ingilizce-gelecek-zaman

İngilizce Gelecek Zaman ile İlgili 6 Şaşırtıcı Gerçek

Bunu bir düşün: şu anda biz şimdideyiz.

Bir dakika içerisinden gelecekte olacağız.

Bu cümleleri okudun ve şimdi hepsi geçmişte kaldı.

Çılgınca değil mi?

Henüz olmamış her şey geleceğin bir parçası.

Birkaç saniye, birkaç yıl veya hatta yüz belki de bin yıl sonra bile olabilir.

Çok ileride olacakları düşünmek oldukça zor… fakat onlarla ilgili konuşmak çok daha kolay.

Gelecek hakkında konuşmak, planlar ve tahminler yapmayı, zaman çizelgeleri oluşturmayı ve bu hafta sonu hava durumunun nasıl olacağını merak etmeyi mümkün hale getirir.

İngilizcede gelecek ile ilgili konuşurken İngilizce gelecek zaman, future tense, hakkındaki bazı önemli gerçekleri öğrenmek zorundasın.

Belki gelecek zaman İngilizce cümlelerde nasıl kullanılır ve anlaşılır biliyor olabilirsin.

Fakat eğer mükemmel, akıcı İngilizce konuşmak istiyorsan,   tüm önemli detayları öğrenmen gerekiyor.

Ne zaman, nasıl ve neden future tense kullanılır, bilmen gerekli.

İşte, bu zamanla ilgili 6 önemli gerçek. Bunların hepsini öğrendikten sonra İngilizce gelecek zamanı hep doğru bir şekilde kullanacaksın.

İngilizce Gelecek Zaman ile İlgili Seni Şaşırtacak 6 Gerçek

1. İngilizcede gelecek zaman yoktur.

Hepsi bu, işte makale bitti. Olmayan bir şey ile ilgili nasıl yazabiliriz.

Bekle – tam olarak doğru değil.

İngilizcede gelecek ile ilgili konuşabilirsin ve buna genellikle future tense yani gelecek zaman denir. Fakat pek çok dil bilimci, İngilizcede aslında gelecek zaman yok diye anlatıyor.

Bir tense yani zaman, bizim zamanla ilgili konuşma şeklimizdir. Doğru zamanı kullanmak kurduğun cümlenin anlamını değiştirebilir:
Is it raining now? (şimdiki zaman)
Şimdi yağmur yağıyor mu?
ya da
Will it rain tomorrow? (gelecek zaman)
Yarın yağmur yağacak mı?

Yanlış zamanı kullan ve ıslan, olur mu dersin!

Zamanlar önemlidir. Öyleyse neden bazı insanlar gelecek zaman yok diyorlar?

Çünkü gelecek zamana göre fiillerin (eylem sözcükleri) kendilerini değiştirmenin özel bir yolu yok.

Bir zaman olması için bir fiilin sonu değişmek zorunda. Aslında bu şekilde düşünürsen İngilizcede sadece zaman olarak “past” (geçmiş) ve “non-past” (geçmiş olmayan) var diyebilirsin.

Eğer tüm bunlar kafa karıştırıcı ise, endişelenme – her şey daha net hale gelmek üzere. Artık gelecek zamanın farklı fiil bitimlerinin olmadığını biliyorsun. Bu şu demek, fiillerde yapılması gereken hiçbir değişiklik yok. Ayrıca bu şu da demek, ezberlemek zorunda kalacağın endişelenmen gereken düzensiz fiiller yok.

Bu da mutlu olunacak bir şey!

Peki, gelecek ile ilgili nasıl konuşacaksın?

2. İngilizce gelecek zaman kullanmak için “auxiliary verbs” gerekir.

“Auxiliary” kelimesi “ek destek veya yardım sağlayan şey anlamına” gelir.

O halde, bir auxilary verb, ana eylem fiilini gelecek zamana değiştirmeye yardımcı olacak bir fiildir.

Bu özel auxiliary verb, yardımcı fiil, cümlenin önemli bir parçası değildir.

Eğer “I will write him a letter” dersen “write” kelimesi önemli eylemdir. Orada “will” kelimesi, gelecekte yazmanın yapılacağını gösterir.

Sadece küçük bir yardımcıdır.

