ingilizce-e-mail-nasil-yazilir

İngilizce E-mail Nasıl Yazılır: 18 Önemli İpucu ve 3 e-Posta Örneği

İnternet geçtiğimiz seneler içinde çok değişti.

MySpace’ten Facebook’a ve Ask Jeeves’ten Google’a eski siteler kaybolurken yenileri ortaya çıkıyor.

Ama mobil uygulamalar, akıllı cihazlar ve sosyal medya büyürken bir şey değişmeden kaldı: e-posta (e-mail).

Hala bir e-posta adresine sahip olmak gerekiyor ve insanlar neredeyse her gün birbirlerine e-posta gönderiyor.

İşte bu nedenle iyi ve anlaşılır bir İngilizce e-posta yazabilmek gerçekten önemli bir beceridir. Bu beceri sana iş bulmanda, arkadaşlar edinmende, üniversiteye girmende ve çok daha fazlasında yardımcı olabilir.

Eğer İngilizce e-mail nasıl yazılır merak ediyorsan başlangıç seviyesi için hazırlanmış bu rehbere bir göz at.

Daha sonra e-posta kültürü hakkında kullanışlı ipuçları (yapman ve yapmaman gerekenler), e-postanı nasıl yapılandıracağını öğrenmek ve İngilizce yazılmış eksiksiz e-posta örnekleri görmek için okumaya devam et.

Hazır mısın? Hadi yazmaya başlayalım!

İngilizce E-mail Nasıl Yazılır: 18 Önemli İpucu ve 3 Örnek e-Posta

İngilizce E-mail Nasıl Yazılır Öğrenmek için Genel İpuçları

1. Bir e-posta göndermenin gerekli olduğundan emin ol

Bu bölümdeki çoğu ipucu gibi bu da sana bariz bir şey gibi görünebilir. Ama bazen gözümüzün önündeki şeyi unuturuz.

O halde kendine şunu sor: “Bu durumu çözümlemenin daha iyi veya hızlı bir yolu var mı?” Çoğu insan her gün onlarca ve hatta yüzlerce e-posta alır, dolayısıyla bu e-postanın içinde bulunduğun duruma en uygun, en hızlı ve en etkili iletişim yöntemi olduğundan emin ol.

Örneğin, sık sık gördüğün bir iş arkadaşın ya da arkadaşına yazıyorsan muhtemelen onunla bu konuyu yüz yüze de konuşabilirsin. Ya da sadece bir SMS gönderebilir veya arayabilirsin.

Eğer bir e-posta göndermenin en iyi seçenek olduğuna karar verdiysen, o halde “Gönder” tuşuna basmadan önce aşağıdaki ipuçlarını oku.

2. İş ve kişisel olmak üzere ayrı e-posta adresleri kullan

Bu herkes için geçerli olmayabilir ama bunu yapmak sana birçok açıdan yardımcı olabilir.

Birçok şirket otomatik olarak senin için bir e-posta adresi tanımlar. Eğer durum buysa, problem çözülmüştür. Şirketinin verdiği e-posta adresini iş için kullan ve kişisel e-posta adresini de kişisel yazışmalarında kullan.

Eğer bir şirket e-posta adresin varsa bu, bir e-postanın daha profesyonel görünmesini sağlayabilir. Eğer resmi bir e-posta hazırlıyorsan bu iyi olacaktır, ama bir arkadaşına yazıyorsan o kadar da hoş görünmeyebilir. İşte bu nedenle de iki e-posta adresine sahip olmak faydalı olabilir.

Ayrıca, ayrı hesaplarının olması kişisel ve profesyonel hayatlarını dengelemene de yardımcı olabilir.

3. Anlaşılır, kısa ve kibar

Tekrarlamak gerekirse, birçok kişi her gün çok sayıda e-posta alır. Eğer gönderdiğin e-posta kafa karıştırıcı, öfkeli ya da gerçekten uzunsa, alıcı bunu hemen yanıtlamayabilir. Nihayetinde yanıtlamayı unutabilir ya da e-postanı silebilirler.

