ingilizce-guzel-sozler

İnsanları Gülümsetecek ve İyi Hisler Verecek İngilizce Güzel Sözler

Harikasın!

Gerçekten, sana inanıyorum—bunu yapabilirsin!

İngilizce öğrenmekten işinde başarılı olmaya, istediğin her şeyi yapabilirsin!

Bunun her harfini ciddiyetle söylüyorum.

İnsanın kendisine olumlu bir şey söylenmesi güzel, öyle değil mi?

Dünyanın her yanında insanlar İngilizce güzel sözler kullanır ve bu sözler insanların iyi hissetmesini sağlar, dolayısıyla da bunları öğrenmek önemlidir.

Pozitiflik Amerika Birleşik Devletleri kültüründe de önemli bir yer kaplamaktadır, dolayısıyla Amerikan İngilizcesi öğrenmek istiyorsan işte bu sözleri öğrenmek için başka bir harika neden.

Hazır mısın? Elbette hazırsın! Hadi iltifat etmek, teşvik etmek, övmek, yorum yapmak ve tebrik etmek için kullanılan 25 İngilizce güzel sözü öğrenelim.

İngilizce Güzel Sözler Amerikan Kültüründe Neden Önemli Yere Sahip

Her kültürde olumlu sözler kullanılsa da bunlar Amerikan kültüründe özel bir yere sahiptir. İşte bunların sık sık kullanıldığı yerlere bazı örnekler.

  • Spor yaparken. Amerikalılar spora bayılır. En popüler sporlar arasında ise beyzbol, Amerikan futbolu, basketbol, futbol ve hokey gelmektedir. Spor yaparken güzel sözler söylemek esastır. Koçlar ve takım arkadaşları birbirlerine teşvik edici sözler söyleyerek bir diğerinin daha iyi oynamasına yardımcı olur.
  • Ofiste. Amerikalılar çalışkan bir toplumdur. CNN Money ABD’yi dünyanın en sıkı çalışan 7. Ülkesi olarak listelemiştir. Olumlu bir bakış açısı sıkı çalışmayı kolaylaştırır ve daha keyifli hale getirir. Amerikalılar aynı zamanda oldukça iyimserdir ve bu konuda daha fazlasını bu makalede okuyabilirsin.
  • Öğretirken. Bir öğretmen ya da öğrenci olman fark etmeksizin pozitiflik öğrenmeyi artırır. Öğretmenler öğrencilerinin motivasyonlu ve enerjik olmalarına yardımcı olabilirse öğrenciler daha iyi öğrenecektir. (Bu arada aynısı kendi başına İngilizce öğrenmek için de geçerlidir—olumlu bir bakış açısı yardımcı olacaktır!)
  • İlişki kurarken. Eğer arkadaşlarına, ailene, meslektaşlarına ve patronlarına olumlu şeyler söylersen bu söylediklerin onları memnun edecektir. Böylece senin hakkında olumlu düşünceler beslerler. Herkesin birbirleri hakkında olumlu şeyler söyledikleri ve düşündükleri bir dünya hayal edebiliyor musun? Bu dünya mutlulukla dolu bir yer olurdu.

İngilizce Güzel Sözler

İltifat Etmek İçin

Bir iltifat, başka birisine kedileri hakkında söylenen güzel bir şeydir. Bir kişinin görünüşüne (giysileri, gülümsemesi, gözleri, vb.), çalışmalarına (eserleri, sanatı, vb.) ve hatta hayranlık duyduğun özelliklerine iltifatta bulunabilirsin. Birisine iltifatta bulunmak ve sana iltifat edilmesi insanı iyi hissettirir.

1. Your skirt is so pretty.

Birisinin giydiği şeyi beğeniyorsan bunu ona söyle Bunun bir etek, şapka, gömlek, ayakkabı, küpeler veya tırnak cilası olması fark etmeksizin iltifatın memnuniyetle karşılanır. “Pretty” sözcüğünün eşanlamlıları arasında “handsome,” “chic,” “beautiful,” “lovely” ve “cute” gibi sözcükler yer alır.

Your hat is so cute. Where did you get it?
Şapkan çok hoş. Nereden aldın?