Artık bu yardımcı fiilleri bildiğine göre gelecek hakkında konuşmanın en yaygın iki yoluyla tanışalım.

3. İngilizce gelecek zaman ile konuşurken “will/shall” ve “is going to” kullanırız.

İngilizce gelecek zaman için en çok kullanılan iki yardımcı kelime “will” veya “shall” ve “be going to”. Aslında “shall” bugünlerde nadiren kullanılıyor çünkü bir parça resmi kaçıyor. Tek aklında tutman gereken “will”.

Her iki kelimeyi de fiilin değişmemiş, yalın hali takip eder.

Örneğin, birini aramak için plan yapıyorsan şöyle diyebilirsin:
“I will call you tomorrow”
veya
“I am going to call you tomorrow.”
Her ikisi de “Seni yarın arayacağım.”

“To call” değişmedi. Yalnızca yardımcı fiili takip eder.

Olumsuz bir form kullanmadıkça bu kelimeler hep bir arada yerleştirilir. Bu durumda, “not” kelimesini ortada tutarsın, mesela:
“I will not call you tomorrow,”
veya
“I am not going to call you tomorrow.”
Her ikisi de “Seni yarın aramayacağım.”

“Never” veya “always” kelimeleri de yardımcı fiil ile ana fiilin arasına yerleştirerek kullanabilirsin.

Örneğin, şöyle diyebilirsin:
“I will always love you.”
“Seni daima seveceğim.”
veya
“I will never forgive you.”
“Seni asla affetmeyeceğim.”

Hepsi bu kadar! Artık gelecek zaman hakkında konuşmanın en yaygın ve temel yolunu biliyorsun. Fakat hangi yardımcı fiili ne zaman kullanacağını nasıl bileceksin?

4. Will, going to yardımcı fiilleri arasında küçük farklar var.

Yani her ikisini birbirinin yerine kullanabilirsin ve cümle hala doğru olur.

“Will” (veya “shall”) ve “ be going to” kullanımları arasında birkaç küçük fark var.

Gelecekle ilgili tahminler yapmak veya gerçekleri belirtmek için “will” kullan.

  • Tahminler, gelecekte olmasını veya olmamasını istediğin şeylerdir. Şöyle bir tahmin de bulunabilirsin:
    “It will not rain tomorrow.”
    “Yarın yağmur yağmayacak.”
    veya
    “The world will end in a week.”
    “Dünya bir hafta içinde bitecek.”
  • Gelecek olaylar hakkındaki gerçekleri bu şekilde belirtebilirsin, mesela:
    “The sun will rise at 5:30 in the morning tomorrow.”
    “Güneş, yarın sabah saat 5:30’da doğacak.”
    veya
    “You will never learn English if you just watch TV all day.” (TV şovlarından öğrenmek için ipuçlarımızı bilmediğin sürece)
    “Bütün gün sadece televizyon izlersen asla İngilizce öğrenemeyeceksin.”

Plan yapmak ve niyetini ifade etmek için “going to” kullan.

  • Niyet, yapmayı planladığın veya yapmayı umduğun şeydir.
  • Eğer televizyon izlemeyi bırakıp daha fazla ders çalışmaya başlayacaksan bir arkadaşına şöyle söyleyebilirsin:
    “I’m going to study more tomorrow!”
    “Yarın daha fazla ders çalışacağım!”

Unutma ki bu farklar küçüktür. Sadece “I will study tomorrow” (Yarın ders çalışacağım) da diyebilirsin ve bu da doğru olacaktır.

5. Gelecekten bahsederken İngilizce gelecek zaman yerine present tense de kullanabilirsin.

Yardımcı fiil kullanmak, İngilizce gelecek zaman ile ilgili konuşmanın tek yolu değil. Bazen yalnızca present tense, geniş zaman, kullanabilirsin!

Bu durumda aklında bulundurman gereken daha fazla şey var çünkü gelecek zaman için present tense daha özel bir şekilde kullanılır.

Simple present tense, genellikle yakın bir zamanda olacak ve senin kontrol edemediğin, zamanı planlanmış etkinliklerden bahsetmek için kullanılır.
Örneğin:
“The concert starts at 7 tonight”
“Konser, saat 7’de başlar (başlayacak).”

veya
“The train leaves in ten minutes.”
“Tren, on dakika içinde kalkar (kalkacak).”

