan şey, eylem anlamına gelen (act) kelimelerinden meydana gelir.
İlgili Kelimeler: Biri dünyaları yiyebilirim dediğinde, o kişinin durumu abarttığını bilirsin; buna, yani bu tür abartı/mübalağalara İngilizcede hyperbole denir—gerçeği esnetme, bir şeyi çok uzağa (hyper) atmak (bole) gibi. Hyperventilate kelimesi de, insanın başını döndürecek kadar çok (hyper) -fazla sık ve derin- nefes almak (ventilate) demektir.
3. Sync
Anlam: Birkaç şey birden aynı anda ya da aynı şekilde gerçekleştiğinde, in sync, yani eşzamanlı ya da uyumlu olarak gerçekleşmiş olurlar. Sync kelimesi, synchronize (senkronize (etmek)) kelimesinin kısaltmasıdır, fakat bugünlerde tek başına fiil olarak kullanılıyor (hatta telefon uygulamalarında bile dosyalarının güncel olmasını sağlamak için sync özelliği vardır).
Köken: Sync, Yunancada beraber, birlikte, bir arada anlamına gelen bir kelimeden geliyor (sym or syn).
İlgili Kelimeler: Synopsis (sinopsis) bir filmin ya da tiyatro oyununun özetidir. Herkesin anlamı bir arada (syn) görmesinin (opsis) bir yoludur. Aslına bakarsanız, synopsis (sinopsis) ve summary (özet) kelimeleri synonym’dir (eş anlamlı), yani aynı (syn) anlamı taşıyan fakat farklı bir sesi ya da ismi (onym) olan kelimelerdir.
Sinopsiste oyuncuların lip-sync (playback, Türkçeye geçmiş haliyle pleybek) yaptığı yazıyorsa o oyundan uzak durun! Bu, oyuncuların dudaklarını (lip) müzikle birlikte (syn) oynattıkları anlamına gelir, yani şarkıyı kendilerini söylemeyip kayıttan çalan vokale uyumlu bir şekilde dudaklarını oynatırlar.
4. Air
Anlam: Hava, yani etrafımızı kaplayan, atmosferi oluşturan görünmez gaz. Hava olmadan nefes alamayız!
Köken: Air kelimesi İngilizceye girmeden önce birkaç dilden birden geçmiş, fakat muhtemelen Yunancada nefes almak ya da üflemek anlamlarında gelen aer kelimesinden geliyor. Aslına bakarsanız hem aer hem de air sözcüklerini kullanan kelimeler görebilirsin.
İlgili Kelimeler: Airplane (uçak) havada (air) uçan görece düz bir objedir (plane). Uçaklar aerodynamic (aerodinamik) nesnelerdir, yani uçuşlarına güç sağlamak (dynamic) için havayı (aer) kullanırlar. Uçaktayken aşağı bakmayı unutma, zira aerial (havasal) manzaralar şahane olur!
Latince
5. Dense
Anlam: Yoğun, koyu, sıkı. Örneğin, sis bazen öyle yoğun (dense) olur ki, önünü göremeyebilirsin.
Köken: Dense, Latincede kalın anlamına gelen (densus) sözcüğünden gelir.
İlgili Kelimeler: Buharlaşmış su molekülleri bir araya geldiklerinde (con) ve damlalar oluşturacak kadar yoğunlaştıklarında (dens), condensation (buğu) görürüz. Density (yoğunluk/öz kütle) bir şeyin ne kadar fazla yoğunlukta (dens) dolu olduğunun ölçüsüdür, tek bir yerdeki insanlar ve şeyler gibi.
6. Finish
Anlam: Bitirmek.
Köken: Finish (bitirmek) kelimesi Latincede son anlamına gelen finis kelimesinden gelir. Pek çok sözcükte bu fin olarak kısaltılır.
İlgili Kelimeler: Define (tanımlamak) anlamındaki kelimeyi bir düşünelim. Muhtemelen İngilizce öğrenirken pek çok kelimeyi tanımlamışsındır, yani bu sözcüklerin anlamlarına sözlükten bakmışsındır. Anlama eksikliğine bir son (hem de hem de fin) verdiğini de söyleyebiliriz! Merak etme, İngilizcede finite (sınırlı) sayıda sözcük var; finite, bir limiti ya da sonu (fin) olan şey anlamına gelen bir isim (ite). Eğer İngilizce infinite (sınırsız, sonsuz) olsaydı — (in) sözcüğe “-siz,-sız” anlamı katıyor— sonsuza kadar bu dili öğrenmek zorunda kalırdık!
7. Form
Anlam: Türkçede de kullanılan form kelimesi isim haliyle şekil, biçim, fiil haliyle ise şekillendirmek, biçimlendirmek, oluşturmak, anlamlarına gelir.
Köken: Form kelimesi Latince kalıp anlamına gelen (forma) ve biçim vermek/oluşturmak anlamına gelen (formare) kelimelerinden gelir.