2. You look great today.

Herkes iyi göründüğünü bildiği zaman kendisini iyi hisseder. Bu söz birisine genellikle o gün özellikle bir ayrı güzel göründüklerini söylemek için kullanılabilir.

“Great” sözcüğünün yerine “good,” “beautiful,” “cute,” “handsome” veya “amazing” sözcüklerini kullanabilirsin.

You look really cute today!
Bugün çok hoş görünüyorsun!

3. You’re a fantastic cook.

Bu kalıp herhangi kişilik özelliğine iltifatta bulunmak için kullanılabilir:

You’re a(n) + [sıfat] + [kişilik özelliği].

Burada “cook” sözcüğü yerine “teacher,” “friend,” “writer,” “singer,” “painter,” “musician,” “listener,” “babysitter,” vb. kullanabilirsin.

Ve “superb,” “talented” ya da “excellent” gibi “fantastic” eşanlamlılarını tercih edebilirsin.

Eğer kullandığın sıfat bir ünlü harf ile bitiyorsa “a” yerine “an” kullanmayı unutma:

You’re an amazing mother!
Olağanüstü bir annesin!

4. I like your new haircut.

Birisinde farklı bir şeyler fark ettiğin zaman bir şey söylemek güzeldir. Bunun yeni bir saç stili, araba, ayakkabılar veya cep telefonu kılıfı olması fark etmeksizin bu iltifat o kişiye iyi bir seçim yaptığını hissettirir.

I really like your new belt.
Yeni kemerini gerçekten beğendim.

5. You have the best style.

İşte yine görünüş ile ilgili bir iltifat daha. Ve bunu kullanmak için birisinin gerçekten “en iyi” olması gerekmediğini unutma.

Bu sözü “style” dışında “ideas,” “laugh,” “smile,” “technique,” “art supplies,” “books,” “dog,” vb. birkaç şey hakkında iltifatta bulunmak için de kullanabilirsin.

Ayrıca, çok çeşitli farklı iltifatlar için “the best” yerine “the coolest,” “the most creative,” “the brightest,” “the prettiest,” vb. diğer en üstünlük sıfatlarını kullanabilirsin.

You have the best voice. I love hearing you sing!
[Dünyanın] en iyi sesine sahipsin. Seni şarkı söylerken dinlemeye bayılıyorum!

Teşvik Etmek İçin

Bazen birisine olumlu bir şey söyleyerek o kişiye çok yardımcı olabilirsin. Birisinin kendisini harika hissetmesi ve bir şeyi başarmak için motivasyon edinmesi için nazik ve ilgili sözler edebilirsin. Aşağıda insanları teşvik edecek beş söz bulacaksın.

6. You can do it!

Bu söz bir kişinin özgüvenini toparlamasına ve odaklanmasına yardımcı olur. O kişiye bir şeyi yapabileceğini hatırlatır. “We can do it!” sözü ise 1943’te yayımlanan ünlü bir savaş dönemi Amerikası posterinde kullanılmıştı.

Amerikan başkanı Obama’nın 2008 kampanya sloganı (phrase) “Yes we can!” neredeyse “We can do it” ile aynı anlama gelir.

Kendini cesaretlendirmek yerine “you” veya “we” yerine “I” kullan: I can do it! Hatta “‘I Can Do It’ Day” adlı bir çocuk kitabı dahi mevcuttur.

Bu söz sıklıkla bir kişinin kendi becerileri hakkında şüphe duyması halinde kullanılır. Örneğin:

A: This engineering exam is going to be really hard.
A: Mühendislik sınavı gerçekten zor olacak.

B: You can do it, Chad!
B: Bunu yapabilirsin, Chad!

7. Don’t give up!

Bazen birisine ne yapması gerektiğini söylemek yerine o kişiye ne yapmaması gerektiğini söylemek daha faydalıdır. Bu nedenle birçok motivasyon sözcüğü “don’t” ile başlar, tıpkı “Don’t stop!” ya da “Don’t lose hope!” gibi. (Journey grubunun ünlü şarkısı “Don’t Stop Believing” bunun iyi bir örneğidir.)