Dolayısıyla, hızla konuya girdiğinden ama bunu kaba bir şekilde yapmadığından emin ol.

Bir e-postayı bir kompozisyona benzer bir şekilde ele al, sadece daha kısa olmasını sağlayarak iyi sonuçlar elde edeceksin. Bir kompozisyonda konuyu tanıtman, farklı hususları açıklaman ve o konuyu sonuca bağlaman gerekir.

Açıkçası, şahsen bunu yaparken zorlanıyorum. E-postalarda (genellikle) kaba davranmam ama “kısa” olması ile ilgili bazı sorunlar yaşamıyor da değilim. Dolayısıyla, bir e-postayı yazmayı bitirdiğim zaman onu kontrol ediyorum ve zaten gereksiz şeyler olduğu için yaklaşık %20’sini siliyorum.

4. Öfkeliyken e-posta yazma

Bir şeye canın sıkılmışken ya da sinirlenmişken acımasız bir e-posta yazmak son derece cazip gelebilir. Ama buna değmez.

Eğer öfkeliysen, e-postanı yazmadan önce sakinleşene kadar bekle. Öfkeliyken saçma bir şey söylediğin için bir müşteriyi kaybetmek ya da bir arkadaşlığı mahvetmektense bunu yapmak çok daha iyidir.

5. Kısa cümleler kur

3. maddede olduğu gibi bu da kendimden bildiğim bir problem. Uzun, karmaşık cümleler yazmayı seviyorum ama bunlar sıklıkla okuyan için kafa karıştırıcı oluyor. Bu durum özellikle de okuyucunun anadili İngilizce değilse böyle oluyor.

Kosta Rika’da İngilizce öğretiyorum ve İspanyolcada birçok virgül ile ayrılmış oldukça uzun cümlelere sık rastlanıyormuş gibi görünüyor. Bu durum ise özellikle bu düşünceleri İngilizceye çevirdiğin zaman oldukça kafa karıştırıcı oluyor.

İşte bunun için bir ipucu: Kısa cümleler yaz. İngilizce kısa ve anlaşılır cümleler yazmak kötü bir yazım tarzı değildir. Ernest Hemingway gibi bazı yazarlar bunu yapmalarıyla meşhurdur.

Eğer İngilizce yazmak konusunda çekincelerin yoksa uzun ve daha karmaşık cümleler kullanabilirsin. Ama yine de eğer İngilizce yazmak konusunda çekincelerin yoksa muhtemelen zaten bu ipuçlarına da ihtiyacın yoktur!

Eğer daha uzun cümleleri anlaşılır ve doğru bir şekilde kullanmak istersen FluentU, İngilizce cümlelerin farklı şekillerde nasıl kurulabileceğini görmek için harika bir kaynaktır. FluentU gerçek hayattan videoları alıyor ve bunları kişiselleştirilmiş dil derslerine dönüştürüyor. Çok sayıda altyazılı ya da deşifre edilmiş video bulman mümkün. Bu gibi videolar, daha karmaşık ve derin fikirleri ifade etmek için cümleleri nasıl kullanacağını görmenin harika bir yoludur. En iyisi ise iOS ve Android uygulamaları ile istediğin her zaman çalışabilecek olman.

6. E-posta yönlendirmekten ve hepsine yanıt vermekten kaçın

E-posta üzerindeki Yönlendir (“Forward”) seçeneği hem bir lütuf hem de bir lanettir. Önemli bilgileri hızla yeni insanlara iletmek iyi bir şey olabilir. Ama bu işlev doğru kullanılmadığı zaman alıcı için sinir bozucu olabilir. (Aynı şey Tümünü Yanıtla (“Reply All”) seçeneği için de geçerlidir.)

Eğer bir e-postayı yönlendirmen gerekiyorsa hangi bilgileri yönlendirdiğini dikkatle kontrol et. Bazı durumlarda bu bilgiler kişisel, gizli ya da sadece gereksiz olabilir. Eğer öyleyse bu bölümleri çıkar.

