
Yıldızlarla Öğrenin: Meşhur Şarkılardan Öğrenebileceğiniz İleri Seviye İngilizce Kelimeler
İngilizcede ileri seviyeye ulaştınız, ama hala yeni İngilizce kelimeler öğrenmeniz gerek.
Ama ders kitaplarından sıkıldınız, canınız İngilizce çalışmak istemiyor.
Kulaklıklarınızı takıyorsunuz.
İçinizden şarkı söylemek, dans etmek, gülmek, etrafta dolaşmak geliyor.
Şu anda dünyada sevdiğiniz, eğlenceli bir şarkıyı dinlemekten daha güzel bir his yok!
Öyleyse neden bu zevki ileri seviyede İngilizce kelimeler öğrenmeye taşımıyoruz?
Evet, kelime öğrenmek için ezber kartları kullanabilir, haberleri izleyebilir, kendi cümlelerinizi yazabilir ve hatta kitap okuyabilirsiniz.
Fakat yine de, çabasız öğrenme hissi gibisi yoktur.
Size iyi haberlerimiz var. İleri seviyedeki İngilizce kelimeleri öğrenmeyi en sevdiğiniz şarkıcıları ve müzik gruplarını dinleyerek eğlenceli ve kolay hale getirebilirsiniz!
Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)
Neden Şarkılarla Kelime Öğrenmelisiniz?
- Çünkü bu çok eğlenceli! Müzik dinlemeyi kim sevmez ki? Onlarca müzik türü içerisinde herkesin zevkine hitap eden bir müzik türü bulunur. İster fazla bilinmeyen şarkılar olsun, ister popüler şarkılar, mutlaka herkese göre bir müzik vardır.
- Çoğu şarkıda pek çok tekrar vardır. Şarkılarda aynı sözler pek çok kez tekrar tekrar geçer, bu da kelimeleri daha iyi hatırlamanıza yardımcı olur. Yeni kelimeler öğrenmenin en iyi yolu onları pek çok kez kullanmak veya duymaktır. Neyse ki, pek çok şarkı bunu sizin için sözlerini tekrar ederek yapıyor.
- Pek çok eğlenceli şarkıda ileri seviye sözcükler geçer. Bu da, sizin gibi ileri seviyede İngilizce kelimeler öğrenmek isteyen kişiler için harika bir şeydir. Son derece zekice ve harika şarkı sözleri yazan pek çok büyük sanatçı var. Neden bu güzel şarkılardan bir şeyler öğrenerek faydalanmayalım ki?
Şarkılarla İngilizce Kelimeler Öğrenmek için İpuçları
- Şarkı sözlerini okuyun! Genellikle arka planda müzik olduğu için şarkı sözlerini anlamak zordur. Şarkıyı söyleyen sözleri çok hızlı söylüyor olabilir, bu da sözleri anlamayı zorlaştırır. Bütün kelimeleri daha kolay duymak ve anlamak için, şarkıyı dinlerken şarkı sözlerini okuyun.
- Sözcüklerin telaffuzlarının şarkılarda farklı olduğunu unutmayın. Bazı şarkı sözleri kafiyelidir. Genellikle sanatçılar sözlerin kafiyeli olmasını istedikleri için bazı kelimelerin okunuşlarını birbirlerine daha çok benzesinler diye biraz değiştirebilirler. Bunun aklınızı karıştırmasına izin vermeyin; vokalistlerin ya da rapçilerin telaffuzları her zaman doğru olmayabilir. Şarkı söylemek, konuşmaktan epey farklıdır.
Şimdi, tüm zamanların en popüler şarkıcılarının ve müzik gruplarının şarkılarından öğreneceğimiz 12 ileri seviyede İngilizce kelimeye bir bakalım.
Meşhur Şarkılarda Geçen 12 İngilizce İleri Seviye Kelime
1. Paralyzed
Şarkı: Michael Jackson’dan “Thriller”
Paralyzed kelimesi en çok, ister sağlık problemleri yüzünden, isterse korku yüzünden olsun donakalan ve yerlerinden kıpırdayamayan insanlar için kullanılır. Türkçe karşılıkları felç olmuş, çarpılmış, donakalmış olarak sıralanabilir.
En meşhur şarkılarından biri olan “Thriller”da Michael Jackson paralyzed kelimesini birinin hareket edemeyecek kadar korkmuş, korkudan donup kalmış olduğunu anlatmak için kullanıyor.