“To give up,” umudunu yitirmek ve denemeyi bırakmak anlamına gelen bir sözcük öbeğidir. Diyelim ki bir arkadaşın sana bir bilmece sordu ve bunu çözmeye çalışıyorsun. 15 dakika boyunca yanlış tahminler yürüttükten sonra “I give up” (Pes ediyorum) diyebilirsin. Bunun üzerine arkadaşın sana doğru yanıtı söyleyebilir.

Ama eğer önemli bir şey üzerinde çalışıyorsan birisinin sana pes etme (“Don’t give up!”) dediğini duymak hoş olacaktır.

A: I can’t remember the next line! Ah, I don’t know if I can memorize this poem by the end of the week.
A: Sonraki satırı hatırlayamıyorum! Ah, bu şiiri bu hafta sonuna kadar ezberleyebilir miyim bilemiyorum.

B: Don’t give up!
B: Pes etme!

8. You’re almost there!

Bu bir kişiye bir görevi tamamlamasında ya da bir hedefe ulaşmasında yardımcı olmak için harika bir motivasyon sözdür. Eğer bir kişi bitirmeye çok yaklaşmışsa neden bitiremesin ki?

Bu sözde, “there” sözcüğü genellikle gerçek bir yeri ifade etmez (edebilir de). Bunun yerine bir şeyi tamamlamış ya da bitirmiş olma durumunu ifade eder.

A: I’ve been writing this paper for two months. All I have left is the conclusion, but I don’t want to work on it!
A: İki aydır bu makaleyi yazıyorum. Kalan tel şey sonuç bölümü ama bunun üzerinde çalışmak istemiyorum!

B: You’re almost there!
B: Sık dişini!

9. You’ve made it this far.

Bu söz de birisinin kat etmiş olduğu mesafeye işaret eder. Bahsettiğin kişi işin en başında değildir ve “bu kadar mesafe” kat etmiştir.

“To make” sözcüğü genellikle bir şey oluşturduğun zaman kullanılır. Ama “to make it” sözünde bir şeyi tamamlamak, bitirmek ya da başarmak anlamlarında kullanılır.

Ayrıca ünlü olma yolunda başarılı olmayı da ifade etmek için kullanılır. Bu anlamda kullanıldığında, “She made it” sözü “She’s famous now” anlamına gelebilir.

Ama “You’ve made it this far” zaten bu kadar mesafe kat ettiğin anlamına gelir.

A: Do you think I’ll ever sell 100 copies of my e-book?
A: e-kitabımın hiç 100 adet satacağını düşünüyor musun?

B: Of course you will—you’ve made it this far! You only have 60 more to sell.
B: Elbette satacaksın—buralara kadar geldin! Satacağın sadece 60 kitap kaldı.

10. Keep it up!

“To keep up” sözcük öbeğinin bir anlamı aynı düzeyde ya da aynı tempoda kalmaktır. Örneğin, eğer ödevlerini zamanında yapabilirsen bu, programı takip edebildiğin ve ödevlerini zamanında bitirdiğin anlamına gelmektedir.

Ancak “keep it up” sözcüğünün kendi ayrı anlamı bulunmaktadır: iyi performansı sürdürmek. Yani birisinin iyi bir iş çıkarması ve bu kişinin sıkı çalışmaya devam etmesini istemen halinde kullanılır.

This piano piece sounds excellent; you must have practiced a lot. Keep it up!
Bu piyano parçası kulağa mükemmel geliyor; çok çalışmış olmalısın. Böyle devam et!

Teşekkür Etmek İçin

Bir şeye müteşekkir isen o şeyin senin için ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsundur. Bir kişiye müteşekkir isen o kişiye değer verdiğin anlamına gelir. Aşağıdaki sözcükler birisine ona ne kadar müteşekkir olduğunu göstermek için kullanılabilir.

11. Thanks for your help.

Birisine ne için olursa olsun teşekkür etmek o kişinin takdir edildiğini, kendisine ihtiyaç duyulduğunu ve sevildiğini hissetmesini sağlar. Şu yapılardan herhangi birini kullanabilirsin:

Thanks (so much) for + [bir şey].
Thanks (so much) for + [-ing fiil].

Örneğin, “Thanks for coming!” ya da “Thanks so much for babysitting for us next week” sözlerinin her ikisi de -ing fiilleri kullanılarak ifade edilen eylemlerdir. Aşağıdaki örnekte birisine bir şey için teşekkür ediyoruz: bir kart.