Ayrıca, bazı e-posta programları, konu satırının başında “Fwd” ibaresi olan e-postaları filtreler ve bunları İstenmeyen klasörüne düşürmekte ya da iletmemektedir.

Ve Tümünü Yanıtla (“Reply All”) seçeneğine tıklayacak olursan gönderdiğin e-postayı alacak tüm alıcıları bir daha kontrol et. Bazıları gönderdiğin mesajı görmek zorunda olmayabilir. Seni ilgilendirmeyen konularda e-postalar almak son derece sinir bozucu olabilir.

7. İmla kontrol programı kullan

Çoğu e-posta programı bu seçeneği sunar, dolayısıyla bir e-posta göndermeden önce bunu kullanmayı unutma.

Ya da e-posta programında İngilizce imla kontrolü özelliği bulunmuyorsa tarayıcına Grammarly gibi bir uzantı ekleyerek herhangi bir yazı yazdığın zaman bunu kullanabilirsin.

Grammarly’nin en doğru sürümünü edindiğinden emin olmak için Grammarly Premium sahibi olduğundan emin olmalısın, bu eklenti daha ileri seviye İngilizce problemlerini vurgular ve bunlar için düzeltmeler önerir.

8. E-posta imzasına dikkat et

Birçok kişi e-postalarının sonuna “ilginç” ya da “komik” imzalar ekler. Sıklıkla e-posta adresi ya da telefon numarası gibi iletişim bilgilerini eklerler. Bu bilgi kullanışlı olabilir ama e-postaların yönlendirilirse (bkz. Madde 5) bu bilgi tanımadığın ve hatta bu bilgilere sahip olmasını istemeyeceğin kişilerin eline geçebilir.

Ayrıca, birisiyle karşılıklı yazışmalar yapman halinde bunların hepsine imzan eklenerek e-posta zincirinin daha da uzun hale gelmesine neden olur. Dolayısıyla, bazı e-postalara imzanı eklememe kararı alabilirsin.

Ya da bir e-posta imzası istiyorsan bunun sade olmasını ve kişisel bilgiler içermemesini sağlamayı dene.

9. Mümkünse anadili İngilizce olan bir kişiye son okumasını yaptır

Eğer anadili İngilizce olan tanıdıkların ya da İngilizceyi iyi bilen arkadaşların varsa onlardan yazdığın e-postayı kontrol etmelerini isteyebilirsin. Özellikle de önemli bir konuda yazılmış bir e-postaysa bunu yapabilirsin.

Eğer bir İngilizce dersi alıyorsan öğretmeninden dahi bu e-postayı kontrol etmesini isteyebilirsin—sadece bunu nazikçe rica ettiğinden ve “please” (lütfen) demeyi unutmadığından emin ol!

10. Göndermeden önce yazdığın e-postayı oku

E-postalarını kontrol edecek anadili İngilizce olan birisini bulmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda, e-postanı kendin okuman faydalı olacaktır. Bunu yapmak İngilizceni geliştirmene de yardımcı olabilir.

E-posta metnini yüksek sesle okumayı dene. Öncelikle, bunu yapmak telaffuzuna yardımcı olacaktır ve bu her zaman iyidir. İkinci olarak ise bunu yapmak sana gramer hatalarını görmen ve duymanda yardımcı olabilir.

Ayrıca, e-postanın “akıcılığı” hakkında da fikir verir. Eğer yüksek sesle okumak için fazla uzun ya da karmaşıksa muhtemelen bunu kısaltmalı ve daha anlaşılır hale getirmelisin.

11. Alıcıların e-posta adreslerini iki kere kontrol et

Daha önce de söylediğim gibi Kosta Rika’da yaşıyorum. Burada yaşayan insanlar genellikle birçoklarıyla aynı soyadını paylaşıyor. Tıpkı ABD’deki “Smith” veya “Johnson” soyadı gibi ama 10 kat daha kötü.

Hatta birçok defa aynı anda aynı ad ve soyadına sahip birden fazla öğrencim oldu. Ve benzer adlara sahip kişilere yanlışlıkla e-postalar gönderdiğim oldu.

Kısacası, emin olmak için bu e-posta adreslerini iki defa kontrol et.

Sağlam bir Yapıya Sahip İngilizce E-mail Nasıl Yazılır: İpuçları

Önceki bölümde verdiğimiz genel ipuçlarını takip ettikten sonra gerçek anlamda bir e-posta yazman gerekecek. Peki bunu nasıl yapacaksın?

E-postalar için son derece kullanışlı bir kalıp bulunuyor ve bunu takip eden ipuçlarında göreceksin.

12. Konu satırını kullan

Bunu yapmayan kişi sayısı hayret verici derecede fazla. Konu satırını yazarken önemli hususlara değinmeyi de unutma.

Örneğin, sadece Soru (“Question”) yazma. Gerçekten de Cuma Toplantısının Programı Hakkında Soru (“Question About Schedule for Friday’s Meeting”) yazarak detay ver. Böylelikle, alıcı daha e-postayı açmadan göndermiş olduğun e-postanın ne hakkında olduğunu anlayacaktır.

13. Yerinde bir selamlama ile başla

Bir çeşit selamlama sözü ile başlamak en nazik yoldur. Eğer yazdığın kişiyi iyi tanıyorsan ve bu resmi olmayan bir e-posta ise “Hey [İsim],” diyebilirsin.

Ayrıca, çok az daha resmi olması için “Hi [İsim],” ya da “Hello [İsim],” kalıplarını kullanabilirsin.

Eğer yazdığın kişinin adını bilmiyorsan (mesela müşteri hizmetlerine yazarken) “To Whom It May Concern,” kullanabilirsin.

Selamlama sözlerinden sonra genellikle virgül kullanıldığı dikkatini çekti mi? Business Writing gibi pek çok siteye göre kişisel e-postalar ve mektuplarda selamlama sözünden sonra bir virgül ve iş veya resmi e-postalar ve mektuplarda selamlama sözünden sonra iki nokta kullanılmalı.

Ama gerçekte ise bu kuralı unutursan muhtemelen virgül her türlü durumda kullanılabilir.

14. Noktalamaya özen göster

Cümlelere her zaman büyük harf ile başla. Her cümlenin sonuna nokta veya diğer uygun noktalama işaretini koymayı unutma.

Bu küçük bir detay ama iyi bir izlenim yaratmakta gerçekten yardımcı olabilir.

15. Nerede geyik muhabbetinin uygun olacağını düşün

Eğer e-postayı yazdığın kişiyi tanıyorsan biraz “geyik muhabbeti” (small talk) yapmak isteyebilirsin. Bu muhabbet genelinde kişinin ailesi, ortak bir arkadaş ya da birlikte yapılan bir aktivite hakkında sohbet etmek mümkün olabilir. Peki bunu nerede ve nasıl yapabilirsin?

Şahsen ben bunu e-postanın “iş” kısmından sonra yapmayı tercih ediyorum. Eğer bir iyilik istiyorsam önce bunu sormayı ve sonra da geyik muhabbeti yapmayı uygun bulurum.

Diğer kişi veya kültürlerde geyik muhabbeti önden yapılıyor olabilir, bu nedenle okuyucunun karakterine göre bunun yerini değiştirebilirsin.

16. Nasıl sonlandıracağını bilerek başla

Yazarken, e-postanın amacı ve hedefine odaklan. Eğer bir soru soruyorsan, bu soru e-postanın odak noktası olmalıdır. Eğer bir iyilik istiyorsan, hangi iyiliğe istediğin ve okuyucunun sana tam olarak nasıl yardım edebileceği açık ve net belirtilmelidir.

Alıcının sen olduğunu düşün: Yazdığın e-postaya yanıt olarak ne yapman gerektiğini derhal anlayabilir miydin?

17. Paragraflar arasına boşluk koy

Eğer bunu yapmazsan karşına dev gibi bir blok yazı çıkar. Paragraflar arasında “Enter” tuşuna iki defa basman yeterli. Bunu okumak çok daha kolay olacaktır.

18. Yerinde kapanış cümleleri kur

Aşağıda bunlara bazı örnekler bulabilirsin ama bunun yazmış olduğun e-postanın amacına uygun bir veda olduğundan emin ol. Diğer bir deyişle, eğer patronuna yazıyorsan e-postayı “Sevgiler, Ryan” (“Love, Ryan”) diye sonlandırma.

Ve elbette eğer büyükannene sana gönderdiği hediye için teşekkür etmek amacıyla yazıyorsan “Saygılarımla, Ryan Sitzman” (“Sincerely, Ryan Sitzman”) yazarak bitirme. (Ve eğer adın “Ryan Sitzman” değilse hiçbir e-postayı bu isimle imzalama! Bir de, eğer ismin buysa bana haber ver. Bir Ryan Sitzman’lar Kulübü açmak hoş olurdu!)

Şimdi de bütün bu ipuçlarını pratiğe dökelim!

3 Temel İngilizce E-mail Tipi

Devam etmeden önce bir not: Birinci bölümde belirttiğim üzere, son derece önemli bir İngilizce e-mail nasıl yazılır merak ediyorsan—örneğin, bir üniversite başvurusu için ya da ölmüş birinin ardından başsağlığı dileklerini yazarken—mutlaka anadili İngilizce olan birisinden yazmış olduğun e-postayı okumasını ve sana yardımcı olmasını istemelisin.

1. Kişisel e-posta: Kendini ilk defa tanıtmak

Birçok kişi günümüzde hala resmi iş e-postaları yazmaktadır, ama bugünlerde kişisel e-postalar yazmak için artık eskisi kadar nedenimiz kalmadı. İletişimimizin büyük bölümü online sohbet, uygulamalar, SMS ya da diğer yöntemlerle yapılıyor. Ama hala bir İngilizce öğrencisinin İngilizce kişisel bir e-posta yazmasını gerektirebilecek bazı durumlar mevcut.

Kişisel e-postalarla ilgili kişisel hususlar:

  • Kibarlık: Resmi bir dil kullanman gerekmez ama kibar ve samimi görünmek istersin. Bu nedenle de herhangi istekte bulunuyorsan bunları kibarca istediğinden emin ol. Örneğin, “Write me back” (Bana yaz) demek yerine “If you have a chance, I’d love to hear back from you” (Fırsatını bulursanız yanıtınızı okumaktan memnun olurum) ve hatta “Please write back when you have a chance” (Lütfen fırsat bulduğunuz zaman bana yazın) diyebilirsin.
  • Selamlamalar: Selamlamalar için “Dear [İsim]” kalıbı yaygın olarak kullanılır.
  • Sonsöz: Veda etmek için “Thanks” (Teşekkürler), “See you soon!” (Görüşmek üzere!) ve hatta “I’m really looking forward to meeting you in person” (Sizinle bizzat tanışmak için sabırsızlanıyorum) gibi kısa bir cümle kullan. E-posta imzanda ismin geçiyor olsa dahi ismini yazmayı unutma.
  • Rahatlık: Bu gibi e-postalara bazı espriler veya günlük yorumlar ekleyebilirsin. Bununla birlikte, yazdığın e-postanın tonuna dikkat et, özellikle de alıcıyı iyi tanımıyorsan.

Kişisel e-postalara bir örnek:

Bu örnek için Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ya da diğer İngilizce konuşulan bir ülkeye uçacağını hayal et. Oraya gittiğinde bir ailenin yanında kalacaksın. Bu seyahatini düzenleyen kurum seni bir aile ile eşleştirdi ve bizzat tanışmadan önce kendini onlara tanıtman gerekiyor.

İşte yazacağın e-posta şuna benzerdir:

Dear Smith Family,

Hello, my name is John. I received a confirmation letter from the exchange organization today. It said I’ll be staying with you for two months later this year. I wanted to introduce myself so you can know a bit more about me.

I’m 18 years old. I like listening to rock music, playing basketball and reading comic books. I will graduate from high school later this year, and I hope to go to college next year. I’ve never traveled outside of my country, so meeting you and visiting your country will be an exciting, new experience for me!

I’d also like to know more about you, so if you have a chance, please write back at this email address. If you have any questions for me, I’d be happy to answer them.

Thanks again for agreeing to host me—I’m very excited to meet you in person!

John

2. Yarı resmi e-posta: Bir randevu ya da görüşme talebi için yazmak

Bu, özellikle bir İngilizce dil öğrencisiysen oldukça yaygın kullanılan bir e-postadır. Öğretmeninle görüşmek için bir talepte bulunmak için yazıyor olabilirsin.

Yarı resmi e-postalarla ilgili genel hususlar:

  • Uzunluk: Yine belirtelim ki kısa olmasını sağla. Özellikle birçok kişinin müsait olacağı bir zaman bulmaya çalışıyorsan birden fazla e-posta göndermen gerekebilir. Dolayısıyla bunların kısa ve anlaşılır olmasını sağla.
  • Saygı:Alıcıdan bir iyilik istediğini unutma, bu nedenle de saygılı ol ve ısrarcı olma.
  • Selamlamalar: Resmi ya da yarı resmi selamlama şekillerini kullanabilirsin. Yine “Dear ~,” kullanabilirsin ama alıcının ismi yerine bu kez onun unvanı (Mr., Mrs., Ms., Dr., Prof. vb.) ve soyadını kullan.
  • Sonsöz: E-postanın amacına bağlı olarak, “Thanks” (Teşekkürler) “Hope to hear from you soon” (Yakın zamanda görüşmek umuduyla) ya da “Thanks in advance” (Şimdiden teşekkürler) gibi yarı resmi bir veda sözü kullanabilirsin. Eğer yazdığın kişi daha önce bizzat görüşmüş olduğun bir kişiyse “Have a great weekend” (Harika bir hafta sonu geçirmen umuduyla) gibi daha az resmi bir söz kullanabilirsin.
  • Anlaşılırlık: Eğer belirli bir gün hakkında bir talepte bulunuyorsan o gün/tarih ve saat son derece açık olmalıdır. Birden fazla seçenek vermeye çalış. Bunu yaparsan, ilk seçimin işe yaramazsa alıcının içinden seçebileceği diğer tarihler/saatler olacaktır.

Yarı resmi e-postalara bir örnek:

Dear Professor Smith,

I really enjoyed your Introduction to Writing Course, and I was interested in continuing by taking the Advanced Writing Course next semester. I’d like to meet with you to ask a few questions about the course, and also to get more information about the scholarship for international students.

Would it be possible to meet with you at your office sometime next week? I’m available during your regular office hours on Monday and Wednesday (2-5 p.m.), but if you’re busy on those days, I could also meet any time on Tuesday or on Friday afternoon. Please let me know what day and time would work best for you.

Thanks very much for your time and help!

John Johnson

3. Resmi bir e-posta: Bir ürün ile ilgili bir problem hakkında yazmak

Ne yazık ki bu e-postaları oldukça sık yazmak zorunda kalıyorum. Burada “ne yazık ki” diyorum çünkü bir ürün ile ilgili bir problem yaşanması gerçekten can sıkıcıdır. Bir firmanın temsilcilerine derdini anlatmaya çalışmak bazen zor olabilir. Ama açık, nazik bir e-posta sorunlarının daha hızlı çözülmesine yardımcı olur.

Resmi e-postalarla ilgili genel hususlar:

  • Kibarlık: Yine, burada da son derece kibar ol. Birisi müşteri hizmetlerinde çalışıyorsa unutma ki muhtemelen her gün çok sayıda şikayet alıyordur. Bu yüzden sabırlı ve şefkatli ol. Karşındakinin de bir insan olduğunu unutma.
  • Formalite: Espri yapmaktan, argo kullanmaktan ya da kulağa resmi gelmeyen şeyler söylemekten kaçın.
  • Açıklık: Her türlü ilgili detayı ekleyerek e-postanın açık olmasını sağla.
  • Talepler: Olmasını istediğin ya da beklediğin sonucu ya da yanıtı belirt. Buna aynı zamanda e-postanı “işleme koyulabilir” hale getirmektir. Örneğin, eğer ürünün kırıldıysa, onun değiştirilmesini ya da para iadesi yapılmasını isteyebilirsin. Dolayısıyla ne istediğini tam olarak belirt.
  • Selamlamalar: E-postayı alacak kişinin adını bilmiyor olman nedeniyle selamlama için kullanılabilecek yaygın sözlerden biri “To Whom It May Concern” olmaktadır. Ama eğer alıcının adını biliyorsan yarı resmi e-posta örneğinde olduğu gibi “Dear [Unvan] [Soyadı],” kalıbını kullanabilirsin.

Eğer bunlar sana fazlasıyla resmi geliyorsa Günaydın/Tünaydın/İyi Akşamlar (“Good Morning/Afternoon/Evening”) diyerek selamlayabilirsin. Bu senin hem samimi görünmeni hem de alıcının, şikayetin ya da sorularına karşı daha anlayışlı olmasını sağlar.

  • Sonsöz: Vedalaşmak için sade bir Saygılarımla (“Sincerely”) en iyisi olacaktır. Ama eğer bu firma çok resmi değilse ya da karşındaki kişiyle daha önce konuştuysan bir çeşit teşekkür sözü yeterli olacaktır.
  • Örnekler: Anadili İngilizce olan birinden yazdığın e-postayı kontrol etmesini istememin yanı sıra yazdığın e-posta tipi için taslaklar aramak da iyi bir fikir olacaktır. İnternette çok sayıda farklı örnek bulunuyor ve muhtemelen sana bu durum için yardımcı olacak olanı bulabilirsin.

Resmi e-postalara bir örnek:

To Whom It May Concern,

I recently bought a toaster from your company, but unfortunately it appears that the heating element isn’t working correctly.

For reference, the model number is TOS-577, and I bought it on May 1, 2016 at the Toaster Emporium in New York City. I returned the toaster to the store, but they said I should contact you because the model had been an “open-box” discontinued model. Because of that, they weren’t able to offer a refund or exchange.

I can understand the Toaster Emporium’s position, but the toaster shouldn’t have broken so soon. It is still covered under your company’s one-year warranty, so I would like to exchange the toaster for a working model. If that isn’t possible I would like to receive a refund. Please let me know what steps I need to take for this to happen.

Thanks very much for your help with this situation.

Sincerely,
John Johnson

İşte hepsi bu! İngilizce e-mail nasıl yazılır öğrendik. Eğer İngilizce e-postalar yazarken bu ipuçlarını göz önünde bulundurursan e-postalarda bir uzman haline gelebilirsin.

Eğer İngilizce e-posta yazmak ve genel İngilizce yazma becerilerini geliştirmek istiyorsan Inklyo seni bekliyor. Bu sitede İngilizce yazma hakkında eğitici dersler ve kitaplar bulacaksın ve hatta sana hiçbir zaman yazmadığın kadar iyi e-postalar yazmanda yardımcı olacak özel içerikler de bulunuyor.

İyi yazmalar!


Ryan Sitzman Kosta Rika’da İngilizce ve bazen de Almanca öğretmenliği yapmaktadır. Öğrenmek, kahve içmek, seyahat etmek, diller, yazmak, fotoğrafçılık, kitaplar ve filmler onun ilgi alanları arasındadır, tabi bu sırayla olması şart değil. Sitzman ABC web sitesinden hakkında daha fazlasını öğrenebilir ve onunla iletişime geçebilirsin.

Enter your e-mail address to get your free PDF!

We hate SPAM and promise to keep your email address safe

Close