Önceden konuşulmuş ve planlanmış olan düzenlemeler ve zamanı belirlenmiş etkinlikler için present continuous tense , şimdiki zamanın “be verb+ing”formunu kullanabilirsin.

İşte neye benzediklerine dair örnek:
“My parents are visiting for Christmas next year”
“Önümüzdeki sene Noel için ailem geliyor (gelecek).”
veya
“What are you doing tomorrow evening?”
“Yarın akşam ne yapıyorsun (yapacaksın)?”

Şimdiki zamanı “will” ile de kullanabileceğin bir başka yol daha var. Gelecekte belli bir zamanda gerçekleşiyor olacak şeyleri belirtmek için bunu kullanabiliyorsun.
Örneğin: yukarıda sorulan son soruya cevap vermek istediğinde şöyle söyleyebilirsin
“Tomorrow evening I will be eating dinner.”
“Yarın akşam yemek yiyor olacağım.”

6. İleri düzey: Hatta daha özel gelecek ifadeleri için perfect tense kullanabilirsin.

Bu advanced yani ileri düzey İngilizce öğrenenler içindir.

Future perfect tense, bu makalede bahsedilen diğer kullanımlar kadar sık kullanılmaz ve diğer formlardan bir parça daha karmaşıktır.

Eğer gelecek ile ilgili konuşmanın her yolunu öğrenmek istiyorsan bunu oku. Eğer sadece yaygın olarak kullanılan İngilizce gelecek zaman kalıplarını bilmek seni mutlu edecekse, bunu atladığında çok fazla şey kaybetmiş olmayacaksın!

Perfect tense iki biçime sahip: simple ve continuous.

  • Simple future perfect tense kullanmak için “will have”den sonra past participle, fiilin üçüncü hali, (geçmiş zaman hali) kullanılır.
    Örneğin:
    “will have left”
    “terk etmiş olacak””will have eaten”
    “yemiş olacak”
  • future perfect continuous tense kullanmak için “will have been”den sonra verb+ing form kullanılır.
    Örneğin:
    “Will have been leaving”
    “ayrılıyor olacak””will have been eating”
    “yiyor olacak”

Future perfect tense, gelecekteki geçmişten bahsetmek için kullanılan bir yoldur. Biraz karışık gibi görünebilir, şunu düşün:

“By the time I get to the station, the train will have left.”
“Ben istasyona varana dek tren gitmiş olacak.”
Bu cümlede gelecekte bir ana kadar, eylemin çoktan olmuş olacağını gösteriyor.

Bu zaman, zamanın geçişini vurgulamak için de kullanılabilir.
“Tomorrow I will start eating dinner at 7. By 9 I will have been eating for two hours.”
“Yarın saat 7’de akşam yemeğini yemeye başlayacağım. 9’a kadar iki saat boyunca yemek yiyor olacağım.”
Bu cümle bir eylemin gelecekte ne kadar süreceğini gösteriyor. Gerçekten uzun bir akşam yemeği!

Eylem, İngilizce zamanlar içinde yer alan herhangi bir tense başlayabilir fakat gelecekte sonlanacaksa future tense kullanırsın.

Örneğin:

  • Past perfect:
    “We had gotten married in 2010.”
    “2010 yılında evlenmiştik.”
  • Present perfect:
    “It is now 2015 and we have been married for 5 years.”
    “Şimdi 2015 ve beş yıldır evliyiz.”
  • Future perfect:
    “By 2020 we will have been married for 10 years.”
    “2020 yılına kadar 10 yıldır evli olmuş olacağız.”

Tebrikler, artık İngilizce gelecek zaman konusunda uzmansın. Gelecek zamanı anlamak için çok fazla şey ezberlemene gerek yok. Çok az özel kural var ve neredeyse hiç irregular verbs, düzensiz fiil yok.

Bu makale gelecek ile ilgili kendine daha çok güvenerek konuşmanı sağlayacak.

Tek yapman gereken pratik yapmak. Pratik yapmanın keyifli bir yolunu arıyorsan bilgisayarında, iOS veya Android mobil cihazlarında kullanabileceğin FluentU tam da aradığın şey. Hemen şimdi başla.

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close