Thanks for the lovely birthday card you sent in the mail. It really made my birthday special!
Postayla gönderdiğin sevimli doğum günü kartı için teşekkürler. Gerçekten de doğum günümü özel bir hale getirdi!

12. I couldn’t have done it without you.

Bu söz, bir kişinin yerinin değiştirilemez olduğunu ifade eder.

Benzer bir anlam ile “What would I do without you?” da diyebilirsin. Bu soru cümlesi, cevaplaman gereken bir soru değildir. Bu sadece karşıdaki kişiye çok büyük yardımları dokunduğunu anlatır.

Thanks for helping me plan this wedding. I couldn’t have done it without you!
Bu düğünü planlamama yardımcı olduğun için teşekkürler. Sen olmasan bunu yapamazdım!

13. I’m so proud of you.

Birisiyle gurur duymak insanların hissedebilecekleri en mutlu edici hislerden biridir. Dolayısıyla, birisinin yaptığı şey seni gerçekten memnun ettiyse ona onunla gurur duyduğunu söyle.

Your art portfolio is fantastic—you’ve worked really hard! I’m so proud of you.
Sanat portföyün muhteşem—gerçekten sıkı çalıştın! Seninle gurur duyuyorum.

14. You’re so awesome.

Bu söz oldukça basit ama bir o kadar da etkilidir. “Awesome” yerine “incredible,” “genius,” “helpful,” “sweet” ya da herhangi uygun sıfatı kullanabilirsin.

You’re so talented. You play the piano really well!
Çok yeteneklisin. Gerçekten iyi piyano çalıyorsun!

15. I appreciate your support.

“I appreciate you” dediğin zaman birisine değer verdiğini ifade edersin. Eğer birisi sana destek olursa bu, sana yardımcı oldukları ya da seninle aynı fikirde oldukları anlamına gelir.

“Support” yerine “help,” “time,” “effort” ya da herhangi diğer uygun ismi kullanabilirsin.

I appreciate your positive attitude.
Pozitif tavrın için müteşekkirim.

Olumlu Yorumlar Yapmak İçin

Bir kişinin performansı ya da eserini eleştirirken, herhangi olumsuz eleştirilerle birlikte olumlu yorumlar yapmak da önemlidir. Bu da o kişinin hem iyi yaptığı bir şeye hem de daha iyi yapabileceği bir şeye değinmek anlamına gelir.

Amerikan İngilizcesinde “criticism sandwich” bunu yapmanın yoludur. Bu tür bir sandviç hazırlamak için önce olumlu, sonra olumsuz bir yorum yapar ve yine olumlu bir yorumla bitirirsin. Bu iki olumlu yorum tıpkı bir sandviç ekmeğinin iki parçası gibidir ve bu nedenle de buna “sandviç” denir.

İşte olumlu yorumlar yaparken kullanabileceğin beş söz.

16. You did a good job on the project.

Birisinin belirli bir konuda iyi bir iş çıkardığını belirtmek için bu söz ya da benzerlerini kullanabilirsin. İşte kullanabileceğin iki kalıp:

Bu listedeki pek çok sözde olduğu gibi “good” sözcüğünü herhangi uygun eşanlamlısıyla değiştirebilirsin.

Ayrıca, daha farklı bir şeyi ifade etmek için “project” yerine de başka bir sözcük kullanabilirsin. Ne kadar detay verirsen bu yorumun da o kadar iyi olacaktır. Eğer “on” edatını kaldıracak olursan bir eylemi tanımlamak için -ing fiilini kullanabilirsin. İşte bu iki kalıp şu şekildedir:

You did a good job + on + [şey].

You did a good job + [-ing fiil] + [detaylar].

Bu ikinci kalıbın bir örneği “You did a good job playing the song at the right tempo (speed)” (Şarkıyı doğru tempoda çalmakla iyi bir iş çıkardın) olacaktır.

You did a great job on your website. I really like the design!
Web sitende harika bir iş çıkardın. Tasarımını gerçekten sevdim!

17. Great work on the presentation.

Bir önceki söze çok benzer ama biraz daha günlük bir kullanımdır. Yine burada da “great” yerine diğer olumlu sıfatları kullanabilir ve “the presentation” sözünü başka uğraşlarla değiştirebilirsin.