“You start to freeze as horror looks you right between the eyes. You’re paralyzed.”
“Korku tam gözlerinin içine bakınca donmaya başlarsın. Olduğun yerde çarpılıp kalırsın.”
2. Melting
Şarkı: Michael Jackson’dan “Don’t Stop ‘Til You Get Enough”
Melting kelimesinin iki temel kullanımı var. İlk anlamı, sıcaktan erimek.
İkinci anlamı ise, birinin kalbinizi eritmesi, yani ona aşık olmanız. İşte bu ikinci anlam, bu kelimenin daha ileri seviyedeki kullanımı oluyor.
Michael Jackson bu kelimeyi bir kızın aşkından eridiğini anlatmak için kullanıyor. Yani, Michael Jackson kıza aşık oluyor.
“Touch me and I feel on fire. Ain’t nothin’ like a love desire (ooh). I’m melting (I’m melting) like hot candle wax.”
“Bana dokunduğunda alev alev oluyorum. Aşkın arzusu gibisi yok (ooo). Sıcak bir mum misali eriyorum (Eriyorum).”
3. Groove
Şarkı: Michael Jackson’dan “Rock With You”
Groove, yani oluk, ya da oyuk, üzerindeki şeyin belirli bir yönde hareket etmesini sağlayan uzun, dar bir çukurdur. En azından bu kelimenin ileri seviyedeki kullanımlarından biri böyle.
Müzikte ise, groove şarkının ritmi, temposudur. Aynı, “Michael Jackson’s music always has a really nice groove,” cümlesinde olduğu gibi. Yani, “Michael Jackson’ın müziğinin daima hakikaten iyi bir ritmi olmuştur”.
Çoğunlukla, bu kelime bir rutini veya alışkanlığı ifade eder. “Get into the groove of your new job” ifadesindeki gibi yeni işinizin ritmine alışabilir veya “get into the groove of life in New York,” ifadesinde olduğu gibi New York’taki hayatın temposuna alışabilirsiniz. Jackson’ın ilk şarkılarından biri olan “Rock With You”da groove işte bu anlamıyla kullanılır.
“There ain’t nothing that you can do. Relax your mind. Lay back and groove with mine. You gotta feel that heat. And we can ride the boogie.”
“Yapabileceğin hiçbir şey yok. Zihnini ferah tut. Arkana yaslan ve kendini benim ritmime bırak. Bu sıcaklığı hissetmelisin. Böylece birlikte boogie dansı yapabiliriz.”
Burada görebildiğiniz gibi, groove kelimesi cümleye alışmak, bir şeyleri size tanıdık veya rahat gelen şekilde yapmak anlamı veriyor. Michael Jackson birine zihnini kendisininkinin ritmine bırakıp rahatlamasını söylüyor.
4. Tremble
Şarkı: David Bowie’den “Let’s Dance”
Korkudan titremeye İngilizcede trembling denir.
Bu, buradan öğrenebileceğiniz ileri seviyedeki İngilizce kelimelerin en iyilerinden biri, çünkü kulağa yalnızca titremek, sarsılmak anlamına gelen “shake” kelimesinden çok daha iyi gelir. Kişi öyle korkmuştur ki korkudan titriyordur (trembling in fear).
“Let’s Dance,” David Bowie’nin gelmiş geçmiş en iyi bilinen şarkılarından biri ve bunu da hak ediyor. Gerçekten çok neşeli ve dinlemesi eğlenceli olan bir şarkı.
Bowie, tremble kelimesini bir teşbih (benzetme) yapmak için kullanıyor. Burada, o ve aşığı arasındaki aşkın aşığını titrettiğini söylüyor. Belki de aşığı Bowie’yi o kadar çok seviyor ki, kendini zayıf hissediyor!
“…my love for you. Would break my heart in two. If you should fall, into my arms. And tremble like a flower.”
“…sana olan aşkım. Kalbimi ikiye ayırırdı. Eğer kollarıma düşseydin. Ve titreseydin bir çiçek gibi.”
5. Squawking
Şarkı: David Bowie’den “Moonage Daydream”
Türkçeye ciyaklamak olarak çevrilebilecek olan squawking, bazı kuşların çıkardığı, kulağa can çekişiyorlarmış gibi gelen rahatsız edici sestir. Bazen acı bir feryadı (çığlık) ifade etmek için de bu sözcük kullanılır. Bu oldukça sert, kulak tırmalayıcı bir sestir, pek hoş olduğu söylenemez.
David Bowie’nin en iyi bilinen albümlerinden biri olan “The Rise and Fall of Ziggy Stardust and the Spiders from Mars”tan hareketli ve eğlenceli bir şarkı olan “Moonage Daydream”de, Bowie squawking kelimesini bir teşbih (benzetme) yapmak için kullanıyor.
“Keep your mouth shut, you’re squawking like a pink monkey bird.”
“Ağzını kapalı tut, pembe bir maymun kuşu gibi ciyaklıyorsun.”
Bu durumda, Bowie birinin konuşmasını pembe bir maymun kuşunun (o her neyse) rahatsız edici ciyaklamasına benzetiyor.
6. Ground Control
Şarkı: David Bowie’den “Space Oddity”
Ground Control, yani yer kontrolü, astronotların uzaya uçuşlarında kendilerine yerden yardım eden kişiler için kullandıkları bir ifade.
Ground Control, adından da anlayabileceğiniz gibi, astronotların uzaydan kontrol edemeyecekleri şeyleri yerden kontrol eden bir ekip.
David Bowie, bu yaygın uzay terimini şarkısı “Space Oddity” de kullanarak meşhur etti.
Ground Control uzaya gitmekte olan bir adamla iletişim kurmaya çalışıyor ve “Ground Control to Major Tom,” diyor. Yani “Yer Kontrol‘den Binbaşı Tom’a.” Binbaşı Tom onlarla iletişime geçtiğinde, “This is Major Tom to Ground Control,” diyor, yani, “Ben Binbaşı Tom, Yer Kontrol‘ü arıyorum.”
Bu heyecan verici modern şarkı, Bowie’nin 1970’lerin başlarında şöhrete doğru yükselişinin başlangıcıydı.
7. Wail
Şarkı: Elvis Presley’den “Jailhouse Rock”
Wail kelimesi de squawk kelimesine benzer, çünkü wail de bir çeşit çığlığı, bağrışı ifade eder. Türkçede inleme, inilti, haykırış, feryat, bağırtı gibi karşılıkları olan wail, normalde mutluluktan veya üzüntüden bağıran kişiler için kullanılır.
“Jailhouse Rock” şarkısında Elvis bu kelimeyi, neşeli bir müziğe eşlik eden bir grup mahkumun sevinçten kendinden geçmiş olduğunu belirtmek üzere kullanıyor.
“The warden threw a party in the county jail. The prison band was there and they began to wail. The band was jumpin’ and the joint began to swing.”
“Cezaevi müdürü şehir hapishanesinde bir parti verdi. Cezaevinin müzik grubu oradaydı ve çığlık çığlığa bağırmaya başladılar. Grup hoplayıp zıplıyordu ve bütün hapishane swing (bir tür dans) yapmaya başladı.”
8. Suspicious
Şarkı: Elvis Presley’den “Suspicious Minds”
Suspicious kelimesi, şüpheli, şüpheci anlamlarına gelir ve birine ya da bir şeye tam olarak güvenmeyen kişiler için kullanılır.
Bu kişiler kendilerine söylenen şeyden tam olarak emin değildir. Suspicious aynı zamanda şüpheli bulunan iş ve durumlar için de “fishy” kelimesi ile benzer anlamda, yani iç yüzünü bilmediğimiz ve bize şüpheli gelen iş ve durumlarda, “bu işin içinde bir bit yeniği/bir tuhaflık var” anlamında kullanılır.
Rock müziğin kralı Elvis, suspicious kelimesini şarkının adında kullanarak iki aşığın birbirlerinden şüphelendikleri için artık hep şüpheci zihinlere sahip olacaklarını ifade ediyor (suspicious minds). Yani bu çift artık birbirine tam olarak güvenmiyor ve biri diğerinin ne yaptığından hiçbir zaman tam olarak emin olamıyor.
“We can’t go on together. With suspicious minds (suspicious minds). And we can’t build our dreams. On suspicious minds.”
“Birlikte devam edemeyiz. Böylesi şüpheci zihinlerle (şüpheci zihinlerle). Hayallerimizi de inşa edemeyiz. Bu şüpheci zihinlerin üzerine.”
9. Flaming
Şarkı: Elvis Presley’den “Burning Love”
Flaming kelimesi, bir şeyin alevler içinde olduğunu ifade eder, zira flame sözcüğü alev almak, tutuşmak, alev anlamlarına gelir. Aynı zamanda, melting kelimesi gibi bir şeyin aşkından alev alev olduğumuzu veya bir şeyi çok sevdiğimizi ve daha fazlasını istediğimizi de ifade eder.
Klasik Elvis tarzında sanatçı “flaming” diyerek bir kızın kendisine nasıl hissettirdiğini ifade ediyor. Bu durumda, kız o kadar ateşli ki, Elvis’in beyni onun arzusuyla alev alev yanıyor.
“Girl, girl, girl. You gonna set me on fire. My brain is flaming. I don’t know which way to go.”
“Kız sen var ya. Beni ateşe atacaksın. Beynim alev alev yanıyor. Nereye gideceğimi bilmiyorum.”
10. Illusions
Şarkı: Fleetwood Mac’den “Gold Dust Woman”
Illusion, yani Türkçedeki haliyle illüzyon, bir görüntüyü algılayışımızı ya da gerçeklik algımızı bozan ve gerçekte olan şey yerine başka bir şey görmemize sebep olan bir şeydir. Sıklıkla sihirbazlık numaraları bağlamında, sihir/büyü illüzyonu yaratma anlamında kullanılır. Ancak illüzyon kelimesi bir yalanı da ifade edebilir.
Bu durumda, illusion aşkı nasıl gördüğümüzü ifade etmek için kullanılıyor. Aşkın insanın gözünü kör etmesi gibi bir şey, aşk insanı illüzyonları ile yanıltıyor, hatta kandırabiliyor.
Veya karşınıza öyle biri çıkıyor ki, aşkla ilgili bütün fikirlerinizi sorgulamanıza sebep oluyor. Bu kişi, aşkın ne olduğu hakkındaki fikrinizi yeniden değerlendirmenize yol açıyor. Üstelik bu konudaki fikrinizi kısmen veya tamamen değiştirmenize bile sebep olabiliyor.
“Did she make you cry. Make you break down. Shatter your illusions of love.”
“O kız seni ağlattı mı? Yıkıp dağıttı mı? Aşkla ilgili illüzyonlarını paramparça etti mi?”
11. Reflection
Şarkı: Fleetwood Mac’den “Landslide”
Reflection, yansıma demektir. Aynada kendimize baktığımızda gördüğümüz şey reflection, yani yansımadır.
Ayrıca, selfie çekerken de kendi yansımamıza bakarız.
Reflection kelimesi aynı zamanda kendimizi bir başkasında ya da başka bir şeyde görmemiz anlamında da kullanılabilir. Örneğin, “Landslide” şarkısında grup karla kaplı tepelerin kendilerini nasıl gördüklerini yansıttığını söylüyor.
Reflection kelimesi metaforlarda (mecaz/ şiirsel benzetme) da sıklıkla kullanılan bir sözcüktür.
“I took my love and I took it down. Climbed a mountain and I turned around. And I saw my reflection in the snow covered hills. Till the landslide brought me down.”
“Aşkımı alıp yere serdim. Bir dağa tırmandım ve arkamı döndüm. Karla kaplı tepelerde yansımamı gördüm. Heyelan beni aşağıya çekene kadar.”
12. Chain
Şarkı: Fleetwood Mac’den “The Chain”
Chain kelimesinin Türkçe karşılığı zincir/zincirlemek demektir.
Chain kelimesi genellikle yalnızlık duygusunu ve içinde bulunulan durumdan hiçbir çıkış olmadığı hissini ifade ederken kullanılır.
“The Chain” şarkısında Fleetwood Mac, bu sözcüğü iki kişi arasında evliliğin temsil ettiği hiç bitmeyen ifade etmek için kullanıyor. Bu albümü yazarken grup elemanları ilişkilerinde zorlu bir dönemden geçiyormuş. “The Chain” de dahil o sıralar yazdıkları müziklere ilham veren de buymuş.
“I can still hear you saying. You would never break the chain (Never break the chain).”
“Hala bunu söylerkenki sesini duyuyorum. Zinciri asla kırmayacağını (Zinciri asla kırmayacağını).”
İşte bu kadar! Tüm bu ileri seviye İngilizce kelimeleri ne kadar kolay öğrendiniz, değil mi?
Bu harika kelimelerin hepsini iyice öğrenene kadar bu eğlenceli ve popüler şarkıları çalmaya devam edin.