İlgili Kelimeler: Pek çok okul ve iş yeri insanların üniforma giymesini ister. Üniforma kelimesinin Türkçeye de nereden geçtiğini artık tahmin edebilirsin çünkü bu kelimenin İngilizcesi uniform‘dur, yani, aynı görünen veya tek bir (uni) stile, ya da biçime (form) sahip olan giysiler. Giyilecek giysiler konusunda sıkı kuralları olmayan yerlere informal (rahat, teklifsiz, gayriresmî) diyebiliriz, yani, belirli bir biçimi (form) olmayan (in).
8. Letter
Anlam: Letter kelimesinin İngilizcede iki anlamı vardır: Harf ve mektup.
Köken: Latincede bu kelime littera şeklindeydi ve bu Latince sözcüğün lit ve liter kısımları pek çok İngilizce kelimede görülüyor.
İlgili Kelimeler: Eğer bu cümleyi okuyorsan, sana literate (okuryazar) diyebiliriz—yani okumayı (liter) biliyorsun. Muhtemelen literature (kitaplar, edebiyat, literatür) okuyorsundur ve umarız ki kurguları fazla literally (gerçek anlamıyla, kelimenin tam anlamıyla, kelimesi kelimesine) düşünmüyorsundur. Bütün bu kelimeler liter kökünün farklı formları, fakat son ekleri sayesinde okuyan birine (literate), var olan bir şeye (literature) ve bir şeyleri harfiyen yerine getirmeye (literally) dönüşüyorlar.
9. Part
Anlam: Part kelimesi isim olarak bir bütünün parçası, bir kısmı, yani tam olmayan ya da tamamlanmamış bir şey anlamına gelir. Fiil olarak ise bölmek, ayırmak anlamına gelir.
Köken: Bu kelime Latincedeki partire veya partiri kelimesinden gelir ve bu kelimeler bölmek, paylaştırmak anlamlarındadır.
İlgili Kelimeler: Impartial (tarafsız) olan bir kişinin bir konu hakkında fikri yoktur (im), yani tartışmanın hiçbir kısmında yer almaz (yer almak sözünün İngilizcedeki karşılığı da take part in‘dir). Apartment (apartman dairesi) bir binayı daha küçük parçalara bölmenin (part) sonucunda (ment) ortaya çıkar. Jeopardy (tehlike) kelimesi de, orijinal tanımına göre, eşit parçalara ayrılmış (part) oyun (jeo) demekmiş!
10. Voice
Anlam: Voice kelimesinin isim hali insana özgü ses, konuşma sesi demektir. Fiil hali ise bir fikri seslendirmek, yani ifade etmek biçiminde kullanılır.
Köken: Bu kelimenin Latince hali vox’tur, seslenmek, çağırmak anlamlarındaki Latince kelime ise vocare. Bu birbiriyle bağlantılı iki kelime, İngilizcede konuşma ya da insan sesiyle ilgili pek çok kelimenin kökenidir. Kelimeler genellikle voc veya vok köklerini içerirler.
İlgili Kelimeler: Advocate (avukat/savunucu) bir davayı ya da insanı desteklemekte kendisine yardımcı olmaları (ate) için birilerini çağıran (voc) kişidir. Provoke (kışkırtmak, provoke etmek) kelimesi ise, birini öne (pro) çağırıp (vok) o kişiye onu kızdıracak şekilde meydan okumaktır.
Eski Nors Dili
11. Loft
Anlam: Çatı katı.
Köken: Eski Nors Dilinde hava ve gökyüzü anlamına gelen kelime olan lopt, İngilizcede loft olarak yazılmış.
İlgili Kelimeler: Aloft (havada, yukarıda) kelimesi yukarıda, içinde (a) ve hava (loft) kelimelerinden meydana gelir. Lofty (çok yüksek, ulu, yüce), loft kelimesinin sıfat formudur ve yüksek nesneler için kullanılır. Aynı şekilde, lofty sıfatı kişileri tanımladığında, mağrur, çalımlı, kibirli anlamlarına gelir, zira o kişiler kendilerini başkalarından yukarıda (loft) görürler.
Fransızca
12. Question
Anlam: Question kelimesi soru, question mark ise soru işaretidir (?).
Köken: Aslen Latinceden gelen question kelimesini İngilizce Eski Fransızcadan ödünç almış ve bir daha geri vermemiştir. Kelime aslen sormak veya aramak demektir ve kendini başka kelimelerde de farklı şekillerde gösterir, quire (yirmi dört tabakalık kağıt destesi) kelimesinden quest (arayış, araştırma, macera) kelimesine kadar. Kelimenin bazen Fransızca, bazen de Latince versiyonları kullanıldığı için bu kelime biraz zorlayıcı olabilir.
İlgili Kelimeler: Kimi fantezi kitaplarının ana karakterleri bir maceraya (quest) veya bir şeyi bulmak amacıyla uzun ve zorlu bir arayışa (quest) çıkarlar. Belki sen cinayet ve gizem romanlarına daha meraklısındır, bu kitaplarda da genellikle bir inquest (yasal soruşturma, tahkikat) olur, yani birinin şüpheli ölümüne dair (in) yapılan bir resmi soruşturma (official investigation) (quest). Bu tür kitaplar ilgini çekiyorsa onları yerel kütüphanenden sorup soruşturabilirsin (inquire), ya da onları yerel kütüphanende (in) sorabilirsin (quest).
13. Peace
Anlam: Peace kelimesi huzur ve barış anlamlarına gelir.
Köken: Latincedeki pax ve Eski Fransızcadaki pais kelimeleri peace (huzur, barış) anlamlarına gelir ve İngilizce kelimeler bu iki sözcüğü de ön ek ve son ek olarak kullanırlar. İçlerinde pac ya da peas olan İngilizce kelimeleri düşünün (bezelye anlamına gelen peas kelimesi hariç. Bu kelime tamamen ayrı bir kelimedir.)
İlgili Kelimeler: Pacify (sakinleştirmek, yatıştırmak) kelimesi birini daha sakin (pac) hale getirmek (ify) anlamına gelir. Bebekleri sakinleştirmek için kullanılan bebek emziklerini düşün, onlara İngilizcede boşuna pacifier dememişler! Birini sakinleştirmek için, onun huyuna gitmeyi (appease) dene, bu kelimenin açılımı da şöyle oluyor: Birine istediğini vererek huzur (peas) getirmek (a).
14. Liberty
Anlam: Liberty, özgürlük demek. New York’taki “The Statue of Liberty” de “Özgürlük Anıtı” demek.
Köken: Aslen Latinceden gelen bu sözcük de İngilizceye Eski Fransızca yoluyla gelmiş. Eski Fransızcada liberete olan bu kelime genellikle lib olarak kısaltılırmış.
İlgili Kelimeler: Liberator (kurtarıcı, azat eden), başka biri ya da birilerini içinde bulundukları kölelik, hapis ya da kötü bir lider gibi durumlardan kurtaran, özgür bırakan (lib) kişidir (ator). Özgür kalmak demek, değişikliklere açık olmak demektir, yani liberal olabilirsin—bu da, yeni fikir ve görüşlere açık (lib) bir kişiliğe (al) sahip olmak demek.
İtalyanca
15. Gusto
Anlam: Bir şeyi gusto ile yapmak, o şeyden büyük bir zevk, haz alarak, onu büyük bir ilgiyle, enerjiyle ve şevkle yapmak demek.
Köken: İtalyanca gusto kelimesi aslında zevk, tat (almak) demektir ve Latincede aynı anlamlara gelen gustus kelimesinden gelir.
İlgili Kelimeler: Eğer bir şeyi disgusting (iğrenç, mide bulandırıcı) bulursan o şeyi gusto ile yapmazsın. Disgusting kelimesini açılımı ise şöyle: tat/zevk (gust) siz (dis), yani tatsız/zevksiz.
Arapça
16. Check
Anlam: Check fiili kontrol etmek, denetlemek ve kontrol altına almak, dizginlemek ve bazen de yavaşlatmak veya durdurmak anlamlarına gelir.
Köken: Check kelimesinin ilginç bir tarihi var. Bu sözcük bir dilden diğerine geçip durmuş ve her geçişinde de anlamı biraz değişmiş. Bu kelime aslen Farsçaya aitken, Arapçaya geçerek kral anlamını almış. Zamanla bu kelime satranç oyununda kullanılmaya başlanmış ve kontrol etmek, yönetmek, hakimiyet kurmak anlamlarını kazanmış. Sonunda sözcüğün anlamı bugünkü halini almış. Bu kadar küçük bir kelimede ne kadar da büyük bir tarih yatıyor!
İlgili Kelimeler: Unchecked (kontrolsüz, serbest) kelimesini parçalarına ayırırsak bir şeyi limit veya denetim (check) olmaksızın (un) bırakmak anlamını görürüz. Check kelimesi isim olarak tek başına çek, yani üzerine yazılan bedele eş para karşılığı olan kağıt parçası anlamına da gelir. Raincheck kelimesi eskiden yalnızca dış mekanlarda gerçekleşmesi planlanan ve yağmur yüzünden iptal edilen etkinliklerin telafisi için katılımcılara verilen bilet anlamında kullanılıyormuş. Ancak günümüzde bir başka zaman yapılması istenen herhangi bir etkinlik ya da buluşma için de bu kelime kullanılıyor.
Daha çok kelime kökü ve kökeni bildikçe, yeni İngilizce kelimeleri öğrenmen daha da kolaylaşacak. Aslında bu, İngilizce Türkçe fark etmez, benzer kuralları kullanan hemen her dil için geçerli!
Öğrendiğin kelimeler bu yazıdaki kelimelerle sınırlı kalmasın. Kökenlerini verdiğimiz İngilizce kelimeleri bir düşün. Aklına aynı kökleri kullanan başka kelimeler geliyor mu? Son zamanlarda okuduğun metinleri bir tara. Bakalım aynı kök ya da kökenlere sahip kaç kelime bulabileceksin?
Daima keşfedilecek yeni İngilizce kelimeler olacaktır, artık sen de bunların anlamlarını kolayca bulmak için kökenlerine bakman gerektiğini biliyorsun!