Excellent work on the interview questions!
Görüşme sorularında mükemmel bir iş çıkardın!

18. I like the way you give instructions.

“I like the way you…” bir eyleme iltifatta bulunmak için kullanılır, dolayısıyla bunu bir fiil izlemelidir.

I like the way you made the headings bold and blue. That style really helps the headings stand out.
Başlıkları koyu ve mavi yapmanı sevdim. Bu stil başlıkların gerçekten de ön plana çıkmasına yardımcı oluyor.

19. You are improving a lot.

Bu söz bir kişiye yaptıkları şeyde daha iyiye gittiklerini söyler. Bu cümleyi bir eleştirinin takip etmesini istiyorsan karşındaki kişinin kendisini geliştirmek için ne yapabileceği konusunda detaylar ver.

You are improving a lot. Keep on practicing English 15 minutes each day!
Kendini çok geliştirdin. Her gün 15 dakika İngilizce çalışmaya devam et!

20. I can tell you worked really hard on this.

Birisi bir şey yapmak için zaman harcadığı ve efor sarf ettiği zaman bu zahmetlerinin başkaları gözünde önemli olmasını isterler. Bu söz ile o kişinin bir şey üzerinde çalışarak uzun bir zaman geçirdiğini bildiğini aktarmış olursun.

I can tell you worked really hard on the monthly newsletter.
Aylık bülten üzerinde gerçekten sıkı çalıştığını söyleyebilirim.

Tebrik Etmek İçin

Son olarak, tebrik etmek bir kişiye iyi haberleri duyduğun için mutlu olduğunu söylemektir. Genellikle doğum günü, düğün ya da doğum yapma gibi bir kutlama sırasında diğerini tebrik edersin.

21. Happy anniversary!

Bir yıl dönümünde bir çiftin evlendikleri gün kutlanır. Örneğin, eğer iki kişi 50. evlilik yıl dönümlerini kutluyorlarsa bunun anlamı onların 50 yıldır evli olduklarıdır.

“Happy” sözcüğünü “Happy New Year,” “Happy retirement” ve tüm zamanların favorisi “Happy birthday!” gibi tatiller ve özel günler için de kullanabilirsin.

Happy 30th anniversary!
30. yıl dönümünüz kutlu olsun!

22. Congratulations!

Bu sözcük, çok çeşitli senaryolarda bir kişiyi tebrik etmek için kullanılan bir sözdür. Arkadaşın yeni bir işe girdiğinde, patronun yeni bir ev satın aldığında, arkadaşının bebeği olduğunda ya da kuzenin nişanlandığında bunu kullanabilirsin.

Congratulations on the new job!
Yeni işini tebrik ederim!

23. I’m so happy for you!

Bu söz, birisi seninle iyi bir haber paylaştığı zaman kullanılabilir. “Happy” yerine “excited” ya da “thrilled” gibi benzer sözcükler de kullanılabilir.

I can’t believe he proposed (asked you to marry him)! I’m so happy for you!
Onun evlenme teklif ettiğine inanamıyorum! Senin adına çok sevindim!

24. Good job!

Bu kısa sözü birçok şey ile ilgili olarak herkese söyleyebilirsin. Arkadaşın bir testten geçtiği zaman: “Good job!” Komşun oturma odasını yeniden dekore ettiği zaman: “Good job!”

This cake looks amazing. Good job!
Bu pasta harika görünüyor. Bravo!

25. Good luck with your new job.

Son olarak, birisine bir şeyin iyi gideceğini umduğunu göstermek için o kişiye iyi şanslar dileyebilirsin. Mesela bir sınavdan önce, önemli bir performanstan önce “good luck” yaygın olarak söylenir.

Good luck with your presentation on Friday! You’re going to be great.
Cuma günkü sunumunda iyi şanslar! Harika olacak.

 

Umarım bu İngilizce güzel sözlerden bazılarını kullanmak hakkında olumlu düşünüyorsundur. O halde neden hala bekliyorsun? Dışarı çık ve pozitif ol—İngilizcede.

İnsanlar bu kibar sözlerini gerçekten önemseyecektir. Harika bir iş çıkaracaksın! Bol şans